İCRANIN GERİ BIRAKILMASININ İSTENMESİNİN HERHANGİ BİR SÜREYE TABİ OLMADIĞI
T.C.
Yargıtay
8. Hukuk Dairesi
2014/9373 E.
2015/9402 K.
İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Alacaklı vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; borçlu aleyhine başlatılan ilama dayalı takibin kesinleştiğini, borçlu vekilince ilamın tehiri icra talepli olarak temyizi ile dosya borcunun teminat olarak dosyaya yatırıldığını, taraflarınca haciz talebinde bulunulduğunu ancak İcra Müdürlüğü'nce talebin reddedildiğini, icranın geri bırakılması için yapılması gereken işlemlerin borçlu tarafça 7 günlük süre içerisinde yerine getirilmediğinden hacze yönelik taleplerinin reddine dair işlemin doğru olmadığını ileri sürerek anılan 11.02.2014 tarihli İcra Müdürlüğü işleminin kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, İcra Müdürlüğü'nce 06.02.2014 tarihinde karar tensip tutanağı ile söz konusu miktarın teminat olarak dosyaya yatırıldığı taktirde dosyanın Yargıtay'a sevk tarihinden itibaren 90 gün süre verilmesine karar verildiği, ancak borçlu tarafından belirlenen teminatın takibin kesinleşme tarihi olan 07.02.2014 tarihinden sonra 11.02.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü kasasına yatırıldığı, bu tarihten sonra dosyaya teminat karşılığı olarak yatırılan paranın icra emrinin tebliğinden itibaren belirlenen 7 günlük yasal süresi içinde yatırılmaması nedeniyle teminat olarak kabul edilerek borçluya 11.02.2014 tarihinde mehil vesikası verilmesinin yasaya uygun olmadığı ve süresinden sonra yatırılan paranın da teminat karşılığı yatırılan para olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
İcranın geri bırakılması için verilecek süre, İİK 36. maddesinde "İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir.
Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir..." şeklinde düzenlenmiş olup anılan maddede icranın geri bırakılması talebinde bulunmak için belirli bir süre öngörülmemiştir. Maddenin koşulları yerine getirildiği takdirde takibin her aşamasında icranın geri bırakılması kararı getirilerek takip durdurulabilir. Bu nedenle, Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icranın geri bırakılması kararı kararı alınmadığı gerekçesiyle şikatin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi