İDARİ İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ - SÜRE AŞIMI - ZIMMİ RET

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ - SÜRE AŞIMI - ZIMMİ RET

T.C.
DANIŞTAY
9. DAİRE
2020/1734 E.
2021/2140 K.
22.3.2021 T.

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ ( Şikayet Mercii Tarafından Cevap Verilmeyerek Zımni Ret İşlemi Gerçekleştiğinden Dolayısıyla Bu İşleme Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları ve Mercilerinin Neler Olduğu ve Başvuru Sürelerinin Belirtilmediği Anlaşıldığından Davacı Tarafından Yasal Süresi İçerisinde Dava Açıldığının Kabul Edilmesi ve İşin Esasının İncelenmesi Gerektiği )

SÜRE AŞIMI ( Şikayet Mercii Tarafından Zımmı Ret Gerçekleştiğinden Bu İşleme Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları ve Mercilerinin Neler Olduğu ve Başvuru Sürelerinin Belirtilmediği - Vergi Mahkemesince Davanın Süre Aşımı Nedeniyle Reddine Dair Verilen Karara Karşı Yapılan İstinaf Başvurusunu Reddeden Bölge İdare Mahkemesi Kararında İsabet Görülmediği )

ZIMMİ RET ( Anayasanın 40. Maddesi 2. Fıkrası ile Devletin İşlemlerinde İlgili Kişilerin Hangi Kanun Yolları ve Mercilere Başvuracağını ve Sürelerini Belirtme Zorunluluğu Getirildiği - Şikayet Mercii Tarafından Cevap Verilmeyerek Zımni Ret İşlemi Gerçekleştiği Dolayısıyla Bu İşleme Karşı Başvurulabilecek Kanun Yolları ve Mercilerinin Neler Olduğu ve Başvuru Sürelerinin Belirtilmediği/Vergi Mahkemesince Davanın Süre Aşımı Nedeniyle Reddine Dair Verilen Karara Karşı Yapılan İstinaf Başvurusunu Reddeden Bölge İdare Mahkemesi Kararının Hatalı Olduğu )

2709/m.11,36,40

2577/m.7

ÖZET : Dava, ihale edilen “36 Aylık Tıbbi Görüntüleme Hizmeti Alımı İşi” uhdesinde kalan davacı şirket tarafından anılan işe ilişkin olarak ödenen damga vergisinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali ve tahsil edilen damga vergisinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.

Şikayet mercii tarafından cevap verilmeyerek zımni ret işlemi gerçekleştiğinden, dolayısıyla, bu işleme karşı başvurulabilecek kanun yolları ve mercilerinin neler olduğu ve başvuru sürelerinin belirtilmediği anlaşıldığından, sözü edilen Anayasa hükmü karşısında davacı tarafından yasal süresi içerisinde dava açıldığının kabul edilmesi ve işin esasının incelenmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesince davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

İSTEMİN KONUSU : Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 12/12/2019 tarih ve E:2019/1346, K:2019/1540 Sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı Edirne İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ihale edilen “36 Aylık Tıbbi Görüntüleme Hizmeti Alımı İşi” uhdesinde kalan davacı şirket tarafından anılan işe ilişkin olarak ödenen damga vergisinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali ve tahsil edilen damga vergisinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Konya 2. Vergi Mahkemesinin 09/09/2019 tarih ve E:2019/475, K:2019/621 Sayılı kararıyla, davacının düzetme başvurusunun reddi üzerine açılan davada verilen mercine tevdii kararı ile dava dilekçesinin Gelir İdaresi Başkanlığı'na 20/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve yapılan bu tebliğe rağmen davalı idarece cevap verilmediği dikkate alındığında, başvurusunun 19/05/2019 tarihi itibariyle zımnen reddedildiği, bu haliyle 30 günlük dava açma süresinin 20/05/2019 tarihinde başladığı, bu durumda davacı tarafından anılan tarihten itibaren en geç 19/06/2019 tarihine kadar dava açılabileceği göz önüne alındığında, 16/07/2019 tarihinde açılan bu davanın süresinden sonra açıldığı anlaşıldığından, işin esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Anayasa'nın 40. maddesinde, idarenin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yollarına ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunun düzenlendiği, Anayasa hükmünün doğrudan uygulanabilir niteliğe sahip olduğu, Gelir İdare Başkanlığınca tesis edile işlemin tebliğ edilmediği, tebliğ edilmediği sürece de nasıl bir işlem tesis edildiği, bu işleme karşı hangi yasal yolları kullanma imkanın sahip olunduğunun bilinme imkanı bulunmadığı, idarenin söz konusu başvuruyla alakalı cevap verip vermediği ve tebligatlarda sorun olup olmadığı araştırılmadan, bir anlık idarenin sözüne duyulan güvenden ve yapmış oldukları diğer başvurulara idare tarafından cevap verilmiş olmasından dolayı, usul ekonomisi ilkeleri gereğince de dava açmadıklarının göz ardı edilerek davanın süre yönünden reddedilmesi hukuka aykırı olduğu iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ: Uyuşmazlığa konu olayda, düzeltme başvurusunun reddine dair 08/02/2019 tarih ve E.14186 Sayılı işleme karşı açılan davada, Vergi Mahkemesi'nin dava dilekçesinin Gelir İdaresi Başkanlığına tevdii kararından sonra şikayet mercii tarafından cevap verilmeyerek zımni ret işlemi gerçekleştiğinden, dolayısıyla, bu işleme karşı başvurulabilecek kanun yolları ve mercilerinin neler olduğu ve başvuru sürelerinin belirtilmediği anlaşıldığından, Anayasanın 40. maddesi uyarınca, davacı tarafından yasal süresi içerisinde dava açıldığının kabul edilmesi ve işin esasının incelenmesi gerektiğinden, temyiz isteminin kabulüyle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY: Sağlık Bakanlığı Edirne İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ihale edilen “36 Aylık Tıbbi Görüntüleme Hizmeti Alımı İşi” uhdesinde kalan davacı şirket tarafından anılan işe ilişkin olarak ödenen damga vergisinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesi talebiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali ve tahsil edilen damga vergisinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT: Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu ifade edilmiş,36. maddesinde yer alan, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu yolundaki düzenlemeyle, hak arama özgürlüğü; kişilerin yargı organları önünde davacı veya davalı olarak haklarını savunabilmek için başvurabilmesi ve bu organlar önünde adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde yargılanma hakkının bulunması olarak tanımlanmıştır. Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesinin 4709 Sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrasında ise; "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmü yer almaktadır.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış gün, vergi mahkemelerinde otuz gün olarak düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesine, 4709 Sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkranın gerekçesinde "Bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amaçlanmaktadır. Son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesi hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline gelmiştir." açıklaması yapılmıştır.

Yukarıda yer verilen Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçenin değerlendirilmesinden; bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması için Anayasanın 40. maddesine eklenen ikinci fıkra ile Devletin işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağının ve sürelerini belirtme zorunluluğu getirildiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Devletin vergi idaresinin de tesis ettiği idari işlemlerde, işleme karşı başvurulacak kanun yolunu, idari mercii ve başvuru süresini göstermesi gerekmekte olup bu gereklilik Anayasa'nın bağlayıcılığının zorunlu bir sonucudur.

Bu nedenle, idari makamlarca tesis edilen; hangi kanun yollarına, hangi mercilere başvurulacağı hususu ve başvuru süreleri belirtilmemiş olan işlemlerde tebliğ ile dava açma süresi başlamayacak olup bu şekilde tesis edilen işlemlere karşı açılacak davalarda davanın süresinde açılmadığından söz edilemeyecektir.

Nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun, 27/01/2021 tarih ve E:2020/11, K:2021/1 sayılı, bölge idare mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın giderilmesine ilişkin kararında da Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari veya yargı mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle, idari makamlarca tesis edilen; hangi kanun yollarına, hangi mercilere başvurulacağı hususu ve başvuru süreleri belirtilmemiş olan işlemlerde tebliğ ile dava açma süresi başlamayacak olup bu şekilde tesis edilen işlemlere karşı açılacak davalarda davanın süresinde açılmadığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle, aykırılığın, uyuşmazlık konusu işlemlerde hangi kanun yolları ve mercilere başvurulacağı hususu ile başvuru sürelerinin belirtilmemiş olması halinde davanın süresinde açılmadığından söz edilemeyeceği ve işin esasının incelenmesi gerektiği yönünde giderilmesine karar verilmiştir.

Uyuşmazlığa konu olayda, düzeltme başvurusunun reddine dair 08/02/2019 tarih ve E.14186 Sayılı işleme karşı açılan davada, Vergi Mahkemesi'nin dava dilekçesinin Gelir İdaresi Başkanlığına tevdii kararından sonra şikayet mercii tarafından cevap verilmeyerek zımni ret işlemi gerçekleştiğinden, dolayısıyla, bu işleme karşı başvurulabilecek kanun yolları ve mercilerinin neler olduğu ve başvuru sürelerinin belirtilmediği anlaşıldığından, sözü edilen Anayasa hükmü karşısında davacı tarafından yasal süresi içerisinde dava açıldığının kabul edilmesi ve işin esasının incelenmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesince davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 12/12/2019 tarih ve E:2019/1346, K:2019/1540 Sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22.03.2021 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.