İHTİYADİ TEDBİRİN UZUN SÜRMESİNİN MÜLKİYET HAKKINI İHLAL ETMESİ SEBEBİ İLE TAZMİNATA HÜKMEDİLDİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
KARAR
MEHMET NURULLAH TERECE VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/31370)
Karar Tarihi: 27/2/2020
III. OLAY VE OLGULAR
8. Batman'ın Tilmerç, Tayyar ve Alkami köylerinde bulunan muhtelif taşınmazlara ilişkin olarak başvurucular aleyhine Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) 14/10/2008 tarihinde muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davası açılmıştır. Davayı açan diğer mirasçılar, tapuda murisleri adlarına kayıtlı olan taşınmazların kız çocuklarına mirastan pay kalmaması için devredildiğini, bu şekilde yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik ve muvazaalı olduğunu ileri sürmüşlerdir. 9. Davacı diğer mirasçıların talebi üzerine Mahkemece 31/10/2008 tarihinde uyuşmazlık konusu taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına ve Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. 10. Mahkeme, 3/12/2008 tarihli ve E.2008/559 sayılı dosyayı, hukuki ve fiilî irtibat nedeniyle E.2008/527 sayılı dosya ile birleştirmiş, yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir. 11. Mahkeme 15/5/2009 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararda, Tayyar ve Alkami köylerinde bulunan taşınmazlar yönünden yapılan incelemede taşınmazların 3. kişilerden alındığının açık olduğu ifade edilmiş, Tilmerç köyünde bulunan taşınmazlar yönünden yapılan incelemede ise ortak murisin kendine ait payları dava dışı yeğenlerine devrettiği belirtilmiştir. Ayrıca kararda ihtiyati tedbire ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Temyiz edilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 16/3/2010 tarihli kararıyla bozulmuştur. 12. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkeme 13/6/2017 tarihinde eksik harcın yatırılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.13. Başvurucular, nihai kararın tebliği üzerine bireysel başvuruda bulunmuşlardır. 14. Mahkemenin 13/11/2019 tarihli yazısından başvurucuların mal varlığı yönünden uygulanan tedbirin 11/9/2017 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmıştır.
..................
27. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle getirmenin, yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması, ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).
28. İncelenen başvuruda ihtiyati tedbirin makul olmayan bir süre devam etmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
29. Somut olayda Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı ihtiyati tedbirin kaldırılmasını gerektirmemektedir. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi mülkiyet hakkına yapılan müdahaleyi ölçüsüz kılan tedbirin uzun sürmesine ilişkin olarak tedbir sürecinde mülkiyet hakkının gerektirdiği ivediliğin ve özenin gösterilmesi bakımından yargısal makamların sorumluluğu olduğuna dikkati çekmektedir.
30. Öte yandan somut olayda ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı açıktır. Dolayısıyla eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara net 20.000 TL manevi tazminatın müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucuların bu konuda herhangi bir belge sunmamış olmaları nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
32. Dosyadaki belgelerden tespit edilen -ekli tabloda belirtilen- harçların, ayrıca 3.000 TL vekâlet ücretinin başvuruculara müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvuruculara müştereken net 20.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. Ekli tabloda belirtilen harçların BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE,
E. 3.000 TL vekâlet ücretinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin bilgi için Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2010/765, K.2017/353) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/2/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.