İKALE ICABI IŞVERENDEN GELMIŞSE KANUNI TAZMINATLARINA ILAVETEN IŞÇIYE EK BIR MENFAATIN SAĞLANMASI(MAKUL YARAR) GEREKIR
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2014/12866 E.
2014/28875 K.
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/396-2014/85
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 04/10/2006 tarihinde davalı şirkette işe başladığını, iş akdinin 17/06/2013 tarihinde haksız ve hukuka aykırı şekilde feshedildiğini, en son Halkalı şubesinde ihracat servis sorumlusu olduğunu, şirketin müşterilerine daha iyi ve kaliteli hizmet verebilmek ve bu hizmeti sürekli kılmak amacıyla İSO 9001 Kalite Standardı Belgesi alabilmek için kendi nezdinde bir takım değişikliklere gittiğini, bu değişikliklere bağlı olarak müvekkilinin çalışma şart ve koşullarının kendi rızası ve onayı olmaksızın değiştirildiğini, neredeyse bütün vasıf ve yetkilerinin elinden alındığını, müvekkilinin bu yöndeki rahatsızlığını, davalı şirkete bildirdiğini, şirketin ise müvekkilinin bu eylemine bağlı olarak kendisinden verim alamayacağını düşündüklerini ve şirket yönetimi adına iş akdinin feshedildiğini, müvekkiline tebliğ ettiklerini, feshin usulsüz olduğunu, bu nedenle geçersizliğini, müvekkilinin işe iadesini ve buna bağlı hakların tespitini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının gümrük elemanı olarak çalıştığını, davacının elinden alınan herhangi bir yetki olmadığını, çalışma şart ve koşullarında hiçbir şekilde değişiklik yapılmadığını, davacının çalıştığı ofisi kendisine amir pozisyona sorumlu atanması hususunun 4857 sayılı İş Kanunu 22. Maddesinde belirtili anlamda çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik olmayacağını, davacının şirkete yazı göndererek bu karara itiraz ettiğini, müvekkili firmanın tüm iyiniyet ve çalışması yönünde kendisine yazılı ve sözlü yapılan telkinlere rağmen ısrarla mevcut durumda çalışmayacağına ilişkin kesin bildirimde bulunarak kıdem ve ihbar tazminatının ödenmek suretiyle iş akdine son verilmesini bizzat kendisinin talep ettiğini, bu feshin bir nevi ikale sayılacağını, davacının ısrarlı talebi doğrultusunda firmanın yapmak zorunda kaldığı feshin kötü niyetli olduğu iddiasının başlı başına kötüniyet olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, fesih bildiriminde yeni yapılanmaya karşı çıkmak, bu şekilde çalışmaya devam edilmesi halinde davacıdan verim alınamayacağının iş akdinin fesih nedeni olarak gösterildiği, 4857 Sayılı Yasanın 19. Maddesine göre hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemeyeceği, somut olayda davacının fesih nedeni yapılan durumla ilgili savunmasının alınmadığının anlaşıldığı, feshin bu nedenle usulsüz yapılmış olduğu gerekçesiyle yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması(makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Somut olayda, iş sözleşmesinin sona erdirilmesi talebinin (ikaleye davet) işçiden geldiği, işverence bu talep üzerine davacıya kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiği, böylelikle iş sözleşmesinin bozulması yönünde tarafların iradelerinin birleştiği anlaşılmakla davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 154.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 01/10/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.