İŞ İLİŞKİSİNİN DEVAMI SIRASINDA DÜZENLENEN İBRANAME GEÇERLİ DEĞİLDİR
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2016/14825 E.
2020/3505 K.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01/06/2004-28/03/2013 tarihleri arasında davalıya ait asfalt imalatı yapılan işyerinde zift makinası operatörü ve servis şoförü olarak haftada 7 gün 06:45-19:00 saatleri arasında en son aylık net 1.300,00 TL ücret ile çalıştığını, asfalt serim işinin yaz aylarında geç saatlere kaldığından çoğunlukla saat 22:00-23:00’e kadar çalıştığını, aylık ücretinin bordroda yazılı olan kısmının bankaya yatırıldığını ve kalanının elden ödendiğini, davalıya ait işyerinde haftada 7 gün imalat faaliyeti sürdüğünden hafta tatili izinlerini kullanmadığını, müvekkilinin annesinin kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılması üzerine davalıdan mazeret izni istediğini ve davalının asfalt sezonunda izin vermesinin mümkün olmadığını, davacının yerine yeni bir eleman alması gerektiğini ve davacıyı işten çıkartacağını beyan ettiğini ve tazminatlarının hesaplandığını ancak müvekkilinin tazminatlarının gerçek maaşı esas alınarak hesaplanmasını talep etmesi üzerine tarafların tazminat miktarı konusunda anlaşamadığını ve davacının tazminatlarını almaksızın işten ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek, ücret, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının dava konusu ettiği ücret niteliğindeki alacaklarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacının 29/03/2013 tarihinde işyerine gelmediğini ve işe gelmeyeceğini söyleyerek işyerini terk ettiğini, davalı şirketin birkaç gün davacıyı beklediğin ancak davacının işe dönmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davalı şirkete ait işyerinde haftada 6 gün 08.30-17.00 saatleri arasında çalışma yapıldığını, günlük 1 saat ara dinlenme kullanıldığını ve haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunu, işlerin yoğun olduğu dönemlerde pazar günü çalışmak zorunda kalan personele çalışması karşılığı ücret ödendiğini ya da diğer günlerde 1 gün izin kullandırıldığını, yılbaşı ve dini bayramlarda işyerinin kapalı olduğunu, yaz aylarına rastgelen diğer resmi bayram ve tatillerde işin durumuna göre işçilerin bir kısmının çalışma yapabildiğini, bu durumda çalışan işçilere diğer günlerde izin kullandırıldığını ya da çalışma karşılığı hak ettikleri ücretin ödendiğini, davacının ücret bordrolarındaki ücret ile çalıştığını ve ücret bordrolarının davacının imzasını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi yıllık izin ücreti isteğinde bulunmuş, Mahkemece davacının imzasını taşıyan 31.03.2012 tarihli “yıllık izin ibranamesi” başlıklı belgeye değer verilerek 2010 yılı ve öncesi izinlerin kullanıldığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir.
Yıllık izin hakkının kullandırıldığının ispat yükü işverene ait olup, bu yönde işçinin imzasını taşıyan izin defteri veya eşdeğer yazılı belge ibrazı zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta, davacının imzasını taşıyan 31.03.2012 tarihli yıllık izin ibranamesi başlıklı belge çalışırken düzenlenmiş olup, iş ilişkisinin devamı sırasında düzenlenen ibraname geçerli değildir. Sözü edilen belgede izin kullanma dönemleri ve kullanılan izin süreleri açıklanmamış, genel olarak 2010 yılı ve öncesinde izinlerin kullanıldığı şeklinde ifadeye yer verilmiştir. Bu şekilde genel içerik taşıyan ve izin sürelerini ve tarihlerini kapsamayan belgeye değer verilmesi mümkün olmadığından Mahkemece davacı işçinin 2010 yılı ve öncesine ait izinlerin kullandırıldığının kabulü hatalıdır. Dosya içinde bulunan izin belgeleri değerlendirilerek izin ücreti yönünden inceleme yapılarak hüküm kurulmalıdır.
3-Bilirkişi ek raporunda hafta tatili ücreti hesabında maddi hata söz konusudur. Sözü edilen alacağa ait hesaplamada ücret, hafta sayısı vb. işlemler tamamlandığında raporda geçen toplam hesaplamadan daha fazla alacak miktarı belirlenmekte olup, davacı vekilinin bu yönde itirazları değerlendirilmeksizin ve denetime elverişli hesap raporu alınmaksızın karar verilmesi hatalıdır.
4-Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden sigorta prim tavanı gözetilmeksizin SGK primi ile işsizlik ödeneği kesilmesi de hatalı olup, ayrı bir bozma nedenidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.