İŞ SÖZLEŞMESİ İŞÇİNİN İRADESİ İLE GERÇEKLEŞEN EMEKLİLİK SURETİ İLE SONA ERDİĞİNDEN EMEKLİLİK ÖNCESİ SÜRENİN İHBAR SÜRESİNİN HESABINDA DİKKATE ALINMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
2020/1580 E.
2021/5099 K.
25.02.2021 T.
İŞ SÖZLEŞMESİ İŞÇİNİN İRADESİ İLE GERÇEKLEŞEN EMEKLİLİK SURETİ İLE SONA ERDİĞİNDEN EMEKLİLİK ÖNCESİ SÜRENİN İHBAR SÜRESİNİN HESABINDA DİKKATE ALINMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI - Taraflar Arasında Davacının İhbar Tazminatı Hesabında Dikkate Alınacak Çalışma Süresi Konusunda Uyuşmazlık Bulunduğu - Davalı İşyerinde Depo Sorumlusu Olarak Çalışan Davacının İş Sözleşmesinin Emeklilik Sureti İle Sona Erdiği Ancak Davacı İşçinin Çalışmaya Devam Ettiği - Dosya Kapsamına Göre 03/02/2015 Tarihine Kadar Çalıştığı - Bu Tarihte Kıdem ve İhbar Tazminatına Hak Kazanacak Şekilde İş Sözleşmesinin Sona Erdiği - Davacının Tüm Çalışma Süresine Göre Hesaplanan Kıdem ve İhbar Tazminatı Alacakları Hüküm Altına Alındığı - Kıdem Tazminatının Hesabı Bakımından, Mülga İş Kanunu Kıdem Tazminatı Maddesi Uyarınca Her İki Çalışma Dönemi Birleştirilmek Sureti İle Hesaplamaya Gidilmesi Gerektiği - Emeklilik Sebebi İle Kısmi Olarak Ödenen, Kıdem Tazminatının Mahsubunun İsabetli Olduğu - İhbar Tazminatına İlişkin Hesaplamada; Emeklilik Öncesi Dönemin Dikkate Alınmasının Yerinde Olmadığı - İş Sözleşmesinin İşçinin İradesi İle Gerçekleşen Emeklilik Sureti İle Sona Erdiği Hallerde, İşçinin İhbar Tazminatı Talep Hakkı Olmadığı - İhbar Tazminatının Emeklilik Sonrası Çalışılan Süre Dikkate Alınarak İş Kanunu Uyarınca 4 Haftalık Bildirim Süresi Karşılığı Hesaplanması Gerektiği
ÖZETİ: Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı hesabında dikkate alınacak çalışma süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 01/01/1995-03/02/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde depo sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 06/12/2013 tarihinde emeklilik sureti ile sona erdiği ancak davacı işçinin çalışmaya devam ettiği ve dosya kapsamına göre 03/02/2015 tarihine kadar çalıştığı, bu tarihte kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının tüm çalışma süresine göre hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır. Kıdem tazminatının hesabı bakımından, mülga İş Kanunu kıdem tazminatı maddesi uyarınca her iki çalışma dönemi birleştirilmek sureti ile hesaplamaya gidilmesi ve emeklilik sebebi ile kısmi olarak ödenen, kıdem tazminatının mahsubu isabetli ise de ihbar tazminatına ilişkin hesaplamada; emeklilik öncesi dönemin dikkate alınması yerinde değildir. İş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkı olmadığından bu tazminatın, 07/12/2013-03/02/2015 tarihleri arasındaki emeklilik sonrası çalışılan süre dikkate alınarak İş Kanunu uyarınca 4 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanması gerekmektedir.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalıya ait işyerinde 01.01.1995 tarihinde depo sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, 09.12.2013 tarihinde emekli olmasına rağmen çalışmaya devam ettiğini ve 03.02.2015 tarihinde işverence iş sözleşmesine haklı bir sebep olmaksızın son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının davalıya ait işyerinde 01.01.1995 tarihinden, istifa etmiş olduğu 31.03.2003 tarihine kadar çalıştığını, 15.09.2011 tarihinde yeniden çalışmaya başladığını ve emekli olacağı gerekçesi ile 06.12.2013 tarihinde tekrar işten ayrıldığını, bu sebeple tüm haklarının ödendiğini ve karşılıklı ibralaşıldığını daha sonra tekrar 03.02.2014 tarihinde işe alındığını 03.02.2015 tarihinden itibaren mazeretsiz devamsızlığı sebebiyle iş sözleşmesine haklı olarak son verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının davalı işyerinde 1.1.1995-3.2.2015 tarihleri arasında davacı tanık anlatımlarına göre kesintisiz çalıştığı, Sosyal Güvenlik Kurumu'na emeklilik sebebiyle bildirimde bulunulmuş ve çıkış yapılmış ise de, çalışmanın kesintisiz olarak devam ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin bazı ödeme makbuzları ibraz ettiği, ibraz edilen bu makbuzlardan 2.420,20 Tl'lik makbuzun kıdem tazminatına ilişkin olduğu ve mahsup edildiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2- Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı hesabında dikkate alınacak çalışma süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan sebeplere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih sebebi bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
Somut uyuşmazlıkta; 01/01/1995-03/02/2015 tarihleri arasında davalı işyerinde depo sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin 06/12/2013 tarihinde emeklilik sureti ile sona erdiği ancak davacı işçinin çalışmaya devam ettiği ve dosya kapsamına göre 03/02/2015 tarihine kadar çalıştığı, bu tarihte kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının tüm çalışma süresine göre hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır.
Kıdem tazminatının hesabı bakımından, mülga 1475 sayılı İş Kanunu 14/2 maddesi uyarınca her iki çalışma dönemi birleştirilmek sureti ile hesaplamaya gidilmesi ve emeklilik sebebi ile kısmi olarak ödenen, kıdem tazminatının mahsubu isabetli ise de; ihbar tazminatına ilişkin hesaplamada; emeklilik öncesi dönemin dikkate alınması yerinde değildir. İş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkı olmadığından; bu tazminatın, 07/12/2013-03/02/2015 tarihleri arasındaki emeklilik sonrası çalışılan süre dikkate alınarak 4857 sayılı İş Kanunu ‘nun 17. maddesi uyarınca 4 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanması gerekmektedir. Belirtilen husus gözetilmeden emeklilik öncesi çalışma süresi de eklenerek 8 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanan miktarın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.