İŞÇİ GELMEDİĞİ GÜNLER İÇİN DOKTOR İMZALI BELGE SUNDUĞU TAKDİRDE, İŞÇİNİN İŞ SÖZLEŞMESİ DEVAMSIZLIK NEDENİ İLE FESHEDİLEMEZ
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2016/15471 E.
2020/4024 K.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde makine operatörü olarak çalışırken iş sözleşmesinin işverence haksız şekilde fesh edildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, zamanaşımı def’ini öne sürüp, davacının işyerinde çalışırken 18/06/2014 ve 19/06/2014 tarihlerinde işe gelmediğini, savunmasında da bu durumu kabul ettiğini, mazeretinin haklı bir nedene dayanmadığını, bu nedenle iş sözleşmesinin haklı nedenle fesh edildiğini, tazminata hak kazanmadığını, kullanmadığı izinlerin ücretlerinin de ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, “Davacının iş akdinin davalı işveren tarafından davacının devamsızlıkları sebebiyle İş Kanunun 25/2-f gereğince sona erdirildiği, davalı işverence yapılan feshin haklı ve geçerli olduğu bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği” gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilirken yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davalı tarafın temyizi açısından yapılan inceleme sonucunda;
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre davalı tarafça temyize konu edilen miktar 1.110,00 TL olup, karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL lik kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK.nun 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
2- Davacı tarafın temyizi açısından yapılan inceleme sonucunda;
a- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b- Taraflar arasında, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı nedenle fesh edilip edilmediği hususunda, uyuşmazlık vardır.
Davacı, davalı işyerinde çalışırken 18/06/2014 tarihinde diş sağlığı sorunu nedeniyle acilen diş doktoruna gittiğini ve işe gidemediğini, ertesi gün ise işe gitmek istediğini ancak servisin gelmediğini, işyerinde geçirdiği iş kazası nedeniyle uzuv kaybı yaşadığından toplu taşıma da kullanamadığını, devamsızlığının haklı nedene dayandığını ileri sürerek işverence yapılan feshin haksız olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile iş sözleşmesinin işverence devamsızlık haklı nedeniyle fesh edildiği kabul edilmiş ise de bu kabul dosya kapsamına uygun değildir.
Davacı iddiasına dayanak olarak 18/06/2014 de tedavi gördüğüne yönelik doktor imzalı belge sunmuştur ve bu belgenin aksi ispatlanmış değildir. Yine 19/06/2014 tarihinde de davacıyı almak için servisin gelmediği tanık beyanından anlaşılmaktadır. Buna göre davacının devamsızlığı haklı nedene dayanmakta olup işverence yapılan fesih işlemi haksızdır.
Açıklanan nedenlerle Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatına yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 10/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.