İŞÇİ KAZALARINDA DEĞİŞEN VE YENİ GELİŞEN DURUMLARDA ZAMANAŞIMI YENİ DURUMUN TAMAMLANDIĞI TARİHTE BAŞLAR

İŞÇİ KAZALARINDA DEĞİŞEN VE YENİ GELİŞEN DURUMLARDA ZAMANAŞIMI YENİ DURUMUN TAMAMLANDIĞI TARİHTE BAŞLAR
T.C
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi
2018/ 4769 E. 2019/ 3441 K.

 

K A R A R


1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, sigortalının 25/07/2003 tarihinde gerçekleşen iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle, maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 181.891,96TL maddi, 10.000TL manevi tazminatın ve 2.109,14TL tedavi giderinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelere göre, davalı şirkete ait ......... olarak çalışan davacının, animasyon gösterisi sırasında aynı işi yapan Selin isimli bir arkadaşının kayarak üzerine düşmesi ile yaralandığı ve %24 oranında malul kaldığı, kazanın 25/07/2003 tarihinde gerçekleştiği, davacı vekilinin 26/07/2004 tarihli dava dilekçesi ile 5.000,00TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminat talebinde bulunduğu, 22/07/2013 tarihinde davasını ıslah ederek maddi tazminat talebini 161.616,64TL ye yükselttiği ve harç ikmalini yaptığı, birleşme talepli açılan 15/07/2015 tarihli davada ayrıca 64.159,26TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalı vekilinin birleşen dosyadaki dava dilekçesini ve gerekçeli kararı 16/09/2015 tarihinde tebliğ aldığı ve 22/09/2015 havale tarihli dilekçesi ile zamanaşamı def’ini ileri sürdüğü, böylelikle birleşen dosyaya karşı davalının süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunduğu anlaşılmaktadır.
İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır.
Uyuşmazlık, bu tür davalarda uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir.
Dava konusu olayda, davacı bakımından değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı, giderek olayla birlikte zararın öğrenildiği ve zamanaşımının başlangıç tarihinin olay tarihi olduğu ortadadır. Hal böyle olunca, birleşen dosyaya karşı davalı vekili tarafından süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı def'i kabul edilerek, birleşen dosyadaki dava dilekçesi ile istenilen maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu talebe de itibar edilmek suretiyle karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde, davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.