İŞÇİNİN İKAMET ADRESİNİ DEĞİŞTİRMESİ HAKLI FESİH SEBEBİ DEĞİLDİR, TAZMİNAT TALEBİNİN REDDİ GEREKİR
TC
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
2016/4857 E.
2019/13414 K.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 01.02.2008 tarihinden itibaren davalıya ait eczanede eczacı teknisyeni olarak çalışmaya başladığını, davalı tarafından işten çıkartıldığı 05.08.2014 tarihine kadar aralıksız ve kesintisiz devam ettiğini, davalının müvekkilini bir süre sigortasız çalıştırdıktan sonra 22.09.2008 tarihinde sigorta girişini yaptığını, bıı hususta tespit davası açma hakkını saklı tuttuğunu, müvekkilinin işten çıkartıldığı tarihte aylık net 1.000 TL ücret aldığını, işyerinde bir öğün yemek verildiğini, müvekkilinin çalışma süresi, aldığı ücret miktarı ile sosyal yardımları ve mesleğinin; SGK kayıtlan, tanık beyanları ve emsal ücret araştırması ile ispat edileceğini, davalının müvekkilini fazla çalıştırdığı halde fazla mesai alacağının ödemediğini, müvekkilinin bu hakkının farkına vararak fazla mesailerinin ödenmesi talebinde bulunması üzerine davalının hiddetlenerek müvekkilinin işine son verdiğini, müvekkiline tazminatlarının ödeneceğini, ancak istifa dilekçesi vermesi gerektiği belirtilerek, bir istila dilekçesi yazdırılarak imzalattırıldığını, müvekkilinin işyerinden ayrıldıktan sonra tazminatlarının ödenmesini uzun süre beklemesine rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkili tarafından birkaç kez talepte bulunulmasına rağmen, davalının hep umut vererek müvekkilini oyaladığı ve oyalandığını anlayan davacının huzurdaki davayı açmaya karar verdiğini, istifa dilekçesinde belirtilen fesih nedeninin de gerçekle alakasının olmadığını, zira davacının hala aynı adresinde İkamet etmeye devam ettiğini, taşınmasının söz konusu olmadığını, iş sözleşmesinin son bulma şeklî ve nedeninin işyeri kayıtları ile sabit olduğu gibi, tanık beyanları ile sabit olacağını beyanla; müvekkilinin haftada 6 gün 08.30-19.30 saatleri arasında ara dinlenmesi kullanmaksızın çalıştığını, yemeğini mesai içinde işbaşında yediğini ve ayda 2 gün nöbet günlerinde gece 24.00’de işten ayrıldığını, bu çalışma düzeni içinde hak kazandığı fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia ile ihbar-kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık ücretli izin ve Ağustos ayı 5 günlük ücret alacaklarını talep ettiğini ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili yönünden ileri sürülen husus ve istemlerin hiçbirinin kabule şayan olmadığını, çünkü; davacının müvekkili davalıya ait işyerinde 22.09.2008 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının kayınpederinin dava dilekçesinde ileri sürülen çok sonra 2008 yılı Mayıs ayı sonlarında müvekkiline gelerek gelininin evde canının sıkıldığını işi öğrenmek için eczaneye gelip gitmesini istediğini, ancak müvekkilinin davacının hamile olduğunu, sigortasız işçi çalıştıramayacağını, doğumu yakın birini işe alamayacağını belirterek kabul etmediğini, davacı bu dönemde hamile olup, Temmuz 2008 de doğum yaptığım, doğumdan sonra davacının kayınpederinin tekrar ricası olması üzerine müvekkilinin 22.09.2008 tarihinde davacıyı işe aldığını, işe girerken davacının eczacılık teknisyeni sertifikası olmadığını, davacının müvekkilinin zorlaması ile 2009 yılında eczacılık teknisyeni sertifikası aldığını, davacının 01.02.2008 tarihinde eczacı teknisyeni olarak işe başlamasının mümkün olamayacağını, davacının bıı beyanının gerçeği yansıtmadığını, davacının iş sözleşmesinin 4857 saydı İş Kanunu 25/2-g bendi uyarınca haklı seheple feshedilmiş olup, davacının müvekkilinden tazminat talebinde bulunma hakkının bulunmadığını, davacının işyerine haber vermeksizin izinsiz olarak 04.08.2014- 05.08.2014, 06.08.2014 tarihlerinde üst üste 3 gün işe gelmediğini bu hususun tutulan tutanaklarla sabit olduğunu, müvekkili tarafından 07.08.2014 tarihinde davacının işyeri dosyasına sunduğu ikametgah senedindeki adresine ihtarname keşide edilmiş ise de, davacının bu ihtarnameyi kötü niyetli olarak tebellüğ etmediğini, 05.08.2014 tarihinde müvekkilinin işyerine davacı tarafından gönderilmiş görünen bir faks geldiğini, bu faksın incelendiğinde davacının 05.08.2014 tarihinde ...'da olduğu görülmekte, yine davacının 03.08.2014 tarihinde facebook sayfasında “kızıma doğru yolculuk başlar ...İle ... Otogarda keyifli hissediyor” denilmekte olduğunu, davacının 03.08.2014 tarihinde ...'ya gitmek üzere yola çıktığını, 05.08.2014 tarihinde müvekkilinin eczanesine ...'dan faks gönderdiğini, yani davacının iş sözleşmesinin feshine ilişkin olarak dava dilekçesinin 2. şıkkında yazılanların tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının tüm mesai alacaklarını aldığının dosyaya sundukları kendi imzasını taşıyan cari hesap pusulaları ile sabit olduğunu, davacının olmayan mesai ücreti alacağını istemesi ve müvekkilinin de bu duruma kızıp onu işten çıkarmasının mümkün olmadığını, davacının 3 gün üstüste hiçbir haklı sebep bildirmeksizin işe gelmemesi üzerine haklı nedenle iş akdinin feshedildiğini, keyfi bir şekilde hiçbir mazeret göstermeksizin görevine gelmeyen davacının İş akdinin feshedilmesine kendi kusuru ile sebep olduğunu, davacının tamamen haksız kazanç elde etme çabası içinde olduğunu, davacının fazla mesai iddiasının da gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin kurumsal bir yapıda çalıştığını, fazla mesai yapıldığında bu durumu bordrolara yansıtarak işçilere gereken ödemelerin yapıldığını, davacının yıllık izinlerini de kullandığını, bu durumun da sabit olduğunu, eczane işyerinde kışın 09.00- 19.00 yazın ise 09,00-19,30 saatleri arasında çalışılmasının zorunlu olduğunu, davacının Ağustos 2014 ayına ilişkin 3 günlük ücret alacağını alması için davacının aradığını, “gelip alacağını” bildirdiğini, müvekkilinin sadece Ağustos 2014 ayına ilişkin 3 günlük ücret ödemesi gerektiğini, bu ücretin de davacının adresine konutta ödemeli olarak gönderildiğini, davacının müvekkilinden ihbar-kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı, yıllık izin alacağı ve ücret alacağı bulunmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının işçilik alacaklarını ödenmemesi nedeni ile davacı tarafından iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin kabul edildiği bu nedenle kıdem tazminatına hükmedildiği, hizmet akdinin davacı tarafından sonlandırılmış olması nedeni ile ihbar tazminatının reddi gerektiği, tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna göre fazla mesai alacağı olduğunu, davacının yıllık izinlerini kullandığına dair davalı işverenin delil ibraz edemediği bu nedenle yıllık izin talebinin ve ücret alacağının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekili dava dilekçesinde davacının iş akdine davalı işveren tarafından 05.08.2014 tarihinde son verildiğini, istifa dilekçesinin yazdırıldığını bu dilekçede belirtilen fesih nedeninin gerçekle alakasının olmadığını belirterek diğer işçilik alacaklarının yanında kıdem ve ihbar tazminatı talep etmiştir. Davalı işveren davacının devamsızlık yaptığını savunmuştur. Mahkemece davacının iş akdini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatını kabul etmiş ise de bu kabul dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
Dosyada mevcut davacı adına imza taşıyan el yazılı ... ilçesindeki kırtasiyeden gönderildiği anlaşılan 05.08.2014 tarihli faks içeriğinde aynen " Sayın ..., bilindiği üzere ikametgahımın değişmesi nedeniyle zorunlu nedenlerle işyerinizden ayrılmak zorunda kaldım. Hizmet süreme göre hesaplanacak kıdem tazminatımın hesaplanarak ödenmesi hususunu takdirlerinize arz ederim" şeklinde talepte bulunulduğu görülmektedir. Davacının iş akdinin dava dilekçesindeki iddianın aksine "ikametgahının değişmesi nedeni " ile feshettiğini açıkça belirtmiştir. İşçinin ikametgahının değişmesi haklı fesih nedeni olmayıp bildirilen fesih sebebide değiştirilemeyeceğinden iş akdini haklı nedenle feshetmeyen davacının kıdem tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.