İŞÇİNİN MESAİ SAATLERİNDE İDDİA OYNAMASI VE İŞİNE İLGİSİZ KAYITSIZ KALMASI GEÇERLİ NEDENLE FESİH SEBEBİDİR
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
2009/39671
2010/37399
DAVA :Davacı, işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı iş sözleşmesinin geçerli neden olmaksızın işverence feshedildiğini, fesihte gösterilen nedenlerin gerçek dışı olduğunu, savunma için yeterli süre verilmediğini, daha açıklayıcı bilgi verilmesini istediyse de ertesi gün iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, yapılan soruşturmanın tümüyle keyfi olduğunu belirterek, feshin geçersizliğine, işe iadeye ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının davranışları sonucunda işyerinde olumsuzluklara ve çalışanlar arasında huzursuzluğa yol açması nedeniyle işine son verildiğini, işçinin şube müdürü olarak temsil konumunun değerlendirilmesi gerektiğini; davacının mesai saatlerine uymadığı, çoğunlukla geç geldiği, mesai saatlerinde iddia oyunu oynattığı, en fazla 1-2 saat kalıp gittiği, kasa kapanış saatinde gelmediği, müşterilerle müzik dinleyerek sohbet ettiği, iddia oynadığı, bilgisayarda ilgili sitenin sıklıkla açık olduğu, müşterilerden borç para aldığı gerçekleri nedeniyle feshin geçerli nedene dayandığını, bu eylemleri ile işverenin, işçinin temsil davranışları konusunda güvenini sarstığını, artık davacı ile çalışılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, başlangıçta şubenin bir yıllık geriye doğru kredi işlemlerinin teftişi halindeki incelemenin, davacının eylemleri, mesaiye riayeti, iş dışında eylemleri ve girdiği internet sitelerinin araştırılmasına dönüştürüldüğü, şahsileştirildiği, aynı şubedeki diğer çalışanların yazılı şikayeti olmamasına rağmen beş ayrı gün toplam 63 sayfa soru cevap şeklinde ifadesinin alındığı, raporun kapsamına rağmen belirlenen eylemler ile sonuç kanaat arasındaki ölçüsüzlük nedeniyle soruşturma raporunun çelişkili olduğu, davacıya isnad edilen eylemlerin bir kısmı zaman ve şahıs açısından somut olmamakla birlikte, eylemlerin sayı ve niteliği itibariyle davacıya savunma için makul süre de verilmediğinden feshin bu yasal zorunluluğa uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğu değerlendirilerek işe iadeye karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İşçinin geçerli bir feshe neden olabilecek davranışları İş Yasasının 25.maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı nedenlerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa İş Yasasının 18/1.maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Dosya içeriğine göre, davacı şube müdürü olarak çalışmaktadır. İş sözleşmesi yeterli teminat tesis etmemek, çapraz kefaletlere yer vermek, kredibilitesi bulunmayan firmalara kredi tahsis etmek, bir takım firmaların yasal takibe intikalinde gecikmelere yer vermek, paravan nitelikli krediler tahsis etmek, geri ödeme performansı olumsuz olan firmalarla kredi ilişkisine girmek, ticari faaliyeti bulunmayan firmaları kredilendirmek, kredi tahsisleri ile ilgili olarak genel müdürlüğü yanıltmak, ilave risk almak, kredi teminatlarını güçlendirmeye yönelik girişimde bulunmamak, ticari kredilendirme müdürü tarafından uygun görülmeyen bir firma yararına paravan nitelikli krediler tahsis etmek, birçok firmanın bölge müdürü yetkisine girmemesi için kefalet tutarlarını bilgi işlem sistemine şube yetki sınırlarını aşmayacak şekilde tanımlatmak ya da hiç tanımlatmamak, aynı risk grubunda yer alan kişileri risk grubu olarak tanımlatmamak, yasal sürelerin üzerinde geciken krediler ile ilgili olarak borçlu ve kefillere gerekli yasal bildirimleri yapmamak, mevzuat dışı işlemleri ile 6 firma ile ilgili banka zararı oluşması ihtimali doğmasına yol açmak, yakın ilişkisi olduğu müşterilerine masraf indirimi, kasa kolaylığı gibi imtiyazlar tanımak, çalışma saatleri içinde bilgisayarda internet üzerinden futbol bahis sitelerini sıklıkla ziyaret etmek, müşterilerle iddia oyunu oynamaya alışkanlık haline getirmek, mesainin önemli bir bölümünü bu oyuna harcamak, müşterilerle yakın ilişkiler tesis etmek, eğlence merkezlerine gitmeyi alışkanlık haline getirmek, yasal sınırlara yakın düzeyde borçlanmak, kredi ödeme performansı düşük iki müşteriden borç almak, şube içi toplantılarda çalışanlara bağırmak, fikirlerini sormamak, müşteri şikayetlerinden sadece personeli sorumlu tutmak, asabi tavırlar sergilemek, teftiş sırasında müfettişe yanıltıcı bilgiler vermek, işbirliğine yanaşmamak, şube yetkili Yrd Serpil Balaban’ın gayri ahlaki ilişkisinin olduğu yönünde asılsız ithamda bulunmak, şubeye sabah geç gelip akşam ana kasa mutabakatını almadan erken ayrılmak, mesai saatlerinde zaman zaman arşivde oturup gazete okumak, müzik dinlemek, akşam geç saatte bazen spor kıyafetle gelmek, işini tamamlayan personeli akşam geç saate kadar keyfi olarak şubede tutmak nedeniyle sona erdirilmiştir. Yargılama sırasında toplanan belgelerden, idari soruşturmanın çok kapsamlı olduğu, davacı hakkındaki fesih nedenlerinin usulsüz bankacılık işlemleri ve olumsuz davranışları olarak iki grupta toplandığı anlaşılmaktadır.
Usulsüz işlemler işverence somutlaştırılmamıştır. Ancak davalı tanık anlatımları ile doğrulanan, davacının müşterilerle kredi ilişkilerinde hatıra dayalı davranışları nedeniyle güçlükler yaşadıkları, sonradan bunları davacının düzelttiği, mesai saatlerinde iddia oyunu için düzenlenmiş internet sitelerine girecek kadar iddia isimli futbol bahis oyununa düşkün olduğu, müşterilerle bazen arşivde bu oyunu oynadıkları, şube müdürü konumundaki görevinin önemi ve ağırlığı tartışılmaz olan davacıyı ihtiyaç olduğunda ilçedeki iddia bayiine telefon ederek çağırdıklarının dahi olduğu, akşamları kasayı kapatmaya geç geldiği için çalışanların şubeden ayrılamadıkları göz ardı edilemez. İşvereni temsil konusunda şubenin en yetkili kişisi olan işçinin, mesai saatlerine uygun davranması, çalışma saatlerinde de tüm çabasını işine hasretmesi, çalışanlarına disiplini ile örnek olması, müşteriler ile daha sonra sorun yaşamamak için iş yaşamının gerektirdiği mesafeyi koruması gerektiği tartışılmaz. İşçinin açıklanan davranışları ile işyerinde olumsuzluklara yol açtığı sabittir. Belirtilen nedenler, yukarıda açıklandığı şekilde haklı fesih sebebi oluşturmamaktadır. Ancak işçinin bu davranış şeklini sergilemesi iş akışını bozucu niteliktedir. Artık işverenden iş ilişkisini devam ettirmesi normal ölçülerde beklenemez. Fesih geçerli nedene dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 490.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1100 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 13.12.2010 tarihinde karar verildi.