İŞÇİNİN ÖZEL İŞLERİ İÇİN İŞVERENİN İZNİ OLMADAN BİLGİSAYARI KULLANMASI
T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
2016/6321 E.
2016/13143 K.
03.05.2016 T.
* İŞÇİNİN ÖZEL İŞLERİ İÇİN İŞVERENİN İZNİ OLMADAN BİLGİSAYARI KULLANMASI ( Yaş Dışında Emeklilik Şartlarını Sağlayan İşçinin Sözleşmesini Feshedip Kıdem Tazminatı Talep Ettiği - İhbar Süresi İçerisinde İşçinin İşverenin İzni Olmadan Özel İşleri İçin Bilgisayarı Kullanması Nedeniyle İşverenin İş Sözleşmesini Haklı Sebeple ve Derhal Feshettiği/Ceza Dava Dosyası da Celp Edilerek Haksız Rekabet ve Bilgi İşlem Alanında Uzman Bilirkişilerin ve Bulunduğu Bilirkişi Kurulundan Rapor Alınarak Karar Verileceği )
* İHBAR SÜRESİ İÇERİSİNDE İŞVEREN TARAFINDAN İŞ AKDİNİN FESHEDİLMESİ ( Yaş Dışında Emeklilik Şartlarını Sağlayan İşçinin Sözleşmesini Feshedip Kıdem Tazminatı Talep Ettiği - İhbar Süresi İçerisinde İşçinin İşverenin İzni Olmadan Özel İşleri İçin Bilgisayarı Kullanması Nedeniyle İşverenin İş Sözleşmesini Haklı Sebeple ve Derhal Feshettiği/İş Sözleşmesinin İşverence Sona Erdirildiği Kabul Edilerek Değerlendirme Yapılacağı )
* İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( İşçinin İş Sözleşmesini Yaş Dışında Kalan Emeklilik Şartlarını Sağlaması Gerekçesiyle Feshettiği ve Kıdem Tazminatı Talep Ettiği/İhbar Süresi İçerisinde İşçinin İşverenin İzni Olmadan Özel İşleri İçin Bilgisayarı Kullanması Nedeniyle İşverenin İş Sözleşmesini Haklı Sebeple ve Derhal Feshettiği - Davacı İşçinin Özel İşleri İçin İşverenin İzni Olmadan Bilgisayarı Kullanamayacağı/Davalı İşverenin Bilgisayar Verilerine Delil Olarak Dayanabileceği)
* KIDEM TAZMİNATININ ÖDENMEMESİ ÜZERİNE YAPILAN TAKİP (İtirazın İptali İstemi - İhbar Süresi İçerisinde İşçinin İşverenin İzni Olmadan Özel İşleri İçin Bilgisayarı Kullanması Nedeniyle İşverenin İş Sözleşmesini Haklı Sebeple ve Derhal Feshettiği/Ceza Dava Dosyası da Celp Edilerek Aralarında Haksız Rekabet ve Bilgi İşlem Alanında Uzman Bilirkişilerin de Bulunduğu Bilirkişi Kurulundan Rapor Alınması Gerektiği)
* MADDİ HATA SONUCU VERİLEN BİR KARARA MAHKEMECE UYULMASINA KARAR VERİLMESİ ( Maddi Hata Sonucu Verilen Bir Karara Mahkemece Uyulmasına Karar Verilmesi Halinde Dahi Usulü Kazanılmış Hak Oluşmayacağı - Yargıtay’ın Hatalı Bozma Kararından Dönülmesinin Mümkün Olduğu )
2004/m. 67
4857/m. 25/II-(e)
YİBGK, E. 1957/13, K. 1959/5, T. 04.02.1959
YİBGK, E. 1960/21, K. 1960/9, T. 09.05.1960
ÖZET : Davacı, iş sözleşmesini yaş dışında kalan emeklilik şartlarını sağlaması gerekçesiyle feshetmiş, hak kazandığı kıdem tazminatının ödenmemesi üzerine itirazın iptali davası açmıştır.
Davacının görevi gereği işverenin işlerini yürütmesi için kendisine verilen bilgisayar üzerinde davalı şirketin inceleme yaptırdığı anlaşılmaktadır. İşverenin kendisine ait bilgisayar ve elektronik posta adresleri ile bu adreslere gelen elektronik postaları her zaman denetleme yetkisi bulunmaktadır. Kaldı ki, davacı işçinin özel işleri için işverenin izni olmadan bilgisayarı kullanması kabul edilemez. Davalı işverenin bilgisayar verilerine delil olarak dayanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ceza dava dosyası da celp edilerek, aralarında haksız rekabet ve bilgi işlem alanında uzman bilirkişilerin de bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınarak karar verilmelidir.
İhbar süresi içerisinde, tarafların hak ve borçları devam etmektedir. İhbar süresi içerisinde, işveren fesih bildirimiyle davacının iş sözleşmesini haklı sebeple ve derhal feshettiğini bildirmiştir. İş sözleşmesinin işverence sona erdirildiği kabul edilerek değerlendirme yapılması gereklidir. Dairemizin bozma ilamında, iş sözleşmesinin işçi tarafından emeklilik sebebiyle feshedildiğinin esas alınarak, kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiş ise de, bozma ilamının dosya delil durumu karşısında, maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
DAVA : Taraflar arasındaki, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra, inkar tazminatı alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.05.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili ile karşı taraf adına vekili geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini, yaş dışında kalan emeklilik şartlarını sağlaması gerekçesiyle feshettiğini, hak kazandığı kıdem tazminatının ödenmemesi üzerine işveren aleyhine icra takibi yapıldığını, işverenin haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin müvekkili işverence haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine Dairemizin 29.06.2015 tarihli kararıyla, iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle fesheden davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı işçi, davalı şirkete sunduğu 24.04.2012 tarihli fesih bildiriminde, onbeş yıldan beri sigortalı olma ve üçbinaltıyüz gün prim ödemiş olma koşullarını yerine getirmiş bulunduğundan, iş sözleşmesini, ihbar süresi sonu olan 18.06.2012 tarihinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun geçici 6. maddesi ile yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi birinci fıkrasına göre feshettiğini bildirmiş olup, hak etmiş olduğu kıdem tazminatı ve diğer kanuni haklarının hesaplanarak tarafına ödenmesi talep edilmiştir.
Davalı şirket tarafından, davacıya karşı keşide edilen Ankara 4. Noterliği'nin 14.06.2012 tarihli fesih bildirimde ise, "Emekli olmak niyetiyle 18 Haziran 2012 tarihinden geçerli olmak üzere iş akdinizi feshettiğiniz ve ihbar süresi sonunda kıdem tazminatınızın tarafınıza ödenmesini talep ettiğiniz 24.04.2012 tarihli başvurunuzun işvereni aldatmak maksadıyla yapıldığı ve hizmet akdiniz devam ederken işverene sadakat borcunuzu ihlal eden, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğunuz tespit edildiğinden 14.06.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25(e) maddesi gereğince iş akdinizin işveren tarafından haklı nedenle ve derhal feshedildiğini bildiririz." şeklinde açıklamada bulunulmuştur. Söz konusu fesih bildirimi, 16.06.2012 tarihinde davacı işçiye tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı ile aynı tarihte bir başka çalışanın da aynı gerekçeyle iş sözleşmesini feshetmesi ve piyasadan alınan duyumlar nedeniyle oluşan kuşku sonucu, davacının ve diğer çalışanın kullandıkları şirket bilgisayarının incelenmek üzere bağımsız bir denetim şirketine gönderildiğini, denetim şirketince sunulan raporun değerlendirilmesi sonucu, davacının iş sözleşmesinin 14.06.2012 tarihli ihtarname ile 4857 sayılı Kanun'un 25/II-(e) maddesi uyarınca haklı sebeple feshedildiğini, bilgisayar üzerinde yapılan inceleme sonucu elde edilen verilerden, şirket çalışanlarından oluşan ve davacının liderliğini yaptığı bir grup işçinin, davalı şirketin rakibi konumunda bulunan şirketin yetkilileriyle 10.02.2012 tarihinde irtibata geçtiklerinin, bu şirketle çalışmaya hazır olduklarını açıkladıklarının, davacının rakip şirketteki yeni yapılanmada pozisyonunun genel müdür olarak belirlendiğinin,davacının rakip şirket yetkilileriyle bir çok kez toplantı yaptığının, davalı şirketle davacı arasındaki iş sözleşmesi devam ederken davacının anılan rakip şirket ile sözleşme imzaladığının, davacıya işten ayrılması karşılığında bu şirket tarafından 44.000,00 USD “hoşgeldin ödemesi” yapılması konusunda anlaşmaya varıldığının, davacının davalı şirketteki yükümlülüğü devam ederken rakip firma hesabına çalışmaya başladığının, rakip firma yetkililerinin, müvekkili şirketin ticari bilgileri elde etmesini davacıdan istediğinin, davacının da bu talebe olumlu yanıt verdiğinin anlaşıldığını, davacının rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, iş sözleşmesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sebebiyle müvekkili işverence haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur.
İhbar süresi içerisinde, tarafların hak ve borçları devam etmektedir. Davacı tarafça 18.06.2012 tarihine kadar ihbar öneli tanındığı nazara alındığında, iş sözleşmesinin 24.04.2012 tarihi itibariyle sona ermediği kabul edilmelidir. İhbar süresi içerisinde, işveren, 14.06.2012 tarihli fesih bildirimiyle davacının iş sözleşmesini haklı sebeple ve derhal feshettiğini bildirmiştir. Bu halde, iş sözleşmesinin işverence sona erdirildiği kabul edilerek değerlendirme yapılması gereklidir. Her ne kadar, Dairemizin bozma ilamında, iş sözleşmesinin işçi tarafından emeklilik sebebiyle feshedildiğinin esas alınarak, kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerektiği belirtilmiş ise de, bozma ilamının dosya delil durumu karşısında, maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli 1957/13 esas ve 1959/5 karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli 1960/21 esas ve 1960/9 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Diğer taraftan, şu husus da belirtilmelidir ki; davacının görevi gereği işverenin işlerini yürütmesi için kendisine verilen bilgisayar üzerinde davalı şirketin inceleme yaptırdığı anlaşılmaktadır. İşverenin kendisine ait bilgisayar ve elektronik posta adresleri ile bu adreslere gelen elektronik postaları her zaman denetleme yetkisi bulunmaktadır (Yargıtay 22. HUKUK DAİRESİ'nin 10.03.2015 tarih ve 2013/36288 esas, 2015/9548 karar sayılı emsal içtihadı). Kaldı ki, davacı işçinin özel işleri için işverenin izni olmadan bilgisayarı kullanması kabul edilemez. Bu sebeplerle, davalı işverenin bilgisayar verilerine delil olarak dayanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında varılan neticede, mahkemece, ceza dava dosyası da celp edilerek, aralarında haksız rekabet (ticaret hukuku) ve bilgi işlem alanında uzman bilirkişilerin de bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirmeye tabi tutularak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.