İŞÇİNİN SORUŞTURMA ÖNCESİNDE MEVCUT OLAN BİR NEDENLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESHETMESİ HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI NİTELİĞİNDEDİR

İŞÇİNİN SORUŞTURMA ÖNCESİNDE MEVCUT OLAN BİR NEDENLE İŞ SÖZLEŞMESİNİ FESHETMESİ HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI NİTELİĞİNDEDİR

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi         

2020/3920 E. 

2020/19634 K.



    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : …. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalıya ait mağazada 11/06/2002 tarihinde midi mağaza yöneticisi olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından günlük azami 11 saatlik çalışma süresine uyulmaması, fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin ödenmemesi, idarecilik ücret farkının ödenmemesi, davacının geçirdiği iş kazasına ilişkin bildirimlerin yapılmaması, mobbing nedeni ile haklı nedenle feshedildiğini, davacının 24/08/2016 tarihli fesih ihtarnamesinin 25/08/2016 tarihinde şirkete tebliğ edildiğini, sözleşmenin davacı tarafından feshinden sonra davalı işverence asılsız iddialarda bulunulduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının mağaza yöneticisi iken yaptığı bir kısım usulsüzlüklerin tespit edilmesi üzerine hakkında soruşturma açıldığını, bu soruşturma sonucunda davacının usulsüz ürün çıkışı yaptığı, satış kaydı olmaksızın ürün gönderdiği, usulsüz satış yaptığı, kasa hesapları ile ilgili uygunsuzlukların olduğu, usulsüz mal kabul edildiği, yetkisiz depo kullanıldığı, personel ve komşu esnaftan borç alındığının tespit edildiğini, davacının böylece sadakat borcuna aykırı davrandığını ve güveni kötüye kullandığını, bu fiilleri nedeniyle hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, her ne kadar davacı 24/08/2016 tarihli ihtarname ile işçilik alacakları ödenmediği mobbing uygulandığı gerekçesi ile sözleşmesini feshetmiş ise de disiplin soruşturması devam ederken davacının sözleşmeyi feshettiğini, davacı hakkında başlatılan soruşturma sonrasında iş sözleşmesinin işverence 01/09/2016 tarihi itibariyle 4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin 2. bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta tatili günlerinde çalışmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti talebinin kabulüne, hafta tatili alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
    Temyiz:
    Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davalı feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde, “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.
    Somut olayda, davacı iş sözleşmesini günlük azami 11 saatlik çalışma süresine uyulmaması, fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin ödenmemesi, idarecilik ücret farkının ödenmemesi, geçirdiği iş kazasına ilişkin bildirimlerin yapılmaması, mobbing nedeni ile haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüş; davalı ise davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Dosya kapsamından, davacının raporlu olduğu sırada işyerindeki birtakım usulsüz işlemlerinin tespit edildiği, bunun üzerine işverence davacı hakkında soruşturma başlatıldığı, 31/08/2016 tarihli soruşturma raporunda davacının çevre lokantalara satış kaydı olmadan et çıkışı yapılması, manav ürünlerinin mağazaya girişi yapılmadan satışının yapılması, usulsüz satış ve usulsüz iskonto işlemleri uygulanması, envanter ve kasa açığı verilmesi, esnaftan borç para alınması, çalışanlardan para istenerek kasa açığının kapatılmaya çalışılması şeklinde bir çok eyleminin tespit edildiği, iş sözleşmesinin bu rapora istinaden 01/09/2016 tarihinde işverence haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır.
    Davalı işveren tarafından, yapılan envanter sayımı ve soruşturma neticesinde usulsüz ürün çıkışı yaptığı, Kadınhanı ilçesindeki babasına mağazadan ürün gönderdiği, kasıtlı ve hileli satış yaptığı, kasa ve kasiyer hesapları ile ilgili satışı yapılan ürün bedelini kayıt altına almadığı, usulsüz mal kabul ettiği, yetkisiz depo kullandığı ve komşu esnaftan borçlar aldığı hususlarında yapılan araştırma neticesinde davacının mağazada bulunması gereken 53.968,00 TL değerinde ürünü mağazada bulundurmadığı gerekçesi ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve Savcılık tarafından 29/05/2018 tarihli iddianame düzenlenerek hizmet nedeniyle emniyeti süistimal suçu işleyen davacının cezalandırılmasının istendiği, iddianamenin mahkemece kabul edildiği ve davacı hakkında açılan kamu davasının devam ettiği sabittir.
    Davacı taraf, davalı işveren tarafından feshe konu olaylarla ilgili 24/08/2016 tarihinde soruşturma açıldığı sırada, 24/08/2016 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini feshettiğini açıklamış, bu ihtarname davalı tarafa 25/08/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. İş sözleşmesi, davacı tarafça bir kısım ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle feshedilmiş ise de, fesih bildiriminin içeriğinden davacının haklı sebeple fesih hakkını kullandığı sırada davalı işveren tarafından sürdürülen soruşturmadan haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Aynı şekilde davacının mevcut Emniyetteki ifadesinde “…Bu görüşmeden sonra saha müdürü …’i aradığımda … bana iftira atacaklarını ve komplo kuracaklarını düşünmeye başladım ve çok geçmeden 24/08/2016’da istifa dilekçemi avukat yoluyla ihtar çektirdim” demek suretiyle soruşturmadan haberdar olarak iş sözleşmesini feshettiğini açıklamıştır.
    Her ne kadar mahkemece taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacı tarafından yapılan 24/08/2016 tarihli fesih ile sona erdiği, feshin haklı sebebe dayandığı gerekçesi ile kıdem tazminatı hüküm altına alınmış ise de; Dairemizce işçinin, hakkında mevcut bir soruşturma devam ederken, soruşturmaya konu eylemin derhal fesih için haklı neden teşkil etmesi kaydıyla, soruşturmadan önce mevcut bir sebepten dolayı iş sözleşmesini feshetmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu değerlendirilmektedir (Kapatılan 22. Hukuk Dairesinin 08.07.2020 gün, 2020/1689 esas, 2020/9034 karar sayılı kararı da aynı doğrultudadır). Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler, tutanaklar ve tanık anlatımları dikkate alındığında davacı hakkında soruşturmaya neden olan olayın haklı sebep teşkil ettiği sabit olup davacının soruşturması devam ederken, soruşturma öncesinde mevcut olan bir nedenle iş sözleşmesini feshetmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde görüldüğünden, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatının reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.