İŞE İADE DAVASI AÇMA SÜRESİNİ; İDARİ İTİRAZ, İSTİRAHAT VEYA İHBAR SÜRESİ DURDURMAZ, ETKİLEMEZ VE KESMEZ

İŞE İADE DAVASI AÇMA SÜRESİNİ; İDARİ İTİRAZ, İSTİRAHAT VEYA İHBAR SÜRESİ DURDURMAZ, ETKİLEMEZ VE KESMEZ

T.C.

Yargıtay

9. Hukuk Dairesi         

2016/25124 E. 

2016/16189 K.

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
İş sözleşmesinin geçerli bir neden olmaksızın 25.11.2013 tarihinde davalı işverence feshedildiğini ileri süren davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı işverence, işe iade davasının 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı ve davacının iş sözleşmesinin geçerli nedene dayalı olarak feshedildiği savunulmuştur.
C) Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, işe iade davasının yasanın öngördüğü 1 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesi 22.05.2014 tarihli ilk celsede davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkemece verilen karar; Dairemizin 27.11.2014 tarih, 2014-23051/Esas ve 2014-3915/Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle, “Davacı tarafça son celse, daha önce isimlerini bildirdiği tanıklarına davetiye çıkarılması yönünde mahkemeden talepte bulunulmuştur. Aynı celse de davalı vekili de tanık listesini tekrar ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece, davacının talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gibi tarafların tanıkları dinlenmeksizin sonuca gidilmiştir.
HMK 27. maddesine göre davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak açıklama, tanık dinletme ve ispat hakkını da içerir.
Taraflarca usulünce tanık listeleri verilmiş ancak mahkemece hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek tarafların tanıkları dinlenmemiştir.” gerekçesi ile tarafların bildirdiği tanıkların dinlenerek ve diğer tüm deliller ile birlikte bir değerlendirmeye tabi tutarak sonuca gidilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın süresinde açıldığı ve feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta davalı işveren tarafından, davacının iş sözleşmesinin ihbar öneli verilerek 30/09/2013 tarihinde feshedildiği ve yine bu tarihte fesih bildiriminin davacı işçi tarafından tebellüğ edildiği anlaşılmaktadır. İşe iade davası ise 19.12.2013 tarihinde açılmıştır. Her ne kadar davacı işçi tarafından, fesih bildirimin ihbar önelinin sonu olan 25.11.2013 tarihinde ve baskı ile imzalatıldığı iddia edilmiş ise de; davacının bu iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 1.800 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 20.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.