İŞVEREN FESİH BİLDİRİMİNİ YAZILI YAPMAK ZORUNDADIR, FESİH SEBEBİ AÇIK VE KESİN OLMALIDIR

İŞVEREN FESİH BİLDİRİMİNİ YAZILI YAPMAK ZORUNDADIR, FESİH SEBEBİ AÇIK VE KESİN OLMALIDIR

TC

YARGITAY

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         

2020/2536 E. 

2020/8635 K.

MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: İŞE İADE
.................
Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse Aynı Kanununun 21.maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir.İş Kanununun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlığını taşıyan 25.maddesinin son fıkrasına göre işverenin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması koşulu aranmaz. Somut olayda, davalı tarafça, davacıya iş sözleşmesinin feshinin yazılı fesih bildirimi ile tebliğ edildiği ancak davacı tarafından fesih bildirimini tebliğ almaktan imtina edildiği savunulmuş buna dair de dosya içerisine tanık imzaları içeren tutanak sunulmuş ancak Mahkemece bu husus değerlendirilmeksizin karar verilmiştir. Dairemizin 19.10.2017 tarihli bozma ilamı ile bu hususa ilişkin tutanak tanıkları dinlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi yönünden karar bozulmuştur. Bozma ilamına uyan Mahkemece tanıklar dinlendikten sonra iade gelen tebligat yönünden beklemesüresinin  bitiminde posta evrakının teslim edilmiş sayılacağı kabul edilmiş ise de tanık beyanlarında anlatılan tebliğ usulü dikkate alındığında açık kesin fesih sebebini içeren fesih bildirimin davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği ispat edilmiş değildir. Öte yandan iade dönen tebligatın davacıya tebliğ edildiğinin kabulü de mümkün değildir. 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur.Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1- Mahkemenin esas ve karar numarası yukarıda yazılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının ... iş yerindeki İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin BELİRLENMESİNE,
    5-Davacı adli yardımlı olduğundan karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 54,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
    6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. maddesi dikkate alınarak seri dava anlamında aynı gün duruşması yapılan dosyalar için ücretin %60'ı olan 1.635,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan 174,20 TL yargılama giderinin, davacı adli yardımlı olduğundan davalıdan alınıp hazine irad kaydına, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2020 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.