İŞVERENCE İŞÇİYE YOL ÜCRETİ ÖDENMESİNE RAĞMEN, İŞ YERİ TALİMATLARA AYKIRI OLARAK İŞ YERİ ARACINI SERVİS ARACI GİBİ İŞE GELİŞ VE GİDİŞLERDE KULLANAN İŞÇİNİN İŞ SÖZLEŞMESİ HAKLI NEDENLE FESHEDİLEBİLİR
T.C.
Yargıtay
22. Hukuk Dairesi
2011/14994 E.
2012/12452 K.
Bu durumda, işverence kendisine yol ücreti ödenmesine rağmen, iş yeri talimatlara aykırı olarak iş yeri aracını servis aracı gibi işe geliş ve gidişlerde kullanan işçinin, bu eyleminin 4847 sayılı Kanun’un 25/ II maddesi ( e ) alt bendinde düzenlenen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardan olduğu kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi F. B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir. Davalı işveren, iş yerinde servis şoförlerinin kullandıkları araçları mesai bitim sonrasında kampüse bırakmaları yönünde işyeri uygulaması bulunduğunu, davacının kendisine yol ücreti verilmesine rağmen iş yeri aracını servis aracı gibi kullanması nedeni ile hizmet akdinin İş Kanunun 25/2-e-h maddeleri uyarınca haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının 4 aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin ( II ) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin ( e ) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gib doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda, davacı imzalamış olduğu taahhütname ile kuruma ait 34 HKB … plaka sayılı aracı kurumun belirlediği yerlerin haricinde hiçbir yere park etmeyeceğini kabul etmiştir. Davalı iş veren tarafından dosya içerisine ibraz edilen 06.03.2009, 13.03.2009 ve 20.03.2009 tarihli tutanaklar ile davacının kullandığı servis aracının, mesai saatlerinden sonra işveren tarafından belirlenen yer dışında park ettiği belirlenmiştir. Davacı 01.04.2009 tarihli savunmasında, kullandığı aracı akşam nöbetlerine kaldığı günlerde kendisine ait ikametgaha götürdüğünü kabul etmiştir.
Davalı tanıkların işverence ibraz edilen tutanak içeriklerin doğrulayarak, davacının kullandığı servis aracını mesai saatleri sonrasında akşam saatlerinde evinin yakınlarında park halinde iken gördükleri beyanında bulunmuşlardır.
Davacı, her ne kadar iş yerinde nöbetçi olunan gecelerde aracın ikametgah adresine götürülebildiği yönünde iş yeri uygulama bulunduğunu ileri sürmüş ise de, bu iddiasını ispatlamamıştır. Davalı işveren tarafından davacının işe geliş gidişleri içi yol ücretini ödendiği noktasında da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, işverence kendisine yol ücreti ödenmesine rağmen, iş yeri talimatlara aykırı olarak iş yeri aracını servis aracı gibi işe geliş ve gidişlerde kullanan işçinin, bu eyleminin 4847 sayılı Kanun’un 25/ II maddesi ( e ) alt bendinde düzenlenen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardan olduğu kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 365,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak, 05.06.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.