İTİRAZ EDİLEN KISMA YÖNELİK DAVALININ BORCU HARİCEN ÖDEDİĞİ VE ALACAKLI DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN HARİCİ TAHSİL BEYANINDA BULUNULDUĞU, DOSYANIN İNFAZEN KAPATILDIĞI ANLAŞILDIĞINDAN DAVA KONUSUZ KALMAZ

İTİRAZ EDİLEN KISMA YÖNELİK DAVALININ BORCU HARİCEN ÖDEDİĞİ VE ALACAKLI DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN HARİCİ TAHSİL BEYANINDA BULUNULDUĞU, DOSYANIN İNFAZEN KAPATILDIĞI ANLAŞILDIĞINDAN DAVA KONUSUZ KALMAZ

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
2022/2383 E.
2022/3040 K.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2019/625 E – 2022/663 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket tarafından davalı firmaya ait araçların çeşitli tarihlerde tamir ve bakımının gerçekleştirildiğini, karşılığında keşide edilen faturalar neticesinde davalıdan 78.556,65 TL bakiye alacağının kaldığını, davalının bu fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile yapılan icra takibinde borçlu tarafın borcun 35.000,00 TL’lik kısmını kabul ettiğini, ancak bakiye asıl alacak miktarına ve işlemiş faize itiraz edildiğini beyanla yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptali ile itiraza uğrayan asıl alacak olan 43.556,07 TL yönünden itirazın iptali ile %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı tarafça cevap ve delil dilekçesi sunulmamış, bilirkişi raporuna ilişkin itiraz dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafın ticari defterlerine göre 25/07/2016 tarihi itibariyle 78556,07 TL davalının borçlu olduğu, takipten sonra 18/11/2016 tarihinde davalı tarafça yapılan havale nedeniyle davacının alacağının 43.556,07 TL olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya yaptığı 56617,77 TL’lik ödeme ile davacının davalıya kestiği 5621,10 TL’lik faturaların defterlerde kayıtlı olmadığı, söz konusu kayıtların davalı defterlerine işlenmesi halinde alacak ve borç miktarının aynı olduğu, ek raporda da davalının defterlerinde kayıtlı olmayan 5621,10 TL’lik faturalar bakımından tamir işlemleri ile ilgili yazışmaların davalının çalışanı tarafından verildiği ve davalı yetkilisinin haberdar edildiği, davalı tarafça bedellerin sigorta şirketinden alındığına ilişkin olarak yapılan itirazın dayanaklarının sunulmadığı, bu hali ile 43.556,07 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, davanın davalı tarafça inkar edildiğini, bilirkişi raporuna göre davalının yaptığı ödeme dikkate alındığında dava tarihi itibariyle 43.556,07 TL alacağının bulunduğu, davalının rapora karşı itirazlarına ilişkin olarak kayıt sunamadığı , alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle;

“Davanın kabulü ile,

1-İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasına davalı tarafça yapılan kısmi itirazın asıl alacak yönünden iptali ile, takibin 43.556,07 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,

2-Davacının icra inkar tazminatının talebinin kabulü ile asıl alacak miktarı 43.556,07 TL’nin %20’si oranında belirlenecek olan tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiş,

kararı davalı vekili istinaf etmekle Dairemizin 2018/401 E.2019/1358 K.ve 17/09/2019 tarihli ilamı ile, ” Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yargılamada hiç toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden karar verilmekle, iş emirleri incelenerek ve fatura kapsamları ile karşılaştırılarak uyumlu olup olmadığı, fatura konusu hizmetin verilip verilmediği, hangi hizmet için sigortadan tahsilat yapıldığı ve kayıtlara işlendiği konusunda uzman teknik, otomotiv ve makine bilirkişileri marifetiyle davaya konu olan araçla ilgili inceleme yapılarak elde edilecek sonuçların, tarafların ticari defterleri ile birlikte incelenmesiyle taraflar arasındaki ilişki uyarınca gerekli tamir ve bakım hizmetinin verilip verilmediği, verildi ise hizmet bedelinin ne olduğu tespit edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.

Devam eden yargılama bilirkişi kök ve ek raporların alındığı anlaşılmıştır. Mahkeme, hükme esas alınan kök ve ek rapora göre takip tarihi itibari ile davacının kendi defterlerine göre 78.556,07 TL alacaklı olduğu, davalının kendi defterlerine göre 94.552,74 TL borçlu olduğu, taraf defterleri arasındaki farkın, davacı defterlerinde yer alan ancak davalı ticari defterlerinde yer almayan, 2013 yılından devreden 710,00 TL davacı taraftan alacak, 10.07.2014 tarihli tahsilat 225,00 TL, 10.06.2016 tarihli tahsilat 11.555,56 TL, 11.01.2016 tarihli tahsilat 5.179,60 TL, 10.02.0016 tarihli tahsilat 3.947,61 TL, 16.05.2016 tarihli 1.994,47 TL bedelli, 16.05.2016 tarihli 473,81 TL bedelli, 21.05.2016 tarihli 1.220,18 TL bedelli, 21.05.2016 tarihli 116,99 TL bedelli, 25.07.2016 tarihli 1.815,65 TL bedelli faturalardan kaynaklandığı, … numaralı 1.994,47 TL bedelli fatura için … numaralı iş emri, … numaralı fatura için … numaralı iş emri, … numaralı fatura için … numaralı iş emri, … numaralı fatura için … numaralı iş emri, … numaralı fatura için … numaralı iş emri açıldığı, iş emri ile yapılan tespitlerin fatura içeriği ile uyumlu olduğu, taraflar arasında mail yazışmaları yapıldığı, onarıma başlamadan önce davalı araç sahibi yetkililerinden onay alındığı, davacının söz konusu faturalara konu hizmeti verdiğini ispatladığı, davacının 03/07/2014 tarihli fatura için 225,00 TL, 22/05/2015 tarihli fatura için 11.555,56 TL, 17/12/2015 tarihli fatura için 5.179,60 TL, 25/01/2016 tarihli fatura için 3.947,61 TL olmak üzere toplam 20.907,77 TL tahsilat yaptığı, ödemeleri defterlerine kaydettiği ve davalıdan olan alacağından düştüğü, ancak söz konusu faturalarda belirtilen KDV tutarının tahsil edilmediği, KDV tutarının tahsil edildiğine dair delilin dosyaya sunulmadığı, buna göre davalının 94.552,74 TL olan borcuna, iş emirleri ile uygunluğu tespit edilen 5 adet fatura için toplam 5.621,10 TL eklenip, 20.907,77 TL davacı tarafından yapılan tahsilat ve 2013 yılından devreden 710,00 TL davacı taraftan olan alacak bakiyesi düşüldüğünde, davalı tarafın davacı tarafa 78.556,07 TL borçlu olduğu, davalı tarafından yapılan icra takibine itiraz dilekçesinde 35.000,00 TL borçlu olduğu kabul edildiği, 35.000,00 TL’nin mahsubundan sonra davalının 43.556,07 TL borçlu olduğu dolayısıyla davacının asıl alacak iddiasını ispatladığı,alacağın likit olduğu gerekçesiyle; “Davanın kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptığı kısmi itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibin 43.556,07 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,alacak likit olmakla kabul edilen 43.556,07 TL’nin %20’si oranında belirlenen 8.711,21 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;82.038,72TL’lik icra takibine kısmi itiraz edilmiş olup 35.000TL’lik asıl borç miktarının kabul edildiğini,davacı tarafından talep edilen 47.038,72 TL alacağın hiçbir dayanağı olmayıp bu hususlar değerlendirilmeden verilen karar kabul edilemez olduğunu,ayrıca, davaya konu itiraz edilen İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası davacı-alacaklı tarafından haricen tahsil talebi ile kapatılmış olup davanın açıkça konusuz kaldığını,buna rağmen yerel mahkeme tarafından davanın konusuz kalması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken esas inceleme ile davanın kabulü yönünde karar verilmemesi gerektiğini,davacı- alacaklı vekili tarafından ilgili icra dosyasına 03.08.2018 tarihinde “Borçludan alacağımızı tahsil etmiş olmak ile birlikte borçlu aleyhine konulan tüm hacizlerin fekki ile dosyanın infazen kapatılması” yönünde haricen tahsil bildiriminde bulunulduğunu ve ilgili icra dosyasının 10/08/2018 tarihinde haricen tahsil ile kapatıldığını, davanın konusuz kaldığını,eksik inceleme ile karar verildiğini,bilirkişi raporlarına itirazları bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddini istemiş,harici tahsilata ilişkin beyanda bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava araç tamir ve bakım faturalarının tahsiline yönelik yapılan takibe karşı kısmi itiraza ilişkin itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yöneliktir. Dairemizin iade kararı sonrası gerekli bilirkişi incelemelerinin yapıldığı ve davacı alacağının itiraz edilen kısmına ilişkin 43.556,07 TL olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporlarının taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ancak davalının icra takip dosyasındaki harici tahsilat iddiası yönünden mahkemece değerlendirme yapılmamıştır.

Davacının icra dosyasından hangi tarihte harici tahsilat yaptığı ve dosyanın hangi tarihte işlemden kaldırıldığı incelenmeden hüküm kurulmuştur. Bu doğrultuda istinaf incelemesi sırasında ilgili icra müdürlüğünden davaya konu dosya yönünden davacı alacaklı vekilinin harici tahsil beyanı olup olmadığı sorulmuştur. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından verilen 23/11/2022 tarihli müzekkere cevabında,belirtilen dosyanın 10/08/2018 tarihinde haricen tahsil ile kapatıldığı bildirilerek,alacaklı vekilinin harici tahsil,hacizlerin fekki ve dosyanın infazen kapatılması talepli 03/08/2018 tarihli dilekçe örneğinin gönderildiği görülmüştür. Bu durumda itirazın iptaline dair davanın 11/10/2016 tarihinde açıldığı,itiraz edilen kısma yönelik davalının borcu haricen ödediği ve alacaklı davacı vekili tarafından harici tahsil beyanında bulunulduğu,dosyanın infazen kapatıldığı anlaşılmakla,davanın konusunun kalmadığı,alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı,ancak davalının davaya sebebiyet verdiği,yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla, mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. O halde davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak “Davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına,icra inkar tazminatı talebinin reddine” dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında;

1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,

2-Davacının icra inkar tazminat talebinin reddine,

3-Alınması gerekli 80,70 karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 333,64-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 252,94 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

4- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davacı tarafından yapılan 3.565,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılan bakiye gider/delil avansının kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 151,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/11/2022