KAÇAK ELEKTRİK KULLANMA - İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ - TACİR SIFATININ ARAŞTIRILMASI

KAÇAK ELEKTRİK KULLANMA - İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ - TACİR SIFATININ ARAŞTIRILMASI

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
2021/1618 E.
2022/1176 K.
19.4.2022 T.

İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ ( Belirtilen Mahalde Kaçak Elektrik Kullandığından Bahisle Davalı Hakkında Düzenlenmiş Tutanak ve Buna Dayalı Yapılmış Tahakkuklar Bulunduğu - Davalı Bu Adres ile İlgisinin Bulunmadığını İddia Ettiğine Göre Mahkemece Fiili Kullanım Durumunun Araştırılması Gerektiği/Bu Yönde Yapılmış Bir İnceleme Bulunmadığından Verilen Kararın Kaldırılması Gerektiği )

KAÇAK ELEKTRİK KULLANMA ( Dosyadaki Deliller Davalının Belirtiler Adreste Fiili Kullanıcı Olduğuna İspata Yeterli Bilgi ve Belge İçermediğinden Kaçak Tespit Tutanağının Düzenlendiği Tarih İtibarıyla Dava Konusu İş Yerinde Davalının Faaliyette Bulunup Bulunmadığı Faaliyetinin Hangi Tarihten İtibaren Başladığı Hususunun İlgili Ticaret Odası Başkanlığı Ticaret Sicil Müdürlüğü Esnaf Odası Vergi Dairesi Müdürlüğü Belediye Başkanlığı İl Emniyet Müdürlüğü ve Diğer Kurumlardan Sorularak Saptanması Gerektiği )

BİLİRKİŞİ RAPORU ( Davalının Bu Adreste Faaliyette Bulunduğunun Anlaşılması Durumunda Dosyanın Konusunda Uzman Elektrik Mühendisi Bilirkişiye Tevdi ile Tutanak Tarihi İtibariyle Yürürlükte Bulunan EPTHY vs Elektrik Mevzuatı Kapsamında Davalının Dava Konusu Kaçak Kullanım Tespit Tutanağından Kaynaklanan Borcunun Tespiti Hususunda Rapor Alınarak Hasıl Olacak Sonuca Göre Karar Tesisi Gerektiği )

TACİR SIFATININ ARAŞTIRILMASI ( Davacı Ticaret Şirketi Olup Dosyada Davalı Yönünden Yapılmış Bir Tacir Araştırması Bulunmadığı - Mahkemece Davalının Ticaret Sicil Kayıtlarının Esnaf Oda Kayıtlarının Vergi Kayıtları ve Vergi Matrahlarının Getirilmesi Hangi Usule Göre Defter Tuttuğunun İşletmelerinin Esnaf İşletmesi veya Tacir Kapsamında Kalıp Kalmadığının Araştırılması Davalının Tacir Vasfı Taşımaması Halinde Görevsizlik Kararı Verilerek Dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne Gönderilmesi Görevli Olduğunun Tespiti Halinde Yargılamaya Devam Olunması Gerektiği )

2004/m.67

ÖZET : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı ticaret şirketi, davalı ise gerçek kişi olup dosya kapsamında davalı yönünden yapılmış bir tacir araştırması bulunmamaktadır. Belirtilen mahalde kaçak elektrik kullandığından bahisle davalı hakkında düzenlenmiş tutanak ve buna dayalı yapılmış tahakkuklar bulunmaktadır. Ancak davalı bu adres ile ilgisinin bulunmadığını iddia ettiğine göre mahkemece fiili kullanım durumunun araştırılması gerekirken bu yönde yapılmış bir inceleme bulunmamaktadır. Buna göre; Öncelikle mahkemece davalının bağlı bulunduğu ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrahlarının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, neticede; davalının tacir vasfı taşımaması halinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi, Mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde de; yargılamaya devam olunması, dosyadaki deliller davalının belirtiler adreste fiili kullanıcı olduğuna ispata yeterli bilgi ve belge içermediğinden, kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarih itibarıyla dava konusu iş yerinde davalının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyetinin hangi tarihten itibaren başladığı hususunun ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf Odası, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve diğer kurumlardan sorularak saptanması, Davalının bu adreste faaliyette bulunduğunun anlaşılması durumunda, dosyanın konusunda uzman Elektrik Mühendisi bilirkişiye tevdi ile tutanak tarihi itibariyle yürürlükte bulunan EPTHY vs elektrik mevzuatı kapsamında davalının dava konusu kaçak kullanım tespit tutanağından kaynaklanan takip ve dava konusu borcunun tespiti hususunda hükme ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

DAVA : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan 26/07/2018 son ödeme tarihli 54.038,50 TL bedelli ve 26/07/2018 son ödeme tarihli 42.043,60 TL bedelli faturaları ödememesi nedeniyle Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; itirazın iptali davasının 1 yıllık süreden sonra açıldığını, davanın hak düşürücü süre önünden reddinin gerektiğini, Müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, kaçak elektrik tutanaklarının ... adına düzenlendiğini ve fatura tahakkuk ettirildiğini, 11/09/2018 tarihinde tek taraflı komisyon kararı ile müvekkilinin fiili kullanıcı olduğu iddia edilerek müvekkili adına borç tahakkuk ettirildiğini, müvekilinin belirtilen adres ile hiçbir ilgisinin olmadığını, hiçbir tutanakta isim ve imzasının yer almadığını, müvekkilinin dava konusu yerle ilgili herhangi bir delil sunulmadığını, dava dilekçesi ekinde ... Ltd. Şti'ne ait vergi levhasının sunulduğunu, kaçak elektrik kullanımının kimin tarafından gerçekleştirildiği hususunda bir kargaşa bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi'nce: "davanın reddine, davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine," karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 28/08/2020 tarihli beyan dilekçesiyle ''video kayıtları''nın davacı kurumdan celbinin talep edildiğini ve 24/02/2021 tarihli ön inceleme duruşmasının 2 numaralı ara kararı ile bu yönde müzekkere yazılmasına karar verildiğini, ... tarafından dava dosyasına gönderilen cevabi yazı ile; ''...‘ın mahalde 15/03/2016 tarihinde aboneliği bulunmakta olup, 26/07/2018 tarihinde aboneliğin fesh edildiği belirlenmiştir. Yapılan incelemelerde; zabıt tanzim edilen şahsın mahalin mal sahibi olduğu, fiili kullanıcının ise ... T.C kimlik numaralı ... isimli şahıs olduğu belirlenmiştir. Dolayısı ile seri: H/133175 Sayılı zabıttaki kullanıcı adı ... olarak düzeltilmiştir'' denildiğini, yapılan düzeltme işleminin mahkemece dikkate alınmadığını, 30/07/2018 tarihli yazıda '06/07/2018 tarihinde ...'nın yapılan çevre araştırması neticesinde mahalde fiili kullanıcı olduğu tespit edilmiş ancak davalının TC'sine ulaşılamadığı için tutanak mal sahibi adına düzenlenmiştir" denildiğini, fiili kullanıcı durumundaki davalının kaçak elektrik bedelinden sorumlu olduğunu, İddiaların değerlendirilmesi yönünden bilirkişi incelemesi dahi yapılmadığını, Mahkemece davalının kaçak elektrik tutanağını imzalamadığı, usulsüz ve gıyabında düzenlenen tutanağın davalı aleyhine delil teşkil etmeyeceği belirtilmiş ise de kaçak tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli sayıldığını, Ayrıca hüküm fıkrasının açıklandığı celse itibarıyla mazeret beyanında bulunduklarını, mazeretin haksız olarak reddedildiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

6100 Sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava; İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.

Takip ve dava konusu alacak 06/07/2018 tarihli ... numaralı tutanak gereğince tahakkuk ettirilen 26/07/2018 son ödeme tarihli 42.043,60 TL bedelli ek tahakkuk ve 54.038,50 TL bedelli tüketim tahakkukundan kaynaklanmaktadır. Davalının itiraz dilekçesi takip alacaklısına tebliğ edilmemiş olup itirazın iptaline ilişkin davanın 1yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir. Mahkemenin görevi yönünden; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5 . maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri'nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re'sen incelenir. Eldeki davada; davacı ticaret şirketi, davalı ise gerçek kişi olup dosya kapsamında davalı yönünden yapılmış bir tacir araştırması bulunmamaktadır.

Esas yönünden; Borcun dayanağını oluşturan ... numaralı 06/07/2018 tarihli tutanağın tetkikinde; ... numaralı aboneliğin kurulu bulunduğu "... Mahallesi ... Caddesi No... (... sokak) No... Esenyurt/İSTANBUL" adresinde ... alanında faaliyet gösteren ticarethanede yapılan kontrollerde "şebeke mühürünün boşta olduğu, kablo vasıtasıyla ofis kısmından kumanda ederek sayacın kayıt yapamaz hale getirildiği, elektriğin kesildiği, tespite ilişkin video bulunduğu" belirtilerek dava dışı ... adına tutanak düzenlendiği ve uyuşmazlık konusu borcun tahakkuk edildiği anlaşılmaktadır. ... tarafından yapılan kaçak tespiti "aboneli kaçak" işlemi olarak yapılmış ise de bilahare yapılan incelemede; adına tutanak düzenlenen ve borç tahakkuk edilen ...'ın belirtilen mahaldeki aboneliğinin 15/03/2016 tarihinde başladığı ve 26/07/2018 tarihinde aboneliğin feshedildiği, iş bu davaya konu 06/07/2018 tarihli tutanağın düzenlendiği tarih itibarıyla ...'ın mahallin mal sahibi olduğu, fiili kullanıcının ... TC kimlik numaralı (davalı) ... olduğu tespit edilmekle ... sayılı zabıttaki kullanıcı adının ... olarak düzeltildiği, kaçak tespit tutanakları ve ekleri, ekip görüşü, eski ve yeni fatura bilgileri, komisyon bilgisi, CD halindeki video kaydının dosyaya gönderildiği görülmüştür. Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. (Yargıtay 3. HD 2019/6017 Esas- 2020/3754 Karar nolu, 01/07/2020 tarihli, 2020/2109 Esas- 2020/3340 Karar numaralı 24/06/2020 tarihli, 2019/4862 Esas- 2020/305 Karar numaralı 16/01/2020 tarihli ilamı) Eldeki davada; belirtilen mahalde kaçak elektrik kullandığından bahisle davalı hakkında düzenlenmiş tutanak ve buna dayalı yapılmış tahakkuklar bulunmaktadır. Ancak davalı bu adres ile ilgisinin bulunmadığını iddia ettiğine göre mahkemece fiili kullanım durumunun araştırılması gerekirken bu yönde yapılmış bir inceleme bulunmamaktadır.

Buna göre; Öncelikle mahkemece davalının bağlı bulunduğu ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrahlarının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, neticede; davalının tacir vasfı taşımaması halinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi, Mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde de; yargılamaya devam olunması, dosyadaki deliller davalının belirtiler adreste fiili kullanıcı olduğuna ispata yeterli bilgi ve belge içermediğinden, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2015/19254 Esas, 2017/4521 Karar numaralı 03/04/2017 tarihli ilamında belirtildiği üzere, kaçak tespit tutanağının düzenlendiği 06/07/2018 tarihi itibarıyla dava konusu iş yerinde davalının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyetinin hangi tarihten itibaren başladığı hususunun ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf Odası, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve diğer kurumlardan sorularak saptanması, Davalının bu adreste faaliyette bulunduğunun anlaşılması durumunda, dosyanın konusunda uzman Elektrik Mühendisi bilirkişiye tevdi ile tutanak tarihi itibariyle yürürlükte bulunan EPTHY vs elektrik mevzuatı kapsamında davalının dava konusu kaçak kullanım tespit tutanağından kaynaklanan takip ve dava konusu borcunun tespiti hususunda hükme ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19.04.2022