KAÇAK ELEKTRIK TUTANAĞI AKSI SABIT OLUNCAYA KADAR GEÇERLI OLAN RESMI BELGELERDENDIR. BU NEDENLE, ISPAT YÜKÜ BU BELGENIN AKSINI ISPAT EDEN TARAFA DÜŞMEKTEDIR
T.C.
Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
2013/20916 E.
2014/5993 K.
MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2013/74-2013/166
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; kaçak elektrik kullandığından bahisle müvekkili hakkında tutanak tutulduğunu, akabinde elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan kamu davası açıldığını, ancak ceza davasının yargılaması sonunda müvekkilinin beraatine karar verildiğini belirterek; kaçak elektrik tutanağına istinaden müvekkilinin davalı elektrik idaresine ödemek zorunda kaldığı 2.770,70 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunmuş, esasa ilişkin olarak da ödemenin ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; ceza dosyasında beraat kararı verildiği, bu nedenle yeniden keşif yapılmasına gerek olmadığı, davacının kaçak elektrik kullandığının davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilerek; davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 2.770,70 TL’nin ödeme tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen tüketim bedelinin, kaçak elektrik tutanağının gerçeği yansıtmadığı, davacının kaçak elektrik kullanmadığı iddiası ile istirdadı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki belgelerden; davalı kurum elemanlarınca 20.01.2010 günü tutulan tutanakta; davacının sayaç harici faz çekerek kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, tanzim edilen kaçak elektrik fatura bedelinin davacıdan talep edildiği, davacının bu bedeli ödediği, davacı hakkında açılan ceza davasında; inandırıcı şekilde ispatlanamayan müsnet suçtan sanığın beraatine karar verildiği, kararın temyizi üzerine lehe aleyhe kanun karşılaştırması yapılması amacıyla dosyanın mahal mahkemesine iade edildiği, bunun üzerine mahkemece sanığın 02.02.2010 tarihinde kurumun zararının tamamını tazmin ettiği gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdiği, kararın 09.10.2012 günü temyiz edilmeden kesinleştiği, davacının 04.02.1013 günü eldeki davayı açarak kaçak elektrik faturası nedeniyle ödediği bedelin tahsilini talep ettiği, mahkemece ceza dosyasındaki rapor hükme esas alınıp, beraat kararı da gözetilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 74 maddesinde; hakimin, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı bulunmadığı, aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da, hukuk hakimini bağlamadığı düzenlenmiştir. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Beraat kararının tespit ettiği vakıa bakımından kesin delil teşkil edebilmesi için, beraat kararında o vakıanın mevcut olup olmadığının delillerle kesin biçimde tespit edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, delil yetersizliğinden verilmiş beraat kararı, konusu olan vakıanın mevcut olup olmadığını delillerle kesin biçimde tespit etmediği için hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil etmez.
Somut olayda, davacı hakkında kaçak elektrik kullanımı ile ilgili açılan kamu davasında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuki olgular karşısında davacı hakkında verilen beraat hükmünün, görülmekte olan davada mahkemeyi bağlamadığı kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, kaçak elektrik tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerdendir. Bu nedenle, ispat yükü bu belgenin aksini ispat eden tarafa düşmektedir.
Eldeki davanın yargılaması sırasında tutanak mümzileri tanık sıfatı ile dinlenmemiş, davacının tutanak tarihindeki kaçak enerji tüketiminin ne şekilde saptandığı hususu araştırılmamış, sadece ceza dosyasında toplanan deliller dikkate alınarak karar verilmiş, davacı kaçak tespit tutanağının aksini ispat edememiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; konusunda uzman bilirkişiden kapsamlı ve denetime elverişli rapor alınarak; davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığının belirlenmesi, kaçak elektrik kullanıldığının tespiti halinde davalının talep etmekte haklı olduğu bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayımlanan usul ve esaslarda açıklanan yönteme göre hesaplatılması, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kesin delil teşkil etmeyen ceza mahkemesinin beraat kararına dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.