KAMBİYO SENEDİNDEKİ MALEN KAYDI HİZMETİN ALACAKLI TARAFINDAN VERİLMİŞ OLDUĞUNA KARİNEDİR

KAMBİYO SENEDİNDEKİ MALEN KAYDI HİZMETİN ALACAKLI TARAFINDAN VERİLMİŞ OLDUĞUNA KARİNEDİR

T.C.

Yargıtay

23. Hukuk Dairesi         

2016/7946 E. 

2019/4947 K.

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
    ASIL DAVADA
    BİRLEŞEN DAVADA

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    – K A R A R –

    Davacı vekili, davacı ile dava dışı …İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. arasında 29.01.2013 tarihli inşaat yapım işi sözleşmesine davalı şirketinde danışman sıfatı ile imzaladığını, oysa inşaat yapılacak arazinin dava dışı …Ltd. Şti.ne ait olmadığını davalı tarafın başından beri bildiğini, sözde danışmanlık işi yapılacağı gerekçesi ile davacı müvekkilinin kandırıldığını ve elinden çek ve senetlerin alındığını, davalıya 08.02.2013 vadeli 15.000,00 TL bedelli senede istinaden banka kanalı ile 15.000,00 TL ödeme yapıldığını, düzenlenen senetlerden 35.000,00 TL bedelli senedin hala davalı uhdesinde bulunduğunu ileri sürerek 22.02.2013 vadeli ve 35.000,00 TL bedelli senede ilişkin davacının davalıya borçlu olmadığının ve senedin bedelsizliğinin tespitini, birleşen davasında ise 22.02.2013 vadeli ve 35.000,00 TL bedelli senedin davalı … tarafından ihtilafı bilerek ve isteyerek kendisine ciro etirdiğini ve müvekkili aleyhine takibe koyduğunu ileri sürerek Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2013/3796 sayılı takip dosyası ve takip dayanağı senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
    Birleşen davada davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme çerçevesinde müvekkilinin alacağına karşılık fatura düzenlenmesini takiben çek ve senetlerinin verildiğini, davacının sözleşmenin 9.3 maddesine konu edilen %20 avansı hedefleyip yapılacağı bahsedilen inşaata duyarlı yaklaşmadığını, … Ltd. Şti’ne danışmanlık teklifinin davacının çalışanı olan Murat isimli şahıs tarafından yapıldığını, müvekkilin davacıya danışmanlık hizmeti vermeden kendisine kıymetli evrak ile ödeme yapılması ve müvekkilinden fatura tanzim edilmesini ticari hayatta izahı olmadığını, … Ltd. Şti’nin kesilen faturaları beyan ederek KDV ve Kurumlar Vergisini ödediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava yönünden davalı tarafın sözleşmenin ifa edildiğine dair herhangi bir delil sunmadığı sözleşmeden kaynaklı olarak düzenlenen 35.000,00 TL’lik senedin bedelsiz kaldığı ve sözleşme için ödenen 15.000,00 TL bedelli senet tutarının istirdatının da gerekeceği anlaşıldığından asıl davanın kabulüne, birleşen dava yönünden ise …’ın iyi niyetli üçüncü şahıs olduğuna dair savunma yapmadığı gözetildiğinde; asıl dava yönünden açıklanan gerekçelerle dava konusu senedin bedelsiz olduğunu bildiği gerekçesiyle birleşen davanın da kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava da, davacı vekili davalı uhdesinde bulunan senetlerin hizmet alınmaması nedeniyle karşılıksız olduğunu iddia ederek ödenmeyen 22.02.2013 vadeli ve 35.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini, ödediği 08.02.2013 vadeli 15.000,00 TL bedelli senedin ise istirdatını talep etmektedir.
    Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Bunun aksine senedin teminat amaçlı veya rehin amaçlı veya ileride yerine getirilecek bir hizmetin ifası veya malın teslimi amacıyla avans olarak verildiğinin yazılı delille ispatı gerekir. Somut olayda davacı tarafından düzenlenen senetlerin davalıya “Malen kaydıyla” verilmiş olduğu bu durumun hizmetin davalı tarafından verilmiş olduğuna karine olacağı dikkate alınmaksızın ispat yükü davalıya verilerek karinenin aksine göre hüküm kurulması hatalı görülmüştür.
    Bu durumda davacının senetlerin karşılığında hizmet almadığını aynı kuvvetde bir delille ispat etmesi için davacıya imkan tanınması gerektiği, şayet davacı davasını ispat edemez ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.