KAMU GÖREVİNİN SAĞLADIĞI KOLAYLIKTAN FAYDALANARAK 'CİNSEL TACİZ' NE ANLAMA GELİR?
Yargıtay 14. Ceza Dairesi cinsel taciz suçunu işleyen bir akademisyenin, Türk Ceza Kanunun 105 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü kapsamında ceza alabilmesi için 4 kritere yer verdi.
Türk Ceza Kanununun 105 inci maddesinde;
"Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi halinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz" hükmü yer almaktadır.
Yargıtay, "Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle" cinsel taciz eyleminin olabilmesi için belirli kriterler aranacağını belirtmiştir.
Olayda, öğretim görevlisinin bu maddede belirtilen "kolaylıktan faydalandığının" ortaya konulması için;
Süreklilik arz eder şekilde ders verip vermediği,
Kadrolu veya sözleşmeli öğretim görevlisi veya doktora öğrencisi olup olmadığı,
Öğrenciler üzerinde not verme, sınav yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı,
Ders vermişse bunun sürekli veya geçici nitelikte olup olmadığı,
tespit edilmelidir dedi.
T.C.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi
Esas No:2013/11103
Karar No:2015/7644
K. Tarihi:24.6.2015
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde 2010 yılı ocak ile 2011 yılı mart ayı arasında öğretim görevlisi olarak ders verdiği bildirilen sanıkla ilgili olarak İstanbul Üniversitesi rektörlüğüyle yazışma yapılıp sanığın anılan tarihler arasında süreklilik arz eder şekilde ders verip vermediği, kadrolu veya sözleşmeli öğretim görevlisi veya doktora öğrencisi olup olmadığı, öğrenciler üzerinde not verme, sınav yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı, ders vermişse bunun sürekli veya geçici nitelikte olup olmadığı hususlarında bilgi alındıktan sonra toplanacak delillere göre sanık hakkında TCK'nın 105/2. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık hakkında hapis cezasına mahkümiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesine göre, 53/1-c madde ve bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeye kadar uygulanacağı, alt soyu haricindekiler yönünden ise bu hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.