KAMUDA YAŞANAN KAVGALARLA İLGİLİ EMSAL KARAR!
Danıştay, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar arasında yaşanan tartışma ve kavgalarda verilecek cezalarla ilgili olarak emsal bir karara imza attı. Bir okulda okul müdürü ile müdür yardımcısı arasında yaşanan kavgada verilen 'memurluktan çıkarma' cezasını fazla bulan Danıştay, memurlara bu tür durumlarda verilecek cezanın 'orantılı' olması gerektiğini hüküm altına aldı.
İstanbul'da bir devlet okulunda 2015 yılında okul müdürü ile müdür yardımcısı koridorda bir sebepten dolayı kavgaya tutuştu. Müdür yardımcısının itmesi nedeniyle müdür yere düştü. Bu arada dersten çıkan öğretmenlerin araya girmesi nedeniyle kavga büyümeden engellendi. Ancak okul müdürü müdür yardımcısı hakkında şikayette bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı konuyla ilgili olarak gelen şikayet doğrultusunda soruşturma açtı. Soruşturma sonucunda hazırlanan raporda, müdür yardımcısının bahse konu eyleminin sübut bulduğu, belirtilen fiilinin ise "iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak eylemi" kapsamında olduğu değerlendirilerek davacı hakkında 657 Sayılı Kanun'un 125/E-(f) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası yönünde teklif getirildi. Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu da rapor üzerine, müdür yardımcısının devlet memurluğundan çıkarılması yönünde karar verdi.
Ancak idare mahkemesi, davanın reddi yönünde karar verdi.
Müdür yardımcısı bu kez kararı temyiz etti.
Dairenin, temyizle ilgili kararı ve gerekçeleri şöyle:
"Kanun koyucu, hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.
“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, kullanılmayan 45,60-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/02/2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.