KAZA NEDENİYLE BACAKTA OLUŞAN YARA İZLERİNİN, KAZADAN 7 YIL SONRA YAPILAN MUAYENESİNDE DAHİ MEVCUDİYETİNİ KORUDUĞU VE BU İZLERİN KALICI İZ VASFI TAŞIYABİLECEĞİ HUSUSU GÖZETİLEREK KARAR VERİLMESİ GEREKİR

KAZA NEDENİYLE BACAKTA OLUŞAN YARA İZLERİNİN, KAZADAN 7 YIL SONRA YAPILAN MUAYENESİNDE DAHİ MEVCUDİYETİNİ KORUDUĞU VE BU İZLERİN KALICI İZ VASFI TAŞIYABİLECEĞİ HUSUSU GÖZETİLEREK KARAR VERİLMESİ GEREKİR

T.C.

Yargıtay

17. Hukuk Dairesi         

2015/12955 E.

2018/7179 K.

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, kaldırımda bulunan davacı küçük …’ye çarpmasıyla oluşan kazada çocuğun yaralandığını, bacağının derisinde derin deformasyon oluşan çocuğun tedavisinin ancak 18 yaşından sonra yapılabileceğini, davacıda oluşan bu yara izleri için ileride yapılacak tedavi giderlerinden davalıların sorumlu olduğunu, çocuğun bacağının tam olarak iyileşip iyileşmeyeceğinin belli olmadığını, meslek seçimi dahil tüm hayatını etkileyen bu durumdan kaynaklanan maddi ve manevi zararlardan davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL. maddi ve 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı …, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı … için mahkeme kararıyla belirlenen tazminatı ödediğini ve başkaca tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı … şirketi vekili, manevi tazminatın teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde maddi zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delilere göre; davaya konu trafik kazası sebebiyle davacı çocuğun iyileşmiş olduğu, maluliyet durumunun bulunmadığı, bir aylık tıbbî şifa süresinde de 5 yaşında olmasından dolayı kazanç kaybı talep koşullarının oluşmadığı, ileride yapılacak estetik tedaviye ilişkin gider talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, maddi tazminat isteminin reddine; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline, davalı … şirketi hakkındaki davanın ve fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, Halime’nin kazada bacak bölgesinden yaralandığını, çocuğun bacağında oluşan yara izlerinin derin olduğunu ve ancak estetik tedavi ile giderilebileceğini, çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle de bu tedavinin 18 yaşından sonra yapılabileceğini belirterek ileride yapılacak olan estetik tedavi giderlerinin de tazminini istemiştir. Mahkeme tarafından, davacı çocuğun kazadaki yaralanmasından kaynaklanan sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı ve iyileşme süresi yönünden yargılama yürütülmüş; … Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan alınan 31.10.2012 tarihli raporda da sadece anılan bu yönlerden değerlendirme yapılmıştır. Davacı çocuğun bacağındaki yara izlerinin kalıcı iz teşkil edip etmediği, estetik- cerrahi tedavi gerektirip gerektirmeyeceği ve gerektiriyorsa bu tedavinin bedeli konusunda herhangi bir araştırma yapılıp rapor alınmadan, “ileride yapılacak estetik tedaviye ilişkin gider talebinin yerinde görülmediği” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
    Davacı … için kazadan yaklaşık 7 yıl sonra düzenlenen, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 27.08.2012 tarihli raporunda; sağ diz ön yüz medial kısımda 5X10 cm’lik yabancı cisim giriş yerinde skar dokusu ve bitişik bölgede 1X2 cm’lik skar dokusu izlendiği, bu izlerin hipertrofik (kasların büyümesi ile büyüyen) nitelikte olduğu tespitlerinin yapıldığı; mahkemece hükme esas alınan … Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 31.10.2012 tarihli raporunda da bu yara izleri muayene bulgusu olarak kaydedildiği halde, bu izlerin kalıcı iz mahiyetinde olup olmadığı ve estetik ya da cerrahi tedavi yoluyla giderilmesinin mümkün olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.
    Cismani (bedensel) zarar halinde talep edilebilecek zararın kapsamını belirleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46/1. maddesinde “bütün masraflar” ibaresi ile; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde “bedensel zararlar özellikle şunlardır” denildikten sonra sayılanlar arasında “tedavi giderleri” ibaresi ile, haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan tedavi masraflarının talep edilebileceğinin açıkça kabul edildiği; tedavi kavramının, estetik tedavi de dahil olmak üzere geniş bir alanı kapsadığı dikkate alındığında, davacı yanın bu talebi yönünden yapılan araştırma yetersizdir.
    Bu durumda mahkemece; davacı Halime’nin kaza nedeniyle bacağında oluşan yara izlerinin, kazadan 7 yıl sonra yapılan muayenesinde dahi mevcudiyetini koruduğu ve bu izlerin kalıcı iz vasfı taşıyabileceği hususu gözetilerek; davacının vücudunda oluşan izlerin kalıcı iz olup olmadığı ve gerektiğinde cerrahi müdahaleyi de içeren estetik tedavi yoluyla giderilmesinin mümkün olup olmadığı konularında, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasından sonra, bu tedavi için gerekli giderin miktarı konusunda da rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekli, davacı Halime’nin yaralanması yönünden yeniden alınacak rapora göre manevi tazminat değerlendirmesi yapılması gerektiği gözetildiğinde; davacılar vekilinin manevi tazminata ve fer’ilerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin manevi tazminat ve fer’ilerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.