KESİN SÜRE İÇİNDE KEŞİF GİDERİNİN YATIRILMAMASI
T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
2015/8851 E.
2016/3862 K.
7.4.2016 T.
* KESİN SÜRE İÇİNDE KEŞİF GİDERİNİN YATIRILMAMASI (Mahkemece Davacının Yüzüne Karşı Kesin Sürenin İçeriğinin Okunduğu/Müdahilin Ya da Vekilinin Yüzüne Karşı Veyahut Tebliğ Yoluyla Verilmiş Kesin Bir Süre Bulunmadığı - Daha Önceden Verilen Kesin Sürenin Verildiği Sırada Taraf Olmayan Kişi Hakkında Hüküm İfade Etmesi Hukuken Mümkün Olmayıp Mahkemece Delillerin Takdirinde Yanılgıya Düşülerek Müdahilin Davasının Reddine Karar Verilemeyeceği)
* YÜZE KARŞI VEYA TEBLİĞ İLE VERİLMEYEN KESİN SÜRENİN HÜKÜM İFADE ETMEYECEĞİ (Karşı Kesin Sürenin İçeriğinin Davacının Yüzüne Okunduğu/Müdahilin Ya da Vekilinin Yüzüne Karşı Veyahut Tebliğ Yoluyla Verilmiş Kesin Bir Süre Bulunmadığı - Daha Önceden Verilen Kesin Sürenin Verildiği Sırada Taraf Olmayan Kişi Hakkında Hüküm İfade Etmesi Hukuken Mümkün Olmayıp Mahkemece Delillerin Takdirinde Yanılgıya Düşülerek Müdahilin Davasının Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu)
* ASLİ MÜDAHALE TALEBİ (Verilen Kesin Süre İçinde Keşif Giderlerinin Yatırılmaması Sebebiyle Keşif Delilinden Vazgeçilmiş Sayılacağı Dosyada Bulunan Diğer Delillere Göre de Davanın İspat Edilemediği Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verildiği/Kesin Sürenin Verildiği Sırada Taraf Olmayan Müdahil Hakkında Hüküm İfade Etmesinin Hukuken Mümkün Olmadığı)
6100/m.288
ÖZET : Mahkemece verilen kesin süre içinde keşif giderlerinin yatırılmaması sebebiyle keşif delilinden vazgeçilmiş sayılacağı, dosyada bulunan diğer delillere göre de davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece davacının yüzüne karşı kesin sürenin içeriğinin okunduğu oysa ki müdahilin 2.6.2014 havale ve harç tarihli dilekçesi ile davaya müdahil olduğu, vekilinin de vekaletini müdahale dilekçesiyle birlikte dosyaya sunduğu, 12.12.2014 tarihli celsede de asli müdahale talebinin kabulüne karar verildiği ve aynı celsede duruşmaya son verilerek kısa kararın oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Yani müdahilin ya da vekilinin yüzüne karşı veyahut tebliğ yoluyla verilmiş kesin bir süre bulunmamaktadır. Daha önceden verilen kesin sürenin, verildiği sırada taraf olmayan kişi hakkında hüküm ifade etmesi hukuken mümkün değildir. Hal böyle olunca; mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek müdahilin davasının reddine karar verilmesi isabetsizdir.
DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 25, 26, 28, 30, 32 parsel sayılı 2.182.11, 2.185.99, 2.181.23, 2.045.95, 1.738,78 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar sırasıyla davalılar ..., ...., ..., ...,..., aynı ada 55 parsel sayılı 1.162,11 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 1/3 paylı olarak davalılar ...ve ...ile ..., aynı ada 57 parsel sayılı 1.842,49 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 6 pay üzerinden 1/6'şar payı ....ve ...., ile ..., 3/6 payı davalı ... ...adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak murisleri ve ....'ye düşecek miras payının ölmüş olmaları sebebiyle mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ... aynı sebeplerle davaya katılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ve müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Davacının temyiz itirazları yönüyle; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre adı geçenin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE,
SONUÇ : 2-)Müdahilin temyiz itirazları yönüyle; Mahkemece verilen kesin süre içinde keşif giderlerinin yatırılmaması sebebiyle keşif delilinden vazgeçilmiş sayılacağı, dosyada bulunan diğer delillere göre de davanın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde, 11.4.2014 günü mahkemece davacının yüzüne karşı kesin sürenin içeriğinin okunduğu oysa ki müdahilin 2.6.2014 havale ve harç tarihli dilekçesi ile davaya müdahil olduğu, vekilinin de vekaletini müdahale dilekçesiyle birlikte dosyaya sunduğu, 12.12.2014 tarihli celsede de asli müdahale talebinin kabulüne karar verildiği ve aynı celsede duruşmaya son verilerek kısa kararın oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Diğer bir anlatımla müdahilin ya da vekilinin yüzüne karşı veyahut tebliğ yoluyla verilmiş kesin bir süre bulunmamaktadır. Daha önceden verilen kesin sürenin, verildiği sırada taraf olmayan kişi hakkında hüküm ifade etmesi hukuken mümkün değildir. Hal böyle olunca; mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek müdahilin davasının reddine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazlarının bu sebeplerle kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.