KIDEM TAZMİNATINI İBRANAME ERTELER Mİ?
İşverenin ödemesi gereken kıdem, yıllık izin veya ihbar tazminatına karşılık, daha az bir ödemeyle bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması iş sözleşmesine bağlı ibraları düzenleme ihtiyacı doğurmuştur. Ayrıntılara bakalım...
İş sözleşmesinde işçinin işveren karşısında pazarlık gücünün daha zayıf olması, işçinin işverene ekonomik, hukuki ve kişisel olarak bağımlı olması, iş sözleşmesi sona erdikten sonra da işverenin baskı altında ibraname imzalatabilme ihtimalini doğurmaktadır.
İbranameler tarafların sözleşme nedeniyle birbirlerine borç ve alacaklarının kalmadığını göstermek üzere hazırladıkları belgelerdir. İşverenin ödemesi gereken kıdem, yıllık izin veya duruma göre ihbar tazminatına karşılık, daha az bir ödemeyle diğer bütün borçlarını sildirebilecek konumda bulunması ya da işçinin işe iade davası açmasını bu yolla engelleyebilmesi iş sözleşmesine bağlı ibraları ayrıca düzenleme ihtiyacı doğurmuştur. İşverenle yapılan ibranamelere özel şartlar getirilmiştir.
Yargıtay’a göre; “İş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmesi mümkündür.”
Yargıtay bu nedenle yerleşik hale gelmiş uygulaması ile iş ilişkisi devam ederken yapılan ibra sözleşmelerini geçersiz saymaktadır.
İş sözleşmesinin sona ermesi de yeterli değildir. İş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir ay geçmiş olmalıdır. İş Kanunu’nda işe iade davası açısından bir aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. İşçi feshi izleyen bir ay içinde işe iade davası açabilecektir.
Yargıtay’a göre ibranamelerin geçerliliği için gereken bir aylık süre, feshi izleyen bir aylık sürede işverenin olası baskılarını azaltmak, iş güvencesinin sağlanması açısından önemlidir. Geçerli ve haklı neden iddialarına dayanan fesihlerde dahi ibraname düzenlenmesi için feshi izleyen bir aylık sürenin beklenmesi gerekir.
İşçinin ibranameyi baskı altında imzaladığı anlaşılırsa ibra geçersiz kılınmaktadır. Yargıtay’a göre; ibra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın veya üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde, ibra iradesinden söz edilemez.
Aşırı yararlanma (gabin) ölçütünün de ibra sözleşmelerinin geçerliliği noktasında değerlendirilmesi gerekir. İşveren işçinin alacağını alamaması durumunda zor duruma düşeceğini bildiğinden, işçiyi çok az ödemeye razı ederek ibra imzalatması da geçersiz kabul edilmektedir.
Yazılı olmalı
Yazılı olmayan ibraname geçerli değildir. Yani işçinin sözel olarak “bütün alacaklarımı aldım” demesi işverenin işçisine hak ettiği bütün tazminatları ödediği anlamına gelmez. Kesinlikle yazılı olması gerekir ve işçi tarafından imzalanması şarttır. İşçinin imzalamadığı bir ibranamenin geçerli olması söz konusu değildir.
GECİKTİRME HAKKI YOK
Bir aylık bekleme süresi işverenlere işçinin hakkı olan alacak ve tazminatları ödemek için süre verdiği düşünülmektedir. Çoğu işveren bir aylık sürede ibra imzalatamayacağını bu nedenle ödemeyi bir ay sonunda yapması gerektiğini savunmaktadır. Fakat Yargıtay’a göre de bir aylık bekleme süresi ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. İşçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmiş değildir. İşveren ilgili alacakları ve tazminatları iş sözleşmesi sona erer ermez ödemekle yükümlüdür. Gecikmesi halinde ilgili alacak ve tazminatlara faiz işletilebilecektir.
İş ilişkisinde sadece işverenin değil işçinin de işverene karşı ödemekle yükümlü olduğu tutarlar olabilmektedir. Örneğin işçinin iş sözleşmesini erken sona erdirmesi nedeniyle hukuka uygun bir cezai şart öngörülmüşse, işçi sözleşmeyi erken sona erdirdiğinde bu cezai şartı ödemekle yükümlü olacaktır.
İşveren ilgili cezai şartın ödenmesini istemeden, sona ermenin üzerinden bir ay geçmeden işçiyi ibra edebilir. İşverenin ibrasında süre ve ödeme gibi geçerlilik koşulları aranmamaktadır.
Yargıtay da işverenin “cezai şart ve eğitim gideri talep ettiği yine işçinin vermiş olduğu zararın tazminine dair uygulamalarda ve hatta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde işçinin işverene borçlu olduğu durumlarda, taraflar, herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın işçinin borçlarını ibra yoluyla sona erdirebilirler” diyerek bu hususu açıkça vurgulamıştır.
Genel ifadeler varsa geçersiz
İbranamede ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça ifade edilmesi gerekmektedir.
İş sözleşmesi sonlanmış bir işçiye ibraname imzalatılırken kıdem tazminatı karşılığı olarak ne kadar ödendiği, kullandırılmamış yıllık izinlerin karşılığı olarak ne kadar ödendiği açıkça yazılmalıdır. Bu nedenle “Bütün alacaklarımı aldım” şeklindeki ibranameler geçerli değildir. İşçiye kıdem tazminatı olarak ne kadar, ihbar tazminatı olarak ne kadar ödendiği ibranameye açıkça yazılmalıdır. Yazılan tutarların da banka kanalıyla ödenmiş olması aranmaktadır.
Kaynak : www.milliyet.com.tr/ Cem Kılıç