KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI İLE DİĞER İŞÇİ ALACAKLARININ TAHSİLİ DAVASI
Davacının İşe Giriş Tarihinde Hata Yapıldığı - Bilirkişi Raporunda Daha Önceki Bir Tarih Gösterilerek Özel Kişiye Ait İşyerinde Geçen Çalışmaların Hizmet Süresine Eklenerek İşçi Alacağının Hesaplanmasının Hatalı Olduğu/İşçi Alacağı
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
2016/12051 E.
2016/8083 K.
• KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI İLE DİĞER İŞÇİ ALACAKLARININ TAHSİLİ DAVASI ( Davacının İşe Giriş Tarihinde Hata Yapıldığı - Bilirkişi Raporunda Daha Önceki Bir Tarih Gösterilerek Özel Kişiye Ait İşyerinde Geçen Çalışmaların Hizmet Süresine Eklenerek İşçi Alacağının Hesaplanmasının Hatalı Olduğu/İşçi Alacağı )
• İŞE GİRİŞ TARİHİNDE HATA YAPILDIĞI ( Bilirkişi Raporunda Daha Önceki Bir Tarih Gösterilerek Aslında Özel Kişiye Ait İşyerinde Geçen Çalışmaların Hizmet Süresine Eklenerek İşçi Alacağının Hesaplanmasının Hatalı Olduğu - Kıdem ve İhbar Tazminatı ile Diğer İşçi Alacakları Talebi/Yıllık İzin/Fazla Çalışma )
• YILLIK İZİN ALACAĞI ( Anayasal Dinlenme Hakkı/İşçinin İş Sözleşmesinin Devamı Süresince Ücrete Dönüşmeyeceği ve Bu Haktan Vazgeçilemeceği - Dosyadaki Şahsi Belgelerde Davacının Yıllık İzin Kullandığına Dair Belgeler Sunulduğu/Dürüstlük Kuralının Gözetileceği/Kullanılan Sürelerin Yıllık İzin Süresinden Mahsubu )
• YILLIK İZİN KULLANILDIĞINA DAİR BELGELER ( 28.03.2011 Tarihindeki 10 Gün ve 21.10.2013 Tarihindeki 15 Günlük İzin Belgesi Dışındaki Belgelerdeki Sürenin 10 Günün Altında Olması Nedeniyle Bilirkişi Tarafından Davacının Hak Ettiği Yıllık İzin Süresinden Düşülmediği - 10 Günün Altında Yıllık İzin Kullanma Talebi )
• DÜRÜSTLÜK KURALININ GÖZETİLECEĞİ ( Davacının Davalı İşverenden 10 Günün Altında Yıllık İzin Kullanma Talebinde Bulunup Sonradan Bu Sürelerin 10 Günün Altında Olması Nedeni ile Ücretini Talep Etmesi Dürüstlük Kuralına Aykırı Olduğu - Bu Sürelerin Davacının Hak Ettiği Yıllık İzin Süresinden Mahsubu Gereği )
4857/m.54,59
4721/m.2
ÖZET : Dava, kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçi alacaklarının tahsili talebine ilişkindir.Davacının Belediye nezdindeki alt işverenlerde 01.08.2011 tarihinde işe başladığı anlaşılmasına rağmen bilirkişinin işe giriş tarihini daha önceki bir tarih göstererek aslında özel kişiye ait işyerlerinde çalışılan sürenin hizmet süresinin hesaplanmasına dahil edilmesi hatalıdır.Ayrıca, yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez.İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir.İşçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.Dosyadaki şahsi belgelerde davacının yıllık izin kullandığına dair belgeler sunulduğu ancak 28.3.2011 tarihindeki 10 gün ve 21.10.2013 tarihindeki 15 günlük izin belgesi dışındaki belgelerdeki sürenin 10 günün altında olması nedeniyle bilirkişi tarafından davacının hak ettiği yıllık izin süresinden düşülmediği görülmektedir. Davacının, davalı işverenden 10 günün altında yıllık izin kullanma talebinde bulunup sonradan bu sürelerin 10 günün altında olması nedeni ile ücretini talep etmesi dürüstlük kuralına aykırı olduğundan, bu sürelerin davacının hak ettiği yıllık izin süresinden mahsubu gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : 1- )Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- )Davacı vekili, davacının 1.5.2006-27.5.2014 tarihleri arasında davalı ... bünyesinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının 1.5.2006-22.5.2014 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının davalı asıl işverene bağlı olarak çalıştığı hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacının davalı Belediyeye nezdindeki alt işverenlerde 01.08.2011 tarihinde işe başladığı anlaşılmasına rağmen bilirkişinin işe giriş tarihini 1.5.2006 tarihi kabul ederek davalı ... ile ilgisi olmayan ... ve ... sigorta sicil numaralı ...'e ait işyeri ve ... sigorta sicil numaralı özel kişiye ait işyerlerinde çalıştığı sürenin hizmet süresinin hesaplanmasına dahil edilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3- )Taraflar arasında yıllık izin alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
4857 Sayılı Kanun'un 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.
Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
Dosyadaki şahsi belgelerde davacının yıllık izin kullandığına dair belgeler sunulduğu ancak 28.3.2011 tarihindeki 10 gün ve 21.10.2013 tarihindeki 15 günlük izin belgesi dışındaki belgelerdeki sürenin 10 günün altında olması nedeni ile bilirkişi tarafından davacının hak ettiği yıllık izin süresinden düşülmediği görülmektedir.
Davacının, davalı işverenden 10 günün altında yıllık izin kullanma talebinde bulunup sonradan bu sürelerin 10 günün altında olması nedeni ile ücretini talep etmesi Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” ifadeleriyle yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğundan, bu sürelerin davacının hak ettiği yıllık izin süresinden mahsubu gerekirken bu süreler yönünden yıllık izin alacağı hesaplayan bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olup bozma nedenidir.
O halde davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde davalı Belediye Başkanlığına iadesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.