KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI

KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ VE KAYDA ALINMASI

T.C.

Yargıtay

12. Ceza Dairesi

2018/8053 E.

2019/1054 K.

Mahkemesi : …… Asliye Ceza Mahkemesi

Suç: Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

Hüküm: Beraat

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Karar

TCK’nın 133/1. Maddesi;

  • İki veya daha fazla kişinin,
  • Başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek,
  • Herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri,
  • Ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek,
  • Aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının,
  • Konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce,
  • İlgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya
  • Akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesinin

TCK’nın 133/1. Maddesinde suç olarak tanımlanmıştır.

TCK’nın 133/2. Maddesi;

  • En az üç veya daha fazla kişinin,
  • Yüz yüze gerçekleştirdikleri,
  • Aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, s
  • Söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce,
  • İlgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi

133/2. maddesinde ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.

Söyleşiden farklı olarak, iki-kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nın 133/1.maddesi kapsamında suç-olarak tanımlanmamıştır. Koşulları bulunduğu takdirde eylem aynı kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.

TCK’nın 133/3. Maddesi

  • Elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde
  • kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması;
  • bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da
  • diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesi

TCK’nın 133/3. maddesinde ayrıca suç olarak tanımlanmıştır.

05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK’nın 133/3. maddesinde yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eylemi suç olarak düzenlenmiştir.

Yargıtay’ın Değerlendirmesi

Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, eşi olan katılan ile yapmış olduğu konuşmayı kaydetmesine konu olayda;

Sanığın, katılan ile yaptığı yüz yüze konuşmayı kaydetmesi eylemin TCK’nın 133/1. madde ve fıkrasında düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarını oluşturmadığı gibi konuşma içeriklerinin özel hayata ilişkin olmaması nedeniyle TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu da oluşturmayacağı gözetildiğinde yerel mahkemece verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Sonuç

Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.