KONUT KREDİSİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK İSTEMİ - TAHSİL EDİLMEMİŞ OLAN MEBLAĞIN İADESİ

KONUT KREDİSİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK İSTEMİ - TAHSİL EDİLMEMİŞ OLAN MEBLAĞIN İADESİ

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

2017/13-645 E.

2021/100 K.

18.2.2021 T.

KONUT KREDİSİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK İSTEMİ ( Dosya İçerisindeki Ödeme Planlarından Taksitlerin Yalnızca Sözleşme Bedelleri Olan 73.150,00TL ve 50.000,00TL Üzerinden Hesaplandığı ve Kredi Masraflarının Bu Tutara Eklenmediği - Müşteri Hesap Özetleri İncelendiğinde Çekilen Kredilerin Tamamının Kredi Sözleşmelerine Konu Taşınmazların Satıcılarına Havale Edildiği ve Sözleşme Masraflarının Tüketicinin Kredinin Kullanılması Öncesinde Mevcut Olan Mevduat Bakiyesinden Peşinen Tahsil Edildiğinin Görüldüğü/Bu Hususlar Dikkate Alınarak Hüküm Kurulması Gerektiği )

PEŞİNEN TAHSİL ( Müşteri Hesap Özetleri İncelendiğinde Çekilen Kredilerin Tamamının Kredi Sözleşmelerine Konu Taşınmazların Satıcılarına Havale Edildiği ve Sözleşme Masraflarının Tüketicinin Kredinin Kullanılması Öncesinde Mevcut Olan Mevduat Bakiyesinden Peşinen Tahsil Edildiğinin Görüldüğü - Bu Hususlar Dikkate Alınarak Hüküm Kurulması Gerektiği )

TAHSİL EDİLMEMİŞ OLAN MEBLAĞIN İADESİ ( Mahkemece Dosya Kapsamına Uygun Olmayan Tespitlere Dayalı Bilirkişi Raporu Esas Alınarak Kendisinden Tahsil Edilmemiş Bir Meblağı Tüketiciye İade Etmek Davacının Sebepsiz Zenginleşmesi Sonucunu Doğuracağından Bu Miktar Yönünden Davanın Reddine Karar Verilmesi Gerektiği - Hatalı Değerlendirmeyle Verilen Direnme Kararı Açıklanan Bu Değişik Gerekçe ve Nedenlerden Dolayı Bozulması Gerektiği )

4077/m. 6

ÖZET : Dava, konut kredisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Olayda, dosya içerisindeki ödeme planlarından, taksitlerin yalnızca sözleşme bedelleri olan 73.150,00TL ve 50.000,00TL üzerinden hesaplandığı, kredi masraflarının bu tutara eklenmediği anlaşılmaktadır. Müşteri hesap özetleri incelendiğinde ise, çekilen kredilerin tamamının kredi sözleşmelerine konu taşınmazların satıcılarına havale edildiği, sözleşme masraflarının tüketicinin kredinin kullanılması öncesinde mevcut olan mevduat bakiyesinden peşinen tahsil edildiği açıkça görülmektedir. Mahkemece, dosya kapsamına uygun olmayan tespitlere dayalı bilirkişi raporu esas alınarak kendisinden tahsil edilmemiş bir meblağı tüketiciye iade etmek davacının sebepsiz zenginleşmesi sonucunu doğuracağından bu miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi gereklidir.

Açıklanan nedenlerle, hatalı değerlendirmeyle verilen direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekir.

DAVA : 1. Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ( Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan kullandığı konut kredileri çerçevesinde mevzuat hükümlerine aykırı kesinti ve tahsilat yapıldığını, bankaların faiz geliri dışında tüketiciden ancak haklı, makul ve belgelendirilmiş giderlerini isteyebileceğini, bunun dışında tüketiciden kesinti yapılacağına ilişkin sözleşme hükümlerinin yerleşik içtihatlarla haksız şart olarak kabul edildiğini ileri sürerek dosya masrafı, ipotek ücreti, ipotek fek ücreti, dosya ücreti, ekspertiz ücreti, erken kapama komisyonu, yapılandırma ve kredi plan değişiklik ücreti, kredi refınansman komisyonu gibi isimler altında farklı tarihlerde kesilen haksız bedellerin uzman bilirkişilerce tespitini ve tespit edilecek meblağın ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; belirsiz alacak olarak 9.500,00TL üzerinden istenen dava değeri, bilirkişi incelemesi sonrasında 11.291,97TL'ye yükseltilmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili; kesintilerin mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararı:

6. Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verdiği 03.02.2015 tarihli, 2014/403 E., 2015/69 K. sayılı kararı ile; davacıdan kesilen ücretlerin gider olarak harcandığına dair davalı tarafça herhangi bir gider makbuzu veya fatura ibraz edilmediğinden yapılan kesintilerin gerçek bir hizmet karşılığı olduğunun ispatlanamadığı, gerçek bir hizmete dayanmayan ve haksız şart niteliğindeki kesintilerin yapılmasına ilişkin sözleşme hükümlerinin davacıyı bağlamayacağı, yapılan 8.521,14TL haksız kesinti nedeniyle bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere 2.770,83TL fazladan faiz işletildiği, böylece davacıdan haksız olarak 11.291,97TL tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Yerel Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.09.2015 tarihli, 2015/19853 E., 2015/27552 K. sayılı kararı ile; davalı vekilinin sair temyiz itirazları birinci bentte reddedilerek “… 2- Davacı eldeki dava ile kendisinden tahsil edilen ıslahen 11.291,97 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş olup, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacı lehine hüküm altına alınan miktar içerisinde, konut kredisi ilk kullanıldığı 17.11.2009 tarihinde yapılan 3.326,00 TL'lik kesinti bedeli ile konut kredisinin yeniden yapılandırıldığı 10.12.2012 tarihinde yapılan 1.000,00 TL'lik kesinti bedeli nedeniyle fazladan 4.326,00 TL kredi çekildiği, bu bedel nedeniyle fazladan 2.770,83 TL kredi faizi ödemesi de bulunmaktadır. Ne var ki, bilirkişi raporunda hesaplanan ve “fazla faiz” olarak gösterilen 2.770,83 TL'nin, taraflar arasında yapılan kredi sözleşmesine ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davalı tarafça sözleşmeye ve yasaya uygun olarak davacıdan tahsil ettiği 2.770,83 TL'lik faiz bedeline yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...” şeklindeki gerekçeyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Mahkemece 22.03.2016 tarihli, 2016/15 E., 2016/165 K. sayılı karar ile; ilk karar gerekçelerinin yanında, aslı haksız olan kesintinin fer'inin de haksız olacağı, kredi miktarı içerisine katılan ve haksız olduğu tespit edilen bedeller üzerinden işletilen faizin de ödeme planından düşülmesi ve tüketiciye iade edilmesi gerektiği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tüketiciden dosya masrafı vb. isimler altında haksız olarak tahsil edilen bedellerin kredi sözleşmesi tutarına dâhil edilip faizi ile birlikte ödeme planına borç olarak yansıtılması hâlinde söz konusu faiz tutarının da haksız kesintilerle birlikte tüketiciye iadesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesiyle sözleşmelerdeki haksız şartlar düzenlenmiş olup buna göre satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart teşkil eder ve tüketici için bağlayıcı sayılmazlar. Tüketici kredileri sözleşmelerinde masraf ve komisyon gibi isimler altında talepte bulunulacağına ilişkin faiz dışı haksız gelir mahiyetindeki düzenlemeler somut olayın özelliklerine göre haksız şart kapsamında kalabilecektir. Bununla birlikte davalı bankanın kredinin verilmesi ve yapılandırılması için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceği de gözden kaçırılmamalıdır.

13. Eldeki davada davalı banka ve davacı tüketici arasında imzalanan 17.11.2009 tarihli ilk konut kredisi sözleşmesinde 1.08 faiz üzerinden, 120 ay vade ile 73.150,00TL; 11.12.2012 tarihli ikinci sözleşmede ise, 0,76 faiz üzerinden, 36 ay vade ile 50.000,00TL tutarında kredi verilmesi kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmelerin ekinde kredi masrafı olarak hangi kalemlerin, ne miktarda tahsil edileceği yazılmış olup dosya ücreti, ekspertiz ve ipotek ücreti gibi isimler altında istenen bu bedellerin dosya kapsamına göre tüketiciden haksız olarak tahsil edildiği hususu aşamalarda kesinleşerek Hukuk Genel Kurulunun incelemesi dışında kalmıştır.

14. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, masraf tutarları kredi sözleşmesine eklenerek tüketicinin fazladan kredi çekmek durumunda kaldığı belirtilmiş, söz konusu bedeller üzerinden sözleşmedeki 120-36 ay vade ve 1.08-0,76 faiz oranları nispetinde yapılan hesaplama sonunda fazladan 2.770,83TL tahsil edilerek haksız faiz geliri elde edildiği mütalaa edilmiş; Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında, haksız şart olarak tahsil edilen bedellerin kredi tutarına yansıltılması hâlinde tüketiciden tahsil edilen faizin de iade edilmesinin gerekli olup olmadığı konusunda uyuşmazlık doğmuştur.

15. Ne var ki dosya içerisindeki ödeme planlarından, taksitlerin yalnızca sözleşme bedelleri olan 73.150,00TL ve 50.000,00TL üzerinden hesaplandığı, kredi masraflarının bu tutara eklenmediği anlaşılmaktadır. Müşteri hesap özetleri incelendiğinde ise, çekilen kredilerin tamamının kredi sözleşmelerine konu taşınmazların satıcılarına havale edildiği, sözleşme masraflarının tüketicinin kredinin kullanılması öncesinde mevcut olan mevduat bakiyesinden peşinen tahsil edildiği açıkça görülmektedir. Hâl böyle olunca dosya kapsamına uygun olmayan tespitlere dayalı bilirkişi raporu esas alınarak kendisinden tahsil edilmemiş bir meblağı tüketiciye iade etmek davacının sebepsiz zenginleşmesi sonucunu doğuracağından bu miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi gereklidir.

16. Sonuç olarak hatalı değerlendirmeyle verilen direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulmalıdır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Aynı Kanun'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.02.2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.