KREDİ BORÇLUSUNUN ÖLÜMÜNDEN ÖNCE HAYAT SİGORTASININ BİTMİŞ OLMASI-MİRASÇILARIN KREDİ BORCUNDA SORUMLULUĞU
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
2018/4834 E.
2019/6234 K.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12/04/2018 tarih ve 2018/34-2018/127 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin murisi...'nın 27.08.2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağlığında davalı bankadan 10 yıl vadeli konut kredisi kullandığını, kredi nedeniyle hayat sigortasının yapıldığını, müvekkilinin murisin ölüm tarihinden sonra bakiye borcun sigorta şirketinden tahsilini talep ettiğini, ancak kendisine hayat sigortasının 5 yıldan sonra yapılmadığının bildirildiğini, poliçenin düzenlenmesinin bankanın sorumluluğunda olduğunu ileri sürerek murisin ölüm tarihi itibariyle ödenmesi gereken kredi bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, husumet itirazında bulunarak ve bankaların tüketici kredisi kullanan müşteriye Hayat Sigortası yapma yükümlülüğü bulunduğuna dair herhangi bir hükmün yer almadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davacının murisinin 22.05.2009 tarihinde 120 ay vadeyle 38.500 TL tutarında konut kredisi kullandığı, krediye istinaden 2150591 poliçe numarasıyla Halk Hayat ve Emeklilik A.Ş. tarafından 22.05.2009 başlama 11.05.2014 bitiş tarihli 5 yıl süreli Hayat Sigortası Poliçesi düzenlendiği, muris ve davalı banka arasında yapılan kredi sözleşmesine göre hayat sigortasının süresinin dolumundan itibaren davalı banka tarafından kendiliğinden yenileneceğine dair bir hüküm bulunmadığı, kredi veren bankaların rizikonun gerçekleşmesi halinde kendi alacaklarını garanti altına almak üzere kredi borçlusunun hayatını sigorta şirketlerine sigorta ettirmekte oldukları, bunun zorunlu bir uygulama olmayıp kredi veren bankanın tasarrufunda olduğu, davacının murisinin hayat sigortası bitiş tarihi olan 11.05.2014 tarihinden sonra ölmesi nedeniyle ölüm tarihi itibariyle murisin hayat sigortasının bulunmadığı, poliçenin yenilenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6502 sayılı Yasa'nın 73/2. maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.