KREDİ BORCUNUN ÖDENMESİNE RAĞMEN DİĞER KEFİL SÖZLEŞMESİ SEBEBİ İLE İPOTEĞİN KALDIRILMAMASI HUKUKA UYGUNDUR
TC
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
2015/4857 E.
2015/16648 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...ve...'in kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak kendi taşınmazı üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis ettiğini, dava dış....'nin davalı bankadan kullanmış olduğu kredi borcunun tamamını ödemesine rağmen müvekkili taşınmazı üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmadığını, bu hususta davalı bankaya yapılan başvuru üzerine dava dışı....'nin yine dava dışı...'ye olan kefaletinden dolayı borç riskinin devam ettiği, ipotek sözleşmesinde ... 'nin doğmuş ve doğacak kefalet dahil her türlü borcunun teminatı olarak ipoteğin tesis edildiğinin belirtildiği bu nedenle ipoteğin fek edilmeyeceğinin bildirildiğini, ipotek sözleşmesinde yazan "tesis olunan ipoteğin ne sebeple olursa olsun bankaya karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının teminatını teşkil etmek üzere kurulduğuna" dair ifadenin genel işlem şartı niteliğinde haksız şart olduğunu, kullanılan kredi teminatı olarak kurulan ipoteğin başkaca krediler için sorumlu tutulmasının dürüstlük ve iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, taşınmazın üzerine ipotek konulmasına ilişkin kredi borcunun tamamen ödendiğini, ipoteğin asıl borçlunun kefil olduğu borçların dahi teminatı olduğu anlamındaki hükmün haksız şart olduğunu belirterek bu maddenin iptali ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ipotek sözleşmesinin teminat kapsamının dava dışı borçlu... 'nin doğmuş ve doğacak kefalet dahil tüm borçlarının temini olarak belirtildiğini, .... 'nin...'nin kullanmış olduğu kredi sözleşmesinin kefili bulunduğunu, bu kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle ..... İcra Müdürlüğü'nde icra takibi başlatıldığını, dava dışı borçlunun kefaletten doğan borçlarının da ipotek teminatı kapsamına alınmasına yönelik maddenin haksız şart olmadığını, haksız şart kabul edilse bile söz konusu ipoteğin 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlendiğini bu kanunda haksız şartlara ilişkin bir düzenleme bulunmadığından tarafları bağlamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının taşınmazı üzerine konulan ipotek sözleşmesinde ipoteğin borçlunun kredi borcu dışında kefil olduğu sözleşmelerden kaynaklanan borçlarının da teminatı olduğu hususunun açıkça belirtildiği ve davacının açık muvafakatini içerdiği, genel işlem koşulu olan hükmün haksız şart niteliğinde bulunmadığı, dürüstlük ve iyiniyet kurallarını zedelemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.