LEHE OLAN HÜKÜM VE TEKERRÜRE DAİR DANIŞTAY'DAN ÖNEMLİ KARAR!
Dava konusu olayda, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde teknisyen yardımcısı olarak görev yapan davacı hakkında "izinsiz ve kurumunca kabul edilir özrü olmaksızın 24 saate kadar görevine gelmemek" suçunu işlediğinden bahisle tekerrür uygulaması yapılarak "4 ay kısa süreli durdurma" cezası ile tecziye edilmiştir.
İlk derece mahkemesi, tekerrüre esas olan disiplin cezalarının yargı kararıyla iptal edilmesi, bununla birlikte davacının göreve geç geldiğinin sabit olmakla birlikte 24 saat süreyle görev yerine gelmemek eylemini işlemediği anlaşıldığından işlemi iptal etmiştir.
Temyiz sonucunda bakılan davada, Danıştay konuyu iki boyutuyla ele almıştır:
1- Davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle, fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmünün dikkate alınması gerektiği,
2- Tekerrür nedeniyle ceza artırımı uygulanabilmesi için önceki tarihte işlenen bir fiil nedeniyle verilen cezanın hukuka uygun olduğunun kesinleşmesinin şart olduğu,
İfade edilmiştir.
Bu gerekçeler doğrultusunda, Danıştay Beşinci Dairesi yeni bir karar vermek üzere dosyayı İdare Mahkemesine göndermiştir.
T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE
2016/49739 E.
2019/5429 K.
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :Ankara Valiliği
KARŞI TARAF (DAVACI) :.
İSTEMİN KONUSU :Ankara 6. İdare Mahkemesinin 26/04/2012 tarih ve E:2010/920, K:2012/720 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu istem: Davacının, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde teknisyen yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde 03/09/2008 tarihinde "izinsiz ve kurumunca kabul edilir özrü olmaksızın 24 saate kadar görevine gelmemek" suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5/A-9. maddesi uyarınca üç günlüğe kadar aylık kesimi cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de, anılan Tüzüğün 14. maddesi uyarınca bir üst ceza uygulanarak "4 ay kısa süreli durdurma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun 28/01/2009 tarih ve E:2008/701, K:2009/64 sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 6. İdare Mahkemesinin 26/04/2012 tarih ve E:2010/920, K:2012/720 sayılı kararında; tekerrüre esas olan disiplin cezalarının Ankara 16.İdare Mahkemesi'nin 24/12/2008 tarih ve E:2007/1777, K:2008/1553 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle dayanağı kalmadığı anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan davacının göreve geç geldiği sabit olmakla birlikte 24 saat süreyle görev yerine gelmemek fiilinin işlenmediği anlaşıldığından, dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından; Tüzüğün 5/A-9. maddesinin "izinsiz veya kurumunca kabul edilir özrü olmaksızın 24 saate kadar göreve gelmemek" şeklinde düzenlendiği, davacının belirtilen tarihlerde göreve geç geldiğinin sabit olduğu, ayrıca Mahkeme tarafından "24 saat süreyle görev yerine gelmemek" şeklinde yapılan değerlendirmede usul hatası bulunduğu, anılan Mahkeme kararının hukuka ve usule aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından; görevine geç gelmesinin sebebinin servisle gelmesi olduğu, raporu tutan başkomiserle aralarında husumet olduğu, dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ MUSTAFA YAPICI'NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Ankara Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü emrinde teknisyen yardımcısı olarak görev yapan davacının 03/09/2008 tarihinde "izinsiz veya kurumunca kabul edilir özrü olmaksızın 24 saate kadar görevine gelmemek" fiilini işlediği iddiasının araştırılması için yapılan soruşturma sonucunda tesis edilen Ankara Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun 28/01/2009 tarih ve 09/64 sayılı kararı ile davacının üzerine atılı söz konusu fiil sabit görülerek Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5/A-9. maddesi uyarınca üç günlüğe kadar aylık kesimi cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de daha önce de aynı suçtan cezası bulunduğundan bahisle anılan Tüzüğün 14. maddesi uyarınca bir üst ceza uygulanarak "4 ay kısa süreli durdurma" cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, söz konusu disiplin cezasının iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Bu arada, dava konusu disiplin cezası tesis edilirken, davacının 23/24/25/26/01/2006 tarihlerinde işlediği iddia edilen "izinsiz veya kurumunca kabul edilir özrü olmaksızın 24 saate kadar görevine gelmemek" eylemleri, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 14. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına gerekçe olarak alınmış ise de, davacının bu eylemlerin her biri için ayrı ayrı olmak üzere dört kez aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun 09/05/2007 tarih ve E.2006/107, K:2007/368 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada verilen Ankara 16.İdare Mahkemesinin 24/12/2008 tarih ve E:2007/1777, K:2008/1553 sayılı iptal kararının Danıştay 12. Dairesinin 10/10/2012 tarih ve E:2009/3282, K:2012/6207 sayılı kararıyla bozulması üzerine anılan Mahkemece bozmaya uyularak verilen 05/06/2013 tarih ve E:2013/874, K:2013/1072 sayılı davanın reddine ilişkin kararın onanmasına ilişkin Danıştay 12. Dairesinin 25/09/2014 tarih ve E:2013/11016, K:2014/5913 sayılı kararına karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine, Dairemizin 21/09/2017 tarih ve E:2016/19135; K:2017/20302 sayılı kararıyla karar düzeltme istemi kabul edilerek onama kararı kaldırılmış ve davanın reddi yolundaki mahkeme kararı bozulmuştur. Bunun üzerine Ankara 16. İdare Mahkemesinin 09/11/2018 tarih ve E:2018/351; K2018/2368 sayılı kararıyla, bozma kararına uyularak ayrı ayrı dilekçelerle dava açılması gerekirken tek dilekçe ile dava açıldığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 5/A-9. maddesinde, "izinsiz veya kurumunca kabul edilir özrü olmaksızın 24 saate kadar görevine gelmemek" fiili 3 günlüğe kadar aylık kesimi cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
Aynı Tüzüğün 14. maddesinde ise, "Disiplin cezası verilmesine neden olmuş bir eylem, işlem, tutum veya davranışın cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde yenilenmesinde bir derece ağır ceza uygulanır.
Aynı derecede cezayı gerektiren değişik eylem, işlem, tutum veya davranışlar nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında da bir derece ağır ceza verilir." kuralına yer verilmiştir.
08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8. maddesinin 1. Fıkrasının (d) bendinde ise, "özürsüz veya izinsiz olarak mesaiye geç gelmek veya erken ayrılmak ya da günlük mesai saatlerine riayet etmemek" fiilinin uyarma cezasını gerektirdiği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının dava konusu disiplin cezası ile cezalandırılmasına neden olan fiiline cezanın uygulanıp uygulanmadığı yönünden İdare Mahkemesi kararının incelenmesi:
Her ne kadar Mahkeme kararında davacının görevine geç geldiğinin sabit olduğu, ancak "24 saat süreyle görev yerine gelmemek" fiilinin işlenmediği, bu nedenle davacının fiiline uygun olmayan bir ceza ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilmiş ise de, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 5/A-9. maddesinde belirtilen "24 saate kadar görevine gelmemek" ibaresindeki sürenin "görev süresinin başlangıcından itibaren 24 saate kadar olan süreyi" ifade etmesi, nitekim anılan Tüzüğün 5/B-6. maddesinde 24 saatten fazla süreyle görev yerine gelinmemesi durumu için de ayrı bir yaptırım öngörülerek "4-10 güne kadar aylık kesimi cezası" verileceğinin belirtilmesi karşısında 03/09/2008 tarihinde tutulan tutanak ile göreve geç geldiği tespit edilen davacının anılan fiilinin Emniyet teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5/A-9. maddesindeki "izinsiz veya kurumunca kabul edilebilir özrü olmaksızın 24 saate kadar görevine gelmemek" kapsamında bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, İdare Mahkemesi kararının anılan gerekçesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bununla birlikte dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ceza hukuku kökenli bir ilke olan ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin, suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fillere uygulanmasını öngörmektedir.
İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. İdari işlem niteliğindeki disiplin cezasının da tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise, disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır.
Uyuşmazlıkta, davacının sabit olan fiili karşılığında Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5/A-9. maddesinde düzenlenen disiplin cezası, 08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8/1-d. maddesinde belirtilen disiplin cezası ile karşılaştırıldığında, 7068 sayılı Kanundaki düzenlemenin davacı lehine bir düzenleme getirildiği görüldüğünden, idare Mahkemesince, davacı lehinde olan düzenleme dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden İdare Mahkemesi kararının incelenmesi:
Kelime olarak yinelenme, tekrarlama anlamını taşıyan tekerrür, hukuk dilinde bir kimsenin işlediği bir suç nedeniyle hüküm giymesinden sonra, belirli bir süre içerisinde yeni bir suç işlemesini ifade etmektedir. Tekerrür nedeniyle ceza artırımıyla amaçlanan, kişinin yeniden suç işlemesi halinde daha ağır ceza kesileceğini bilmesi ve bu şekilde suç işlenmesinin caydırılmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalara göre, tekerrür nedeniyle ceza artırımı uygulanabilmesi için önceki tarihte işlenen bir fiil nedeniyle verilen cezanın hukuka uygun olduğunun kesinleşmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 14. maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle tesis edildiği anlaşılmakta ise de, tekerrüre esas alınan 23/24/25/26/01/2007 tarihlerinde işlendiği iddia olunan fiiller nedeniyle Ankara Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu tarafından verilen 09/05/2007 tarih ve E:2006/107, K:2007/368 sayılı cezanın iptali istemiyle açılan davada dilekçe ret kararı verildiğinden ve 23/24/25/26/01/2007 tarihlerinde işlendiği iddia olunan fiiller nedeniyle verilen cezanın iptali istemiyle ayrı ayrı açılacak davaların nihai sonucuna göre tekerrür hükümlerinin doğru uygulanıp uygulanmadığı anlaşılacağından, İdare Mahkemesince tekerrüre esas alınan cezaya ilişkin davanın sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.