MAHKEMEDEN TÜKETİCİLERİN SAVUNMA HAKKINA İLİŞKİN 'EMSAL' KARAR
Zonguldak’ta dikkat çeken bir karara hükmeden Tüketici Mahkemesi, tüketicilerin savunma hakkının engellenmesi sonucunu doğuracak yöntemlerle alınan hakem heyet kararlarının hukuka aykırı olacağına hükmetti.
Zonguldak’ta A.A. isimli tüketici ile ilgili firma arasında akdedilen online canlı ders yayın hizmet sözleşmesi, yayındaki aksaklıklar nedeniyle tüketici tarafından feshedildi. Firma da, yapılan feshe rağmen sözleşme bedelinin tahsili için Zonguldak İl Tüketici Hakem Heyetine müracaat ederek, sözleşme bedelinin tüketiciden tahsiline karar verilmesini talep etti.
USULSÜZ TEBLİGAT
Tüketici Hakem Heyeti, firmanın müracaatına ilişkin tüketiciden savunma yazısı talep etmiş ise de, savunma yazısı, tüketicinin adresine usulüne uygun tebliğ edilmediğinden, tüketici, kendisi hakkında yapılan şikayetten haberdar olamadı.
Nihayetinde tüketici hakem heyeti tarafından, müracaatla ilgili tüketicinin savunması alınmadan, firmanın şikayetinin kabulüne karar verildi.
Bu karara karşı itiraz eden tüketici, avukatı Hakan Akın vasıtasıyla Zonguldak 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılarak, hakem heyet kararının iptali talep etti.
Uyuşmazlığı değerlendiren Mahkeme, tüketicinin itirazını haklı görüp kabul ederek, tüketici hakem heyetinin kararını iptal etti.
KARAR EMSAL TEŞKİL EDİYOR
hukukihaber.net'e konuşan avukat Hakan Akın, "Tebligatın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsuru olduğu hatırlatılan kararda Mahkeme “tüketici hakem heyeti tarafından başvuru dilekçesinin davacıya Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden karar verilmesinin, davacının savunma hakkını kısıtladığı” gerekçesiyle, hakem heyetleri tarafından tüketicilerin savunma hakkının engellenmesi sonucunu doğuracak yöntemlerle alınan kararların hukuka aykırı olacağı yönünde, emsal oluşturabilecek bir karar vermiştir." dedi. (hukukihaber.net)
İlgili karar şöyle;
T.C.
ZONGULDAK
2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/6 Esas
KARAR NO: 2022/114
HAKİM:
KATİP:
DAVACI : A.A.
VEKİLİ: Av. HAKAN AKIN
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA: Tüketicinin Hakem Kurulu Kararına İtirazı
DAVA TARİHİ: 06/01/2022
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tüketicinin Hakem Kurulu Kararına İtirazı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 13.10.2015 tarihinde akdedilen ürün (onlıne canlı ders) sözleşmesi kapsamında,davalının müvekkilimden 3.960,00.-TL alacaklı olduğu iddiasıyla Heyete müracaat yapıldığını,bu müracaattan müvekkilinin hiçbir şekilde haberdar edilmediğini, uyuşmazlığın esası hakkında müvekkilinden savunma ve elindeki deliller alınmadan, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda davalının talebinin kabulüne karar verildiğini, bu kararın en hafif tabiriyle açıkça hukuka aykırı olmasının ötesinde yok hükmünde olup iptali gerektiğini, şöyle ki davalı tarafından müvekkil aleyhinde davaya konu heyet kararı dayanak gösterilerek ilamlı icra takibi (Ankara 1.İcra Müdürlüğü-2021/18694 E.) başlatıldığını, bunun üzerine müvekkiline icra emri tebliğ edildiğini (04.01.2022), tebliğde gelen icra emri ekinde, davaya konu hakem heyet kararını okuyan müvekkilinin daha öncesinde kendisine heyet tarafından yapılmış herhangi bir karar evrakı veya savunma yazısı tebliğ edilmediği için, icra emriyle birlikte bu kararın varlığından haberdar olduğunu aynı gün heyet kalemine giderek karar hakkında bilgi almak istediğini söylediğini, müvekkiline heyet çalışanı tarafından verilen bilgiye göre müvekkili hakkında davalı tarafından yapılan şikayete ilişkin savunma istem yazısı ve sonrasında heyet tarafından verilen kararın Gelir İdaresi Başkanlığı’na ait “ketsis-noreply@gelirler.gov.tr” uzantılı web adresinden “....@outlook” uzantılı e-mail adresine e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği söylendiğini, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında kanunun 72. ve 84 .maddelerine dayanılarak hazırlanan 27.11.2014 tarihli ve 29188 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği’nin 12.maddesinde de heyetin çalışma işleyişiyle ilgili usul ve esaslar belirtildiğini, buna göre İl Tüketici Hakem Heyetine yapılmış olan başvuru, karşı tarafa bildirilir ve 30 gün içinde uyuşmazlık konusuna ilişkin her türlü bilgi, belge ve savunmasını göndermesi isteneceğini, gelen belgelerin raportörler tarafından bir dosya şeklinde düzenlenip heyet gündemine alınacağını, istenilen bilgi ve belgelerin verilen süre içinde sunulmaması halinde dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler üzerinden karar verileceğini, Hakem Heyetinin her 15 günde bir (ayda iki defa) toplanarak gündeminde hazır olan tüketici başvurularını görüşüp ve karara bağladığını, Tüketici Hakem Heyetinden çıkan karar her iki tarafa tebliğ edildiğini tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Tüketici Mahkemesine itiraz yolu açık olduğunu, aynı yönetmeliğin 21/1 maddesinde heyet tarafından verilen kararın taraflara ne şekilde tebliğ edileceği açıklandığını, bu maddeye göre “ Tüketici hakem heyeti kararı, alındığı tarihten itibaren on iş günü içinde taraflara yazılı olarak ve 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir.” 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10.maddesinde yazılı hükme göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.” Aynı Kanunun 7/A maddesi “ Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.” hükmüne havidir.28184 sayılı Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16.maddesi de aynı hükmü içerdiğini, aynı Yönetmeliğin 12.maddesi “Tebligatlar, elektronik yolla yapılabilir, zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Yönetmelikte belirtilen usullerle tebligat yapılır.” hükmüne havi olduğunu, 30617 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 3.maddesinde “Elektronik tebligat adresi” tanımı şu şekilde yapıldığını “PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS’ye kaydedilen tebligat adresi” müvekkili adına kayıtlı bu tanımlamaya uygun bir elektronik tebligat adresi olmadığı gibi, bu adrese heyet tarafından usulüne uygun yapılmış bir tebligat da bulunmadığını bu hususun gerektiğinde PTT’den sorulabileceğini, davalının heyete yaptığı müracaatın esası hakkında,heyet tarafından müvekkiline savunma ve delillerini sunması için kanunda öngörülen usule ve süreye göre yapılmış bir tebliğin olmadığını bu haliyle müvekkilinin savunma ve delilleri alınmadan, savunma hakkı engellenmek suretiyle, davalının talebinin kabulüne karar verilmiş olması kararın bu yönüyle Tüketici Hakları Mevzuatına, Hakem Heyeti Yönetmeliği’ne ve hukuka aykırı olduğunun kabulünü gerektirdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden doğduğu iddia edilen ve Heyet kararına konu uyuşmazlıkla ilgili olarak; halk arasında kapıdan satış olarak bilinen iş yeri dışında kurulan sözleşme hükmü kapsamında müvekkilinin kızı Büşra için, davalıyla 13.10.2015 tarihli canlı onlıne ders hizmetini içeren ürün sözleşmesi akdettiklerini aradan geçen kısa bir süre sonra, onlıne derslerinde yayın hatası olması nedeniyle derslerden randıman alınamayacağı anlaşıldığını süre kaybetmeksizin kanunda bildirilen 14 günlük süre içersinde 27.10.2015 tarih ve saat 11.20’de, müvekkilinin kendisine ait 0532.... no’lu Turkcell mobil hatlı telefondan davalının kurumsal numarası olan (antetli sözleşmede yazılı bulunan) 0312... no’lu sabit hattı arandığnıı müşteri hizmetleri personeliyle yaptığı görüşmede onlıne canlı derslerde yayın hatası olduğunu randıman alamadığını ve bu nedenle cayma hakkını kullandığını beyan ettiğini personel tarafından kendisine “kaydınızı oluşturduk, teşekkürler” şeklinde verilen cevap sonrasında görüşme sonlandırıldığını hiçbir şekilde ürün kullanıma kapatılmadığını telefon kayıtlarının istenmesi gerekirse, iletişimin tespitine yönelik her türlü muvafakati olduğunu hal böyleyken, karar tutanağından anladıkları kadarıyla, davalı tarafından heyete yapılan müracaat dilekçesinde, cayma hakkının kullanılmadığı ve ürünün müvekkili tarafından kullanıldığı şeklinde yanlış yanıltıcı ve kötüniyetli bir bildirimde bulunulduğunu telefonla cayma bildirimi süresinde yapıldığı gibi, müvekkilinin bununla da yetinmediğini 05.11.2015 tarihinde kurumsal e mail’e bu caymayı yazılı olarak bildirdiğini bu bildirimin de yine süresi içerisinde yapıldığı kabul edilmesi gerektiğini şöyleki davalı tarafından müvekkili ile sözleşme akdedilirken 29236 sayılı iş yeri dışında kurulan sözleşmeler yönetmeliğinin 5.maddesine aykırı olarak sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri ve diğer hususlar hakkında ön bilgilendirme yapılmadığını aynı yönetmeliğin 7.maddesine aykırı olarak, “sözleşme konusu mal veya hizmetin temel nitelikleri, malın veya hizmetin teslim veya ifa tarihi” gibi sözleşmede yazılması zorunlu bilgileri içermediğini ön bilgilendirme yapıldığına ilişkin ispat yükünün davalıya (satıcı veya sağlayıcıya) ait olduğunu Yönetmeliğin “cayma hakkının kullanımı" başlıklı 10. Maddesinin (3) fıkrasında "Satıcı veya sağlayıcı bu Yönetmeliğin ekinde yer alan formu sözleşmenin kurulduğu anda tüketiciye vermek zorundadır." düzenlemesi yer aldığını, davalının bu hükme aykırı olarak müvekkiline cayma hakkı kullanımına ilişkin yönetmelik ekinde belirtilen formu vermediğini ,davalı (Satıcı veya sağlayıcı) bu belgeyi müvekkiline verdiğini ispat etmekle yükümlü olduğunu aynı yönetmeliğin " Eksik bilgilendirme" başlıklı 9. Maddesinde yazılı; “Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlü olduğunu, satıcı veya sağlayıcının bu Yönetmelikte belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi veya tüketiciyi cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirmemesi durumunda tüketici cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı olmadığını, bu sürenin her halükarda cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona ereceğini” hüküm gereğince, müvekkilinin e mail ile yaptığı cayma bildiriminin de süresinde olduğunun kabulü gerektiğini (Bknz Emsal: Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 25/03/2019 Tarih,2016/28878 E. , 2019/3909 K.) tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalının vermediği bir hizmet nedeniyle ücret talep etmesinin iyiniyetli ve etik bir yaklaşım olmadığını sözleşmeden doğan bir borcu bulunmadığı kabul edileceğini ki bu durum karşısında heyet tarafından verilen hukuka aykırı kararın iptali gerektiğini, Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 28.maddesi kapsamında müvekkili hakkında davalı tarafından Ankara 1.İcra Müdürlüğü’nün 2021/18694 E.sayısında başlatılan ilamlı takibe dayanak heyet kararının icrasının, Mahkeme tarafından uyuşmazlık hakkında yapılacak yargılamanın bitimine kadar, tedbiren durdurulmasını ve hakem heyeti kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmemekle birlikte tebligatla ilgili bir sorunun olması durumunda tüketici hakem heyeti memurlarınca yapılan işlem hakkında taraflarına hiçbir kusur atfedilemeyeceğini, bu sebeple sayın mahkeme aksi kanaatte ise davalının kusuru olmadığından yargılama masraflarından ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep ettiklerini, öte yandan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin 28. Maddesinde: "(2) İtiraz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı itirazın kabul edilmesi gerektiği veya kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılamayı gerektirmediği takdirde tüketici mahkemesi evrak üzerinde, kararı değiştirerek veya düzelterek onama kararı verebileceğini, tarafların kimliklerine, ticaret unvanlarına ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıkları hakkında da bu hüküm uygulanacağını, karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek veya düzeltilerek onanır." hükmü gereğince davanın esasına girilerek hakem heyeti kararının onanmasını ve davanın reddini talep ettiklerini, tüketiciler ile müvekkil şirket arasında 6502 sayılı Kanun’un 47. Maddesinde düzenlenen iş yeri dışında kurulan sözleşmeler akdedildiğini, bu sözleşmeler askıda geçersiz nitelikte olup tüketicinin 14 gün içerisinde cayma bildiriminde bulunmaması üzerine geçerli hale geldiğini, davacı tüketici tarafa, müvekkil şirketin acentesi aracılığı ile 13.10.2015 tarihli sözleşmeden de anlaşılacağı üzere 24 ay taksitli 3.960,00.-TL toplam bedelli www.....com adlı internet sitesi üzerinden öğrencinin online canlı ders izleyerek, öğretmenine canlı olarak soru sorabileceği, derse katılabileceği şifre kartlarından oluşan C.. adlı ürünün satış işlemi yapıldığını, ürünün tüketiciye aynı gün teslim edildiğini davacı tüketicinin, sözleşmede de görüleceği üzere ürün teslim tarihini yazıp sözleşmeyi imzaladığını, davacı tarafın, 14 gün içinde cayma bildirim hakkı olduğu konusunda bilgilendirildiğini, söz konusu sözleşme suretinde de cayma bildiriminin yapılacağı açık adres ve müvekkil şirkete ait fax, telefon numarası ile mail adres bilgileri yer aldığını, sözleşme tarihi itibari ile yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında usule ve yasaya uygun olarak taraflar arasında imza altına alındığını, Sözleşmenin alt kısmında yer alan kutucuğa tüketicinin el yazısıyla “Bir örneğini teslim aldım. 14 gün içerisinde deneyip hiçbir gerekçe göstermeden cayma hakkımı biliyorum” sbaresinin yazıldığı görülmekte olduğunu bu haliyle tüketiciye sözleşme nüshasının verildiğinin ve gerekli ön bilgilendirmenin yapılarak tüketicinin cayma hakkı konusunda bilgilendirildiğinin ispatı açıkça orta olduğunu, müvekkil şirketin ispat yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacı tüketici tarafından 6502 sayılı Kanun’un 47.maddesi gereğince 14 günlük yasal süresi içerisinde şirkete yönlendirilmiş bir cayma bildirimi bulunmadığını, nitekim ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafın 14 günlük süresi içinde cayma bildiriminde bulunduğuna dair sunmuş olduğu bir belge de bulunmadığını, davacı tarafın telefon görüşmelerinde cayma bildiriminde bulunduğu iddiaları da gerçek dışı olduğunu, kaldı ki arama kayıtları yasal süresi içerisinde yapılmış olsa bile cayma bildiriminde bulunulduğuna dair yeterli delil oluşturmadığını, cevap dilekçesi ekinde sunmuş oldukları aktivasyon kartı sureti, Öğrenci kayıt ekran görüntüsü ve kullanım çıktıları incelendiğinde davacının velisi olduğu öğrenci Burak Akyıldız adına 13.10.2015 tarihinde kendisine teslim edilen şifre ile kayıt oluşturulduğu ve öğrencinin derslere katılarak ürünü kullandığı görüldüğünü, tüketicinin imzaladığı sözleşmeden yasal cayma süresi olan 14 gün içerisinde caymadığı gibi, satın aldığı ürünü kullandığını, gerekli faydayı sağladığını ve kullanmaya devam etmesine rağmen taahhüt ettiği gibi taksitlerini ödemediğini, bunun üzerine tüketiciye 28.09.2017 tarihinde müvekkil şirket tarafından ihtarname gönderilmiş geciken taksitlerini ödemesi için 30 günlük süre verildiğini ancak tüketici tarafından şirket hesaplarına herhangi bir ödeme yapılmadığını ihtarnamenin gönderildiğine ilişkin PTT Posta Alındı Belgesinin sunulduğunu İşbu şikâyet ikâmesinde Hakem Heyetine başvurma zarureti hasıl olduğunu, yukarıda detaylıca arz ve izah etmiş oldukları hukuki sebepler ışığında davacının talepleri değerlendirildiği takdirde davacı tüketicinin cayma hakkı konusunda tam ve eksiksiz bir şekilde bilgilendirildiği ve yasal süresi içerisinde herhangi bir cayma bildiriminde bulunmadığı ortaya çıkacağını, davacı tüketicinin talepleri hakkın kötüye kullanımı mahiyetinde olduğunu, bu sebepler doğrultusunda yasal dayanağı olmayan, mesnetsiz iddiaların reddini talep etmiştir.
Zonguldak İl Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının 21/12/2021 tarih 0111202133513 karar sayılı kararı dosya içerisine celbedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan C.. adlı ürünü satın aldığı, davalının ürünün bedelinin ödenmediği iddiası ile 3.960,00-TL nin tahsili talebi ile tüketici hakem heyetine başvuru yaptığı, Zonguldak İl Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının 21/12/2021 tarih 0111202133513 karar sayılı kararı ile talebin kabulüne ve 3.960,00-TL nin A. A. tarafından ödenmesine karar verildiği, davacının kararının iptali talebi ile işbu davayı açtığı, davalının tüketici hakem heyetine başvuru dilekçesinin davacıya e tebligat yolu ile gönderildiği, ancak yapılan sorgulamada davacının e tebligat adresinin bulunmadığı, tebligatın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılmasının zorunlu unsuru olduğu, tüketici hakem heyeti tarafından başvuru dilekçesinin davacıya Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden karar verilerek davacının savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile ; Zonguldak İl Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının 21/12/2021 tarih 0111202133513 karar sayılı kararının iptaline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 270,51.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan 22,00.-TL tebligat giderinin ve 29,50.-TL posta ücretinin oluştrduğu toplam 51,50.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden hesaplanan ve takdir edilen 2.550,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avans bakiyesinin yatıran tarafa hesap numarası bildirildiğinde bu hesaba yatırılması, bildirilmediğinde masrafı avanstan karşılanmak kaydı ile PTT aracılığı ile yatıran tarafa iadesine,
Dair ; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda 6502 sayılı yasanın 70/5 maddesi gereğince kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022