MAL PAYLAŞIMINA KONU OLAN TAŞINMAZIN DAVA TARİHİNDEKİ DEĞERİ TESPİT EDİLMELİDİR

MAL PAYLAŞIMINA KONU OLAN TAŞINMAZIN DAVA TARİHİNDEKİ DEĞERİ TESPİT EDİLMELİDİR
T.C
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
2018/ 13955 E. 2018/ 17053 K.

 

........Somut olaya gelince; eşler, 24.12.1988 tarihinde evlenmiş, 09.08.2011 tarihinde açılan ......... davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi ......... davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden, evlilik tarihinden 4721 Sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 Sayılı TKM mad.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiyeye konu 223 ada 187 parseldeki 6 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 11.11.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). 
Mahkemece hükme esas alınan 01.02.2015 tarihli hesap bilirkişi raporundan hareketle 2.764,28-TL değer artış payı alacağı ve 13.994,59-TL artık değere katılma alacağı olmak üzere toplam 16.758,87-TL alacağa hükmedilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; mahkemece hesaplama yapılırken tarafların evlilik birliği içinde alınan dava dışı taşınmazlar ve bu taşınmazlardan 6 nolu bağımsız bölüme katkılarının dikkate alınması doğru ise de, hüküm kurulurken tasfiyeye konu 223 ada 187 parseldeki 6 nolu bağımsız bölüm yerine dava dışı 204 ada 7 parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm üzerinden alacağa hükmedilmesi hatalıdır. Ayrıca mahallinde yapılan keşif neticesinde düzenlenen 03.02.2014 tarihli teknik bilirkişi raporu ile tasfiyeye konu 6 nolu bağımsız bölümün keşif tarihi olan 23.01.2014 tarihi itibariyle değerinin 52.553-TL olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafça bu rapora itiraz edilmiştir. Mahkemece, davacının değere itirazları ile ilgili ek rapor alınmış ise de, 6 nolu bağımsız bölümün mal rejiminin sona erdiği ......... dava tarihi itibariyle özellikleri, niteliği ve çevre durumu da gözetilmek suretiyle karar tarihine en yakın piyasa sürüm değerinin belirlenmesi gerekirken karar tarihinden yaklaşık 2 yıl önceye ait değerin dikkate alınması doğru olmadığı gibi dosyada birbiri ile farklı inceleme ve değerleri içeren raporlar olduğu gözetilerek Daire uygulamalarına uygun inceleme ve değerlendirmeleri içeren denetime elverişli piyasa sürüm değerini gösterir rapor alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir. 
Mahkemece yapılması gereken iş, tasfiyeye konu 6 nolu bağımsız bölümün, Daire ilke ve uygulamalarına uygun şekilde ......... dava tarihindeki durumu, niteliği ve çevresel özellikleri ile değerine etki edebilecek hususlar gözetilmek suretiyle piyasa sürüm değerini (karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın piyasa sürüm değerini) konusunda uzman önceki bilirkişiler dışında seçilecek bilirkişi kurulundan alınacak raporla belirlemek, bu değer gözetilmek suretiyle benzer şekilde hesaplama yapılarak ve talep miktarı da gözetilerek davacı lehine değer artış payı alacağı ve katılma alacağına hükmetmek olmalıdır. 
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 10.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.