MARKA BAŞVURUSUNA İTİRAZIN REDDİNE DAİR YİDK KARARININ İPTALİ TALEBİ - KULLANILAN İBARENİN TÜRKÇE'DE BİLİNEN BİR ANLAMININ OLMAMASI
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
2021/1685 E.
2022/6319 K.
26.9.2022 T.
MARKA BAŞVURUSUNA İTİRAZIN REDDİNE DAİR YİDK KARARININ İPTALİ TALEBİ ( Davalı Başvurusuna Konu İbarenin Türkçe'de Bilinen Bir Anlamının Olmadığı - Davacının İtirazına Gerekçe Markalardaki İbarenin Sağlıklı Zinde Formda Uygun vs. Anlamlarına Geldiği ve Gıda Maddeleri Yönünden Ayırt Ediciliğinin Düşük Düzeyde Olduğu Anlaşıldığından Koruma Düzeyinin de Düşük Tutulması Gerektiği )
KULLANILAN İBARENİN TÜRKÇE'DE BİLİNEN BİR ANLAMININ OLMAMASI ( Davacının İtirazına Gerekçe Markalardaki İbarenin Sağlıklı Zinde Formda Uygun vs. Anlamlarına Geldiği ve Gıda Maddeleri Yönünden Ayırt Ediciliğinin Düşük Düzeyde Olduğu Anlaşıldığından Koruma Düzeyinin de Düşük Tutulması Gerektiği - Marka Başvurusuna İtirazın Reddine Dair YİDK Kararının İptali Talebi )
MARKANIN KORUNMA DÜZEYİ ( Davalı Başvurusuna Konu İbarenin Türkçe'de Bilinen Bir Anlamının Olmadığından Markalardaki İbarenin Sağlıklı Zinde Formda Uygun vs. Anlamlarına Geldiği ve Gıda Maddeleri Yönünden Ayırt Ediciliğinin Düşük Düzeyde Olduğu Anlaşıldığından Koruma Düzeyinin de Düşük Tutulması Gerektiği - Markalar Arasında Karıştırılma İhtimalinin Olmadığının Kabulü Gerektiği )
KHK-556/m. 8/1-b
ÖZET : Dava, marka başvurusuna itirazın reddine dair YİDK kararının iptali talebine ilişkindir. Davalı başvurusuna konu ibarenin Türkçe'de bilinen bir anlamının olmadığı, davacının itirazına gerekçe markalardaki bu ibarenin sağlıklı, zinde, formda, uygun, vs. anlamlarına geldiği ve gıda maddeleri yönünden ayırt ediciliğinin düşük düzeyde olduğu, dolayısıyla koruma düzeyinin de düşük tutulması gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığının kabulü gerekirken davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak karar verilmesi doğru olmamış Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28.02.2019 tarih ve 2018/158 E. - 2019/70 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 11.12.2020 tarih ve 2019/730 E. - 2020/1140 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketin 2000/04524, 2007/32835, 2013/32392, 2013/60855, 2013/29479, 2013/29468 Sayılı "...","...","... x","...","... indeks","... index" ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "...k ..be healthy" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2016/30012 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkil ... Gıda'nın 1961 yılından bu yana faaliyet gösterdiği alanda bir çok ürünün tanıtımını ve geliştirilmesini sağlayarak bir kalite sembolü olduğunu, müvekkilin "..." ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da arttırdığını, müvekkili markalarının 30. sınıfta yer alan malları ile itiraz edilen markanın eşya listesinde yer alan malların birebir aynı olduğunu, dava konusu "...back ..be healty" ibareli başvuru ile müvekkilinin "..." ibareli markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlikte bulunduğunu, "...back ..be healty" markasının müvekkiline ait markanın serisi veya alt markası olarak algılanacağını, davalının açıkça kötü niyetli olduğunu, davalının müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız kazanç sağlayacağını ileri sürerek, YİDK'in 2018-M-1923 Sayılı kararının 30. sınıf mallar yönünden iptaline, davalı markasının 30. sınıfta yer alan mallar bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olmadığını, müvekkiline ait ürünlerin süper market zincirlerinde, bakkallarda ya da büfe gibi perakende satış noktalarında satışının söz konusu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, pek çok farklı sektörde sıklıkla tercih edilen ... kelimesinin gıda sektöründe sağlıklı ve formda bir vücut anlamı ile kullanılmaya başlandığı, fiziki uyum ve zindelik belirten manasıyla “...” kelimesinin gıda tüketicisi tarafından insan vücudunun fiziksel özelliklerini bozmayan veya enerji verici ürünleri çağrıştırdığı, vücut yapısına ve gıda ürünlerinden temin ettiği içerik ve kaloriye dikkat eden tüketici kitlelerinin “...” kelimesiyle, emsallerine göre veya kendi özelliğinde daha düşük kalorili veya daha yoğun proteinli veya daha az yağlı, az şekerli ürünlere işaret edildiğini algılayacağı böylece ... sözcüğünün günümüzde ayırt edici niteliğinin zayıfladığı ve zayıf marka sahibinin bunun sonuçlarına katlanması gerektiği, bir markanın ayırt edici niteliğinin zayıf olması onun hepten korumasız bırakılması anlamına gelmediği, Yargıtay 11.H.D.'nin 2010/15117 E., 2012/14012 K. sayılı ilamında “zayıf markaların koruma kapsamı” değerlendirilmiş ve “... AKILLI İPLİK” markasında yer alan “AKILLI İPLİK” ibaresinin sektöründe iplik emtiası için bir cins, vasıf ve ürünün karakteristik özelliğini betimlediği için ayırt ediciliği zayıf bir marka olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tip ibarelerin yanına başka unsurların kullanılması durumunda karıştırılma riskinin olmayacağı” yönündeki yerel mahkeme kararını; tescilli “AKILLI İPLİK” markasının, hükümsüz kılınmadığı sürece hukuken koruma altında olacağı ve bu ibareyi içeren markaların benzer kabul edilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verildiği, davalı markasının, tüm unsurları ile yeterli ayırt edici niteliği haiz olduğu, ortalama tüketici kesimi nezdinde dava konusu markalar arasında 556 Sayılı KHK'nın 8/1-b anlamında benzerlik ve karıştırma ihtimali doğmayacağı, YİDK kararının yerinde olduğu, hükümsüzlük talebi açısından, davacı ve davalı markasının benzer olmaması ve söz konusu markalar arasında 556 Sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin olmadığı tespit edildiğinden, dava konusu 2016/30012 numaralı “Fitback ..be healty” markasına ilişkin hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, somut davada davalı şirketin başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmadığı, bu nedenle kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı, bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için 556 Sayılı KHK'nın 8/4 maddesinde sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise söz konusu şartların gerçekleşmediği, ve somut uyuşmazlıkta 556 Sayılı KHK'nın 8/4 maddesinin uygulanması mümkün görünmediği, dosya içeriği itibari ile davacı markalarının tanınmış marka olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu başvuru "...back... be healthy" ibareli olduğu, başvuruda standart karakterlerle "...back" ibaresine yer verildiği, "i" harfi turuncu renkli bir insan figürü şeklinde tertip edilip, "...back" ibaresinin altında çok küçük olarak da ".. Be healthy" ibaresine yer verildiği, başvuruya konu ibarenin, birden fazla sözcükten oluşması halinde ayırt edici unsurun değerlendirilmesinde tüketicilerin markayı ne şekilde algılayacakları önemli olduğu, somut olayda başvuru konusu ibare "...back" olsa bile, tüketicilerin bir bütün olarak anlamı olmayan bu ibareyi "... back" şeklinde algılayacakları,
başvuruda "..." ibaresinin ortasında yer alan "i" harfinin farklı renkle yazılması suretiyle dikkatin bu ibareye çekilmesi de bu kanaati güçlendirdiği, öte yandan, Türkçe'de geri anlamına gelen "back" kelimesi, "..." ibaresine vurgu yaptığından, başvurunun asli unsurunu "..." kelimesinin oluşturduğu, davacının itirazına mesnet markaların asli unsuru da aynı kelimeden oluştuğundan, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 Sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerlik ve karıştırma tehlikesi bulunduğu, zira başvuruya eklenen "back" ibaresi ile çok küçük puntolarla yazılan "..be healthy" ibaresi, markalar arasındaki ilişkilendirme ihtimalini ortadan kaldıracak düzeyde başvuruya ayırt edicilik katmadığı, diğer bir deyişle, taraf markaları arasında ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesine yol açacak derecede benzerlik olduğu, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin karşılaştırılmasına gelince; davacının yalnızca başvuru kapsamındaki 30. sınıf malları dava konusu ettiği, mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerektiği, buna göre, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf malların tamamı ile davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mallar arasında benzerlik bulunduğu, nitekim, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da, karşılaştırılması yapılan 30. sınıf mallar yönünden aynı sonuçlara ulaşıldığı, o halde başvuru kapsamındaki 30. sınıf malların tamamı yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 Sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulüyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı, her ne kadar dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu da ileri sürülmüş ise de bu iddianın ispat edilemediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E. 2014/11-696, K. 2016/778 Sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmediği, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmediği, teknik yönlerden mevcut bilirkişi raporundan faydalanıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 28/02/2019 gün ve 2018/158 E. - 2019/70 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, TPMK YİDK'in 11.03.2018 tarih, 2018-M-1923 Sayılı kararının 30. sınıfta yer alan, kararda sayılı mallar yönünden iptaline, davalı Şirket adına tescilli 2016/30012 Sayılı markanın, 30. sınıfta yer alan kararda sayılı mallar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, marka başvurusuna itirazın reddine dair YİDK kararının iptali talebine ilişkindir. Davalı başvurusuna konu ibare “...BACK .. be healthy” olup Türkçe'de bu ibarenin bilinen bir anlamının olmadığı, davacının itirazına gerekçe “...” unsurlu markalardaki bu ibarenin sağlıklı, zinde, formda, uygun, vs. anlamlarına geldiği ve gıda maddeleri yönünden ayırt ediciliğinin düşük düzeyde olduğu, dolayısıyla koruma düzeyinin de düşük tutulması gerektiği, buna göre markalar arasında karıştırılma ihtimalinin olmadığının kabulü gerekirken davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 26.09.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.