MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ DAVASINDA, MARKALARIN ÜZERİNDE KULLANILACAK ÜRÜNLERİN UMUMİ İNTİBALARI İTİBARİYLE KARIŞIKLIĞA YOL AÇIP AÇMAYACAĞININ DİKKATE ALINMASI GEREKMEKTEDİR

MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ DAVASINDA, MARKALARIN ÜZERİNDE KULLANILACAK ÜRÜNLERİN UMUMİ İNTİBALARI İTİBARİYLE KARIŞIKLIĞA YOL AÇIP AÇMAYACAĞININ DİKKATE ALINMASI GEREKMEKTEDİR

T.C.

YARGITAY 

11. Hukuk Dairesi

2019/3727 E.

2020/1312 K.

12.02.2020 T.

Özet:

Yapılan değerlendirmede herkesin kullanımına açık ve tanımlayıcı nitelikteki “garanti” sözcüğünü telmih eden “……” ibaresinin düşük ayırt edicilik düzeyi de dikkate alındığında her iki tarafın markaları arasında kısmi görsel ve işitsel benzerliğin ise karıştırılmaya yol açacak düzeyde olmadığı, bu sebeple Mahkemece, TPMK YİDK kararının iptali davası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı kurum yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2017 tarih ve 2017/165 E- 2017/481 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/05/2019 tarih ve 2018/1163 E- 2019/582 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkilinin “……” ibareli 39. sınıf hizmetleri içeren 2013/63186, “……” ibareli 39. sınıf hizmetleri içeren 2013/104426, “…… Yeni Nesil Rent A Car” ibareli 39. sınıf hizmetleri içeren 2013/106150 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının “…… …….” ibareli 39.sınıf hizmetleri içeren 2015/103380 sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin başvurunun tescilinin markalarına iltibas oluşturacağı, markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceği, kötüniyetli olduğu gerekçesiyle itirazda bulunduğunu, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından 2017/M-1435 sayılı kararla hukuka aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek, davalı TPMK YİDK kararının iptalini ve tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalı …, davaya cevap vermemiştir.

İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; davalının başvurusunun ve davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “……” ibaresinden oluştuğu, davacının “……” markalarının seri markalar niteliğinde olduğu, yaygın bir kullanım ve tanıtım ile tanınmış marka seviyesine ulaşmış bulunduğu, başvuru kapsamında yer alan 39. sınıf hizmetlerin, davacı markalarının kapsamında da aynen yer aldığı, iltibas tehlikesinin bulunduğu, başvurunun tescilinin davacının markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağı, onun itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceği, kötüniyetli bir başvuru olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK’nın 2017/M-1435 sayılı kararının davacı itirazının reddi bakımından iptaline, başvuru tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Karara karşı davalı TPMK vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi’nce; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalının marka başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın TPMK YİDK tarafından reddine dair verilen kararın iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

Mahkemece davacının “……” ana unsurlu markaları ile davalının “…… …….” ibareli başvuru markasının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu ve markalar arasında iltibas tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının itirazına gerekçe gösterdiği markası “……” ibareli olup davalının başvuru markası ise “…… …….” ibarelerinden oluşmaktadır.

556 sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca markalar arasında karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde markaların üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal özelliklerin bir bütün olarak dikkate alındığı umumi intibaları itibariyle bir karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gereklidir.

Bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede herkesin kullanımına açık ve tanımlayıcı nitelikteki “garanti” sözcüğünü telmih eden “……” ibaresinin düşük ayırt edicilik düzeyi de dikkate alındığında her iki tarafın markaları arasında kısmi görsel ve işitsel benzerliğin ise karıştırılmaya yol açacak düzeyde olmadığı, bu sebeple Mahkemece, TPMK YİDK kararının iptali davası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı kurum yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi