MEMURUN SİLAHININ ÇALINDIĞINA İLİŞKİN BEYANINDAN BAŞKA DELİL YOK İSE KENDİSİNE DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEZ

MEMURUN SİLAHININ ÇALINDIĞINA İLİŞKİN BEYANINDAN BAŞKA DELİL YOK İSE KENDİSİNE DİSİPLİN CEZASI VERİLEMEZ

T.C.

DANIŞTAY

5. DAİRE

E. 2016/18282

K. 2019/6102

T. 20.11.2019

İSTEMİN KONUSU : Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nin 02/04/2014 tarih ve E:2013/2475, K:2014/353 Sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapan davacının, "devlet malı araç, gereç, silah ve mermisini ihmal nedeniyle yitirmek" suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7/C-2. maddesi uyarınca "20 ay uzun süreli durdurma cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin 02/07/2013 tarih ve 110 Sayılı Diyarbakır İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nin 02/04/2014 tarih ve E:2013/2475, K:2014/353 Sayılı kararında; davacının devlet malı silahının muhafaza edilmesi konusunda dikkat ve özen gösterme yükümlülüğü bulunduğu, soruşturma esnasında, davacının silahının evine giren hırsızlar tarafından çalındığı beyan edilmişse de, olay yeri inceleme ekiplerince yapılan inceleme sonucu, evde delil niteliği taşıyabilecek herhangi bir iz veya bulguya rastlanmadığı, ikamet içerisinde herhangi bir dağınıklık ve karışıklığın olmadığı, kapı ve kilit tertibatında olumsuzluk bulunmadığının belirtildiği, mevzuat uyarınca da silahın çalınmasında ihmalin bulunmasının yeterli görüldüğü dikkate alındığında, silahın kaybedilmesi olayında, davacının kusurunun bulunduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, devlet malı silah ve merminin kaybedilmesinin söz konusu olmadığı, Yargıtay kararı gereğince emniyet hizmetleri personeline bedeli mukabilinde satışı yapılan zati demirbaş tabancaların devlet malı sayılmadığı, silahın evde uyuduğu esnada hırsızlık neticesinde çalındığı, olaya ilişkin delil niteliğinde herhangi bir emareye rastlanmadığının tespit edildiği, ancak her zaman olaya ilişkin bir iz bulunmama ihtimalinin de bulunduğu, silahının olmadığını fark etmesi üzerine hemen polisi aradığı ve durumu bildirdiği, silahının kaybolmasında ihmalinin olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle usul ve yasaya aykırı olan İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler Şube Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapmaktadır.

Davacı, 16/08/2012 tarihinde saat 04.30 sıralarında markete gittiği, o esnada silahın yanındaki omuz çantasında olduğu, eve geldikten sonra içinde 700,00 TL para, motorsikletine ait anahtarın da bulunduğu, çantasını odasında bulunan komodine koyduğu, uyandığında çantasını koyduğu yerde bulamaması üzerine durumu ev arkadaşlarına sorduğunda bilgi sahibi olmadıklarını öğrendikten sonra, gece sigara almak için markete gittiğini hatırladığı ve buna ilişkin çevrede bulunan bankaya ait güvenlik kamerası kayıtlarını incelediğinde markete giriş ve çıkışta çantasının yanında olduğunu görmesi üzerine evinde hırsızlık olayı meydana geldiğini anladığı iddiasıyla durumu emniyete bildirmiştir.

Olay yeri inceleme raporunda; ikametin giriş kapısı ve kilit düzeninde herhangi bir olumsuzluğun olmadığı, ikamet içerisinde herhangi bir dağınıklığın ve karışıklığın olmadığı, ayrıca ikametin teras kapısı ve balkon kapısının açık olduğu ve yapılan incelemede hırsızlık olayına dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığı belirtilmiştir.

Davacının ikametgahında gerçekleşen hırsızlık olayı neticesinde silahını kaybettiğinden bahisle hakkında disiplin soruşturmasına başlanmıştır.

Söz konusu soruşturma sonucunda düzenlenen raporda; davacının hırsızlık olayı sonucunda üzerine zimmetli silahını tüm tedbirleri almasına rağmen kendi kusuru olmaksızın yitirdiği görüşüyle ceza tayinine mahal olmadığı belirtilmiş, ancak Diyarbakır İl Polis Disiplin Kurulu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, davacının kusurlu olduğu ve suçun sübuta erdiği gerekçesiyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7/C-2. maddesi uyarınca "20 ay uzun süreli durdurma cezası" ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 7. maddesinin (C) fıkrasının 2. bendine göre "Devlet malı araç, gereç, silah ve mermisini ihmal nedeniyle yitirmek eylemi "20 ay uzun süreli durdurma" cezasını gerektirmektedir.

08/03/2018 tarih ve 30354 Sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 Sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 8. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinin 1. alt bendinde "Devlet malı ... silah veya mühimmatı ihmal nedeniyle kaybetmek" fiili, 16 ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır.

Diğer yandan, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmelik'in "Kısaltma ve Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (f) bendinde, "Zati Demirbaş Tabanca'nın, "Emniyet Teşkilatının kuvvesinde kayıtlı Devlet Malı Silah iken, bu Yönetmelik hükümleri gereği Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline bedeli mukabili satışı yapılan, personelin memuriyeti süresince Devlet Malı Silah statüsünü muhafaza eden, görevi süresince taşınmak ve kullanılmak zorunluluğu olan üçüncü kişilere satış, devir ve hibesi yapılamayan ancak; personelin emekli olup, memuriyetten ayrıldığında kuvve kaydından çıkarılarak personelin zati malı olacak silahı" ifade ettiği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeline Görevlerinde Kullanılmak Üzere Bedeli Mukabili Zati Demirbaş Tabanca Satışına Dair Yönetmelik, Emniyet Genel Müdürlüğünce temin edilen tabanca ve mermilerin, emniyet hizmetleri sınıfı personeline görevlerinde kullanılmak üzere, bedeli karşılığında zati demirbaş tabanca olarak satılması ve bu tabancaların geri alınması usul ve esaslarını düzenlediğinden dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken özel mevzuat durumunda olup bu Yönetmelik uyarınca zati demirbaş tabancanın personelin memuriyeti süresince devlet malı silah statüsünü muhafaza ettiği açıktır.

Uyuşmazlıkta, her ne kadar davalı idarece hırsızlık olayının gerçekleşip gerçekleşmediği anlaşılamamakla birlikte davacının mazeretinin ikna edici olmadığı sonucuna varılmış ise de, soruşturma raporu ile dava dosyasındaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde, davacının ikametgah adresinde hırsızlık olayının yaşanmış olmasının ihtimal dahilinde olduğu ve bu olayın kesin olarak yaşanmadığı sonucuna varılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, mevcut deliller dikkate alındığında gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda kesin bir saptama yapmanın mümkün olmadığı, hırsızlık olayı üzerindeki şüphenin davacının aleyhine yorumlanması ve bu olayın davacının zati demirbaş silahını ihmal nedeniyle yitirdiğine kesin delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi, silahın kaybedilmesinde davacıya atfedilebilecek somut bir tedbirsizlik veya kusur bulunduğu da ortaya konulamadığından, davacının üzerine atılı "Devlet malı araç, gereç, silah ve mermisini ihmal nedeniyle yitirmek" fiilinin sübuta ermediği ve bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nin 02/04/2014 tarih ve E:2013/2475, K:2014/353 Sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 Sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/11/2019 tarihinde esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.