MENFİ TESPİT İSTEMİ - ÖLÜMDEN SONRA HESABA YATIRILAN AYLIK
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
2015/1691 E.
2016/275 K.
13.1.2016 T.
• MURİSİN ÖLÜMÜNDEN SONRA HESABA YATIRILAN YAŞLILIK AYLIKLARININ HAKSIZ ÇEKİLMESİ ( Menfi Tespit İstemi - Ölümden Sonra Hesaba Yatırılan Aylıklar Terekeye Dahil Olmadığı/Murise Ait Bankamatik Kartının Davacılarda Bulunduğu Davalı Tarafından İnandırıcı Delillerle Ortaya Konulamadığından Davacıların Davasının Kabulü Gerektiği )
• MENFİ TESPİT İSTEMİ ( Ölümden Sonra Hesaba Yatırılan Aylıklar Terekeye Dahil Olmadığı - Davacıların Sağlığında Murisle İlişkileri Bulunmadığı ve Ondan Ayrı Yaşadığı Anlaşılmış Olup Murise Ait Bankamatik Kartının de Davacılarda Bulunduğu Davalı Tarafından İnandırıcı Delillerle Ortaya Konulamadığından Davacıların Davasının Kabulü Gerektiği )
• ÖLÜMDEN SONRA HESABA YATIRILAN AYLIKLAR ( Terekeye Dahil Olmadığı - Murisin Borcu Kabul Edilemiyeceğinden Mirasçıların Halefiyet Yoluyla Müteselsilen Sorumluluğundan Sözedilemeyeceği )
• MURİSE AİT BANKAMATİK KARTI ( Davacılarda Bulunduğu Davalı Tarafından İnandırıcı Delillerle Ortaya Konulamadığından Davacıların Davasının Kabulü Gerekirken Sadece Mirasçılık Sıfatına Dayanılarak Davacıların Çekilen Yaşlılık Aylıklarından Sorumlu Tutulmasının Doğru Bulunmadığı - Menfi Tespit İstemi )
2004/m.72
ÖZET : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Ölümden sonra hesaba yatırılan aylıklar terekeye dahil olmadığından, başka bir anlatımla murisin borcu kabul edilemiyeceğinden mirasçıların halefiyet yoluyla müteselsilen sorumluluğundan sözedilemez. Somut olayda; davacıların, sağlığında murisle ilişkileri bulunmadığı ve ondan ayrı yaşadığı anlaşılmış olup, murise ait bankamatik kartının da davacılarda bulunduğu davalı tarafından inandırıcı delillerle ortaya konulamadığından davacıların davasının kabulü gerekirken, sadece mirasçılık sıfatına dayanılarak davacıların çekilen yaşlılık aylıklarından sorumlu tutulması doğru bulunmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
DAVA : Davacılar S. Ş. ve diğeri vekili tarafından, davalı S. B. aleyhine 29/07/2011 gününde verilen dilekçeyle menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 15/09/2014 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalı kurum tarafından murisleri K. Ş.'nın ölümünden sonra hesaba yatırılan yaşlılık aylığının bankamatik kartıyla haksız olarak çektikleri iddiası ile İ. D. 2006/2766 Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, sağlığında murisle birlikte oturmadıklarını, işleri ve evlerinin ayrı olduğunu, annelerinden boşanan murisle ilişkilerinin bulunmadığı gibi emekli olduğundan bile haberlerinin olmadığını belirterek davalı kuruma borçlu olmadıklarının tespitini ve icra takibinin iptalini istemişlerdir.
Davalı kurum, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, murisin ölümünden sonra hesabına yatırılan yaşlılık aylığının terekeye dahil olduğu, çekilmesinden mirası reddetmeyen davacıların sorumlu olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; Bağ-Kur'dan yaşlılık aylığı almakta iken ölen K. Ş.nın ölümünün kuruma bildirilmediğinden hesabına yatırılan yaşlılık aylığının bankamatik kartı ve şifresi kullanılarak A.'den çekildiği, davacılar hakkında davalı kurum tarafından yaşlılık aylığının haksız çekildiği iddiasıyla başlatılan icra takibinin kesinleştiği anlaşılmaktadır. M. hayatta iken bankamatik kartının yanında bulunması, öldükten sonra da birlikte oturan yakınlarının eline geçmesi asıldır. M.ise, davacıların annesinden boşandıktan sonra kendisine ait otelde ayrı kalmakta iken vefat etmiştir. Tereke, ölenin geriye kalan hak ve borçlarının tümüdür. Ölümden sonra hesaba yatırılan aylıklar terekeye dahil olmadığından, başka bir anlatımla murisin borcu kabul edilemiyeceğinden mirasçıların halefiyet yoluyla müteselsilen sorumluluğundan sözedilemez.
Somut olayda; davacıların, sağlığında murisle ilişkileri bulunmadığı ve ondan ayrı yaşadığı anlaşılmış olup, murise ait bankamatik kartının da davacılarda bulunduğu davalı tarafından inandırıcı delillerle ortaya konulamadığından davacıların davasının kabulü gerekirken, sadece mirasçılık sıfatına dayanılarak davacıların çekilen yaşlılık aylıklarından sorumlu tutulması doğru bulunmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.