MESAİ SAATİ DIŞINDA PATRONA 'HAKARET' KOVULMA SEBEBİ MİDİR?

MESAİ SAATİ DIŞINDA PATRONA 'HAKARET' KOVULMA SEBEBİ MİDİR?

Patronuna sinirlenen bir grup işçi, gece vakti alkollü bir şekilde işyeri önüne giderek işverene hakaret içerikli sözler sarfetti. Yaşanan olay üzerine, işyeri güvenlik görevlileri tarafından tutanak tutuldu. İşveren şirket tarafından ise yapılan hareket affedilmeyerek, işe son verildi.

İşçinin açtığı işe iade davasında yerel mahkeme işveren şirketi haksız bularak işe iade kararı verdi. Ancak kararın temyizi üzerine, Kararı bozan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi;

Mesai saatleri dışında bir grup işçi ile beraber hukuka aykırı bir şekilde iş yerindeki 'hakaret' eylemini hatalı bularak,

işyeri düzenini bozmak ve ayrıca, işyerine sarhoş gelinmesiyle de işyeri kurallarını ihlal etmek 'geçerli bir kovulma sebebi' dedi.

Özetle; Hakaretin mesai saatleri dışında yapılmış olması da iş akdinin feshi için yeterli olacaktır.

 

İçtihat Metni:

TC

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

2016/32195 E.

2017/4313 K.

20.03.2017 T.

DAVA :

Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

A-) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı iş yerinde 27/04/2011-19/02/2016 tarihleri arasında çalıştığını, davacının 16/02/2016 tarihinde … üye olduğunu, bu sendikanın 2015 yılı Temmuz ayından başlamak üzere iş yerinde örgütlendiğini, aralarında davacının da bulunduğu çalışanların iş yerinde örgütlenme sürecini bu tarihte başlattığını, davacının da bu faaliyetlerde aktif rol aldığını, işverenin işçilerin sendikaya üye olduklarını duyduğundan itibaren bu işçiler üzerinde baskı uyguladığını, sendikadan istifa etmeleri için baskı kurduğunu, davalı işverenin 3-4 gün ara ile birbirlerinden tamamen farklı gerekçelerle işçilerin iş akdini feshettiğini, yapılan feshin kötü niyetli, haksız ve geçersiz olduğundan bahisle feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, boşta geçen süreye ait 4 aylık ücret ve diğer hakların hüküm altına alınmasına, davacının işe başlatılmaması halinde en az 1 yıllık brüt ücret tutarındaki sendikal tazminatın verilmesini istemiştir.

B-) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının mesai saatleri dışında bir grup işçi ile beraber hukuka aykırı bir şekilde iş yerinde eylem yaptığını, işlerini yapmakta olan diğer işçilerin de eyleme katılmalarını sağladığı, işyeri ve çalışma düzenini ihlal ettiğini, gece sarhoş işe gelerek işyeri kurallarını ihlal ettiğini, davacının iş akdinin iş sözleşmesi, hukuka ve işyeri kurallarına aykırı olarak iş bırakma, kanunsuz eylem ve taşkınlık yaptığından geçerli sebeple feshedildiğini savunmuştur.

C-) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davalı işveren tarafından yapılan iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayanmadığı, feshin davacının sendikal faaliyeti sebebiyle gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

D-) Temyiz:

Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.

E-) Gerekçe:

İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinin (b) fıkrasına göre, işçinin işverene, ailesine veya işverenin diğer bir işçisine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, anayasanın 25 ve 26’ncı maddesiyle güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir(Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2007/37481 Esas, 2008/12505 Karar sayılı ilamı).

İş Kanunu’nun 25. maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara dair eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez.

Dosya içeriğine göre, mahkemece davalı işveren tarafından yapılan iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayanmadığı, feshin davacının sendikal faaliyeti sebebiyle gerçekleştiği kabul edilmiştir. Ancak davalı iş yeri kayıtlarında yer alan 18.02.2016 tarihli tutanaklar, davacı işçinin el yazılı savunması ve 19.02.2016 tarihli fesih bildiriminden; davacının 18.02.2016 gece vakti davalı iş yerine gelerek alkollü vaziyette tutanakta kayda geçtiği üzere işverene hakaret içeren sözler sarf ettiği, her iki tutanağın dört güvenlik görevlisi tarafından imzalandığı, davacının savunmasında alkollü olduğunu kabul ettiği, davacının bu eylemi ile işverene yönelik hakaret eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından, davalı işverenliğin 19.02.2016 tarihli fesih bildirimi ile İş Yasasının 18. maddesi uyarınca fesih hakkını kullandığı tespit edilmekle, davacının bu davranışı sebebiyle yapılan davalı işveren feshinin geçerli nedene dayandığı anlaşılmakla, mahkemece feshin geçersiz olduğunun kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4857 Sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davalı tarafından yapılan feshin geçerli sebeple yapıldığı kabul edilerek, davanın REDDİNE,

3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 80.00 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6. Peşin alınan temyiz harcının istemi halinde davalıya iadesine kesin olarak, 20.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.