MİRASBIRAKANIN İŞLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN DIŞINDA İŞLER YAPAN MİRASI REDDEDEMEZ

MİRASBIRAKANIN İŞLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN DIŞINDA İŞLER YAPAN MİRASI REDDEDEMEZ

TC

YARGITAY

23. HUKUK DAİRESİ

2018/1018 E.

2019/2436 K.

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    K A R A R
    Davacı vekilince açılan tazminat davası sonucunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
    Bu kez Dairemiz kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    4721 Sayılı TMK’nın 605. maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir.
    TMK’nın 610/2. maddesi uyarınca da ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan ve mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir. Açıklanan nedenlerle bir mirasçı, kesin şekilde mirasa sahip çıkıp yukarıdaki tasarruflarda bulunduktan sonra hükmen ret talebinde bulunamaz.
    Somut olayda, davalı mirasçıların mirasbırakanın ölüm tarihi olan 06.12.2011 tarihinden sonra mirası ret süresi içinde terekeye ait 60 SA 534 plaka sayılı aracı 06.01.2012 tarihli noter satışı ile devrettikleri, bu suretle tereke malları üzerinde TMK’nın 610/2. maddesi uyarınca tasarrufta bulunarak mirası sahiplendikleri ve ret hakkını yitirdikleri gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken, sehven onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşılmıştır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 14.02.2018 tarihli, 2015/9680 Esas ve 2018/410 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine 29.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.