MİRASIN REDDİNİN İPTALİ DİĞER MİRASÇILARIN MUVAFAKATİ İLE MÜMKÜNDÜR

MİRASIN REDDİNİN İPTALİ DİĞER MİRASÇILARIN MUVAFAKATİ İLE MÜMKÜNDÜR

TC

YARGITAY

14. Hukuk Dairesi         

2017/4915 E.  

2018/1179 K.

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2008 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali talebi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, davalı ...’in hileli davranışlarıyla kendilerini murisin borçları olduğuna inandırarak 26.12.2007 tarihinde vefat eden muris ...’in mirasını reddetmelerine sebep olduğundan bahisle mirasın reddinin iptalini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin 13.04.2012 tarihinde verilen hüküm davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.07.2013 tarih, 2012/25818 Esas, 2013/18949 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 18.03.2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler.
Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir.
Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.
Somut olayda, mirasçılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesi 13.03.2008 tarih ve 2008/194-143 E.K. sayılı dosyada yapılan beyanla mirasın gerçek reddinin hukuki sonuçları doğmuştur. Mirasın reddin iptali ancak diğer tüm mirasçıların muvafakatleri ile mümkündür. Davacılar tarafından iradelerinin fesada uğratılması sonucu mirasın reddedildiği iddia edilmiş ise de; davalı ...’ın hileli davranışlarla davacıların mirası reddetmelerine neden olduğu, mahkemece dinlenen tanık beyanları ile net ve kesin olarak kanıtlanmış olduğu söylenemez. Mirasçılardan ... mirasın reddin iptalini kabul etmediğinden tüm mirasçıların mirasın reddinin iptalini kabul ettiği söylenemez. Bu durumda davanın reddi gerekirken kabule karar verilmesi doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.