MÜCBİR SEBEP NEDENİYLE TARAFLAR SÖZLEŞME BEDELİNİ VEYA UĞRADIKLARI ZARARLARI İSTEYEMEZLER

MÜCBİR SEBEP NEDENİYLE TARAFLAR SÖZLEŞME BEDELİNİ VEYA UĞRADIKLARI ZARARLARI İSTEYEMEZLER

TC

YARGITAY

23. Hukuk Dairesi         

2015/9406 E.  

2017/2044 K.

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ... 'ın gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- KARAR -

Davacı vekili, taraflar arasında festival organizasyonu düzenlenmesi işini konu alan ticari nitelikte bir hizmet sözleşmesi imzalandığını, söz konusu festivalin sponsoru olan müvekkilinin sponsorluk bedelinin yarısını davalıya ödediğini, ancak davalının, sözleşmede belirlenen tarihlerde organizasyonu gerçekleştirmediğini ve net bir tarih belirtmeksizin sonbahara ertelediğini, gönderilen ihtarnameye rağmen müvekkilince ödenen bedelin iade edilmediğini, bunun üzerine, 35.215,63 TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı, davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “Gezi Parkı Olayları” nedeniyle festivalin gerçekleştirilemediğini, sözleşmenin mücbir sebebe ilişkin hükümleri uyarınca, müvekkilinin, kısmen ödenen bedeli iade ile yükümlü olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sözleşmeye konu festivalin “Gezi Parkı Olayları” nedeniyle gerçekleştirilemediği, mücbir sebep olarak değerlendirilmesi gereken bu olaylar nedeniyle hizmetin ifa edilememesinde davalı tarafın bir kusurunun bulunmadığı ve bu nedenle, aldığı kısmi sözleşme bedelini TBK’nın 136/2. maddesinin 2. cümlesi hükmü uyarınca iade ile de yükümlü olmadığı gerekçesiye, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
TBK'nın 136/2. maddesi; "Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır." hükmünü içermektedir.
Somut olayda, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesi hükmü dikkate alınarak, anılan yasal düzenlemenin 2. cümlesi uyarınca, davalının peşin olarak tahsil ettiği bedeli iade ile yükümlü olmadığı sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin "Mücbir Sebepler/Etkinliğin" iptali başlıklı 4. maddesinde; "Bu anlaşma çerçevesinde "mücbir sebep" taraflardan birinin kontrolü dışında gelişen ve o tarafın bu anlaşma yükümlülüklerini yerine getirmesini imkansız kılacak genel grev, lokavt, savaş, doğal afetler, yangın, terörist hareketler ve benzerleri gibi yasalarda belirtilen ve hukuken mücbir sebep sayılan durumlar nedeni ile Mindbay Festival İstanbul 2013'nin kısmen ya da tamamen yapılmasını engelleyen durumlardır. Bu durumlar karşısında taraflar sorumlu olmayacaklar, sözleşmenin feshi ve/veya uygulanmaması veya gecikmesi nedeni ile sözleşme bedelini ve/veya uğradıkları zararları talep etme hakkına sahip olmayacaklardır." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükme göre, edimin ifası mücbir sebepler nedeniyle imkansız hale gelmiş ise, taraflar sözleşme bedelini ve/veya uğradıkları zararlarının tazminini talep edemeyeceklerdir. Burada belirtilen "sözleşme bedeli" davalı yüklenici şirketin edimi ifa etmesi halinde hak kazanacağı ücret olup, ifanın imkansız hale gelmiş olması nedeniyle geri vermekle yükümlü olduğu bedelin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu durumda, davalı yüklenici, edimin ifası imkansız hale geldiğinden, artık sözleşme bedelini talep hakkına sahip bulunmayıp, bilakis TBK'nın 136/2. maddesinin 1. cümlesi hükmü uyarınca, henüz sözleşme ifa edilmeden önce peşin olarak tahsil ettiği bedeli, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davacı tarafa iade ile yükümlüdür. Mahkemece, bu husus gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, sözleşmenin bahsi geçen hükmüne yanlış anlam verilmek suretiyle, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.