MÜDÜRE 'KES SESİNİ DEYİP, YUMRUK ATAN' ÖĞRETMENİN CEZASINI DANIŞTAY ÇOK BULDU
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/4872 E. , 2021/1058 K. nolu kararı ile Müdürün odasına girerek "Ben zaten ayrılacağım, bırakın bunları, kesin sesinizi" diyerek yumruğunu sert bir şekilde çenesinin yakın bir yerinden masaya vurarak mutfağa giden ve "ben bu okuldan gideceğim ama . Anaokulunu da dağıtacağım" diyen öğretmene verilen cezada son noktayı koydu.
Kararda birden fazla disiplin cezasında nasıl bir süreç izlenmesi gerektiğine ilişkin hususlar da yer almaktadır.
Masaya yumruk vuran öğretmenin disiplin süreci nasıl gelişti
Ankara İli, Etimesgut İlçesi, . Okulu'nda öğretmen olarak görev yapan davacı, görev sırasında amirine sözle saygısız davranmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125'inci maddesinin (C) bendinin (e) alt bendini ihlal ettiğinden bahisle 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı işlem ile bu işleme yaptığı itirazın reddine ilişkin . tarih ve . sayılı İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararının iptali ve bu nedenle yoksun kaldığı parasal haklarının verilmesiyle ilgili dava açtı.
Açılan dava neticesinde, . İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 19/12/2017 tarih ve E:2014/8797 , K:2017/7026 sayılı bozma kararına uyularak; dava konusu disiplin cezasına dayanak alınan disiplin soruşturma raporunda; davacının 23/02/2012 günü Anaokulu Müdürü N.C.'nin odasına girerek "Ben zaten ayrılacağım, bırakın bunları, kesin sesinizi" diyerek yumruğunu sert bir şekilde çenesinin yakın bir yerinden masaya vurduğu, sonrasında mutfağa giderek "ben bu okuldan gideceğim ama . Anaokulunu da dağıtacağım", şeklindeki ifadesi ile ilgili kınama cezası ile cezalandırılmasının, aynı gün yaşanan olay sırasında N.C.'nin önünden kağıt ve kalemi sertçe alarak yazdığı ücretsiz izin dilekçesini verirken "bana bak bunu hemen işleme koy, Müdüre Hanım" şeklindeki ifadesi ile ilgili olarak aylıktan kesme cezasının teklif edildiği; davacının 657 sayılı Kanun'un 125'inci maddesinin (B) bendinin (c) alt bendini ihlal ettiğinden bahisle kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleme yaptığı itirazın kabul edilerek bir alt ceza olan uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu cezaya karşı açılan davada . İdare Mahkemesinin . tarihli ve E: ., K:. sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı idare istinafa başvurmuştur
Bu kararın . Bölge İdare Mahkemesi ... Kurulunun . tarihli ve E:., K:. sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme isteminin ise . tarihli ve E:., K: . sayılı kararla reddedilerek anılan kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı, ceza hukuku teorisindeki; aynı suçtan dolayı sanık aleyhine tekrar dava açılmaması kuralının yargılama hukukunun ana ilkelerinden olduğu, hiç kimsenin aynı suçtan dolayı ikinci kez yargılanamayacağı ana prensibine dayanan bu ilkenin "cezaların tekliği ilkesi" olarak adlandırıldığı, aynı eylem ve aynı kişi nedeniyle mükerrer yargılama ve cezalandırma yapılamayacağına ilişkin bu ilkenin disiplin hukuku alanında da geçerli olduğu, bu durumda, 23/02/2012 tarihinde okul müdürü N.C.'nin odasında yaşanan olay sırasında davacının gerçekleştirdiği iddia edilen fiililerin ayrı ayrı değerlendirilerek 2 ayrı disiplin cezası ile cezalandırıldığı, kişilere aynı fiil nedeniyle birden fazla ceza verilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle anılan işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle davacının maaşından yapılmış olan kesintinin dava tarihinden (13/11/2012) itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Danıştay temyiz sürecinde nasıl bir karar verdi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Sonuç olarak Danıştay 12. Dairesi bölge idare mahkemesinin kararının uygun olduğuna karar vermiştir.