MUHATABIN ADRESTE BULUNMAMASI HALİNDE, BUNUN NEDENİNİN ARAŞTIRILMASI VE TEVZİAT SAATİNDEN SONRA ADRESE DÖNÜP DÖNMEYECEĞİ SADECE GERÇEK KİŞİLER YÖNÜNDEN ZORUNLUDUR
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2014/12616 E.
2014/15009 K.
MAHKEMESİ : Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2014
NUMARASI : 2013/1223-2014/327
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin 26.04.2012 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlu şirketin 19.11.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürerek tebliğ tarihinin 18.11.2013 olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir..
Hükmi şahıslar adına “ticaret sicilindeki adreslerine” gönderilen tebligatların 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 30. ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedenini araştırması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz.
Somut olayda, borçlu şirket adına ödeme emrinin ticaret sicilindeki adresine çıkarıldığı ve 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapıldığı görülmektedir. Borçlunun adresinde borçlu şirket yetkilileri ve çalışanı bulunmadığına göre, tebligat memurunca tebliğ işleminin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine göre yapılmasında ve yukarıda da belirtildiği üzere, yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulların araştırılmamasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır..
O halde, mahkemece şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.