MUHATAP USULSÜZ TEBLİGATI ÖĞRENDİĞİ ZAMAN TEBLİGAT GEÇERLİ SAYILIR
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/9795
K. 2017/1346
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte borçlunun örnek 7 numaralı ödeme emri tebligatının usulüne uygun yapılmadığını ve anılan tebligattan 07.01.2016 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesinde ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir'' hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesine göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.'' Aynı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince de; ''Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.'' Tebligat Kanunu'nun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ''Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna dair kaydı ... ihtiva etmesi lazımdır.''
Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.''
Somut olayda; şikayetçi borçlu adına ödeme emri tebligatının ''Kültür Mah. 4. Cad. No: ... Sivrice/Elazığ'' adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ evrakı üzerinde ''Mernis Adresi'' ibaresinin yer aldığı ve dağıtıcı tarafından ''Belirtilen adres muhatabın mernis adresi olup adreste kimse olmadığından ... muhatap adresten ayrılmış ... Teb. Kanunu 21. md göre tebliğ evrakı ... mah. muhtarı ... imzasına tebliğ edildi. verildi Düzenlenen 2 numaralı haber kağıdı adresteki kapıya yapıştırıldı.24.11.2015'' kaydı ile tebliğ işleminin tamamlanmış olduğu görülmektedir.
Bu durumda, yukarda belirtildiği üzere, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Şikayete konu ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Öte yandan, usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.
O halde, mahkemece, şikayetin kabulüyle borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyan ettiği ''07.01.2016'' tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.