NAFAKA ALACAKLISININ NAFAKA TAKDİR EDİLDİĞİ TARİHTEN SONRA ÇALIŞMAYA BAŞLAMASI
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
2015/16747 E.
2016/174 K.
18.1.2016 T.
* NAFAKA ALACAKLISININ NAFAKA TAKDİR EDİLDİĞİ TARİHTEN SONRA ÇALIŞMAYA BAŞLAMASI (Davacının Ekonomik ve Sosyal Durumu Ayrıntılı Olarak Araştırıldıktan Sonra Tarafların Sosyal ve Ekonomik Durumları Gözetilip Nafaka Takdir Edilirken Taraflar Arasında Mevcut Olan Denge Durumu da Dikkate Alınarak Davalının Yoksulluğunun Ortadan Kalkmadığı Kabul Edilerek Nafakanın Uygun Bir Miktarda İndirilmesine Karar Verileceği)
* YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI (Nafaka Alacaklısı Kadının Aldığı Asgari Ücretin Zorunlu ve Gerekli Görülen Harcamaları Karşılamayacağı/Davalının Asgari Ücret İle Çalışıyor Olmasının Nafakanın Kaldırılmasına Değil Azaltılmasına Etki Edecek Olgulardan Olduğu - Yoksulluk Nafakasının Tümden Kaldırılmasına Karar Verilmiş Olması Doğru Görülmediği)
* YOKSULLUK NAFAKASININ AZALTILMASI (Nafaka Alacaklısı Kadının Aldığı Asgari Ücretin Zorunlu ve Gerekli Görülen Harcamaları Karşılamayacağı/Davalının Eline Geçen Toplam Gelir Miktarı Onu Yoksulluktan Kurtaracak Mahiyette Olmayıp Davalının Asgari Ücret İle Çalışıyor Olmasının Nafakanın Kaldırılmasına Değil Azaltılmasına Etki Edeceği - Yoksulluk Nafakasının Tümden Kaldırılmasına Karar Verilmiş Olmasının İsabetsiz Olacağı)
4721/m.4,176/3
DAVA : Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Ankara 1.Aile Mahkemesinin, 2013/1152 Esas ve 2014/821 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını belirterek, var olan yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırılması ile 2014 yılının ağustos ve eylül aylarına ait nafaların toplamı olan 400 TL' nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; tarafların boşanmasından sonra davalının gelir getiren bir işte çalışmaya başlaması gerekçe gösterilerek davanın kabulüyle Ankara 1.Aile Mahkemesi'nin 2013/1152 Esas 2014/821 Karar sayılı ilamı ile davalı için takdir edilen 200 TL yoksulluk nafakasının davalının işe başladığı tarihten itibaren kaldırılmasına karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK'nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmasızın fiilen evliymiş gibi yaşaması yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz yaşam sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 Sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 Sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 Sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; davacının serbest meslek sahibi olup,gelirinin tespit edilemediği, davalının ise matbaada asgari ücretle çalıştığı tespit edilmiştir.
Nafaka alacaklısı kadının aldığı asgari ücretin; yukarda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir.
Davalının asgari ücret ile çalışıyor olması nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davacının ekonomik ve sosyal durumu ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın(çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince) TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır.
Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.