NAMA İFA TALEBİNDE BULUNABİLMEK İÇİN SÖZLEŞMENİN FESHEDİLMEMESİ GEREKİR
T.C.
Yargıtay
15. Hukuk Dairesi
2018/4770 E.
2019/3189 K.
Davacılar 1-… 2-… 3-… 4-… ile davalı … arasındaki davadan dolayı … 2. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 05.03.2015 gün ve 2013/339-2015/90 sayılı hükmü onayan 23. Hukuk Dairesinin 17.05.2018 gün ve 2015/6716-2018/3210 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Dairesince incelenmesi gerekmekte ise de; Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı işbölümü kararı ile arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan ve 01.07.2016 tarihinden sonra temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay’a gelen dosyalardaki temyiz ya da karar düzeltme taleplerini incelemek görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ne verildiğinden karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.
Dava, Gayrienkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece taraflar arasındaki 29.03.2011 tarihli sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin ve yüklenicinin ediminin arsa malikleri tarafından dava dışı kooperatife tamamlattırıldığının tepsisine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nce onanmış, davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarına gelince; davacı vekili, davacılar ile davalı yüklenici arasında … Küçük Sanayi Sitesi ile eski … Mandırası arasında yer alan … Mahallesi … ada …-… no’lu parseller ile … ada …, … ada … parselde kayıtlı arsa üzerinde yapılacak olan 56 adet işyerinden oluşan sanayi sitesinin anahtar teslimi yapılması hususunda 29.03.2011 tarihinde sözleşme imzalandığını, yüklenicinin ifa süresinin 6 ay olup, sürenin 29.09.2011 tarihinde sona erdiğini, süresinin sona ermesine karşın ek protokol ile tazminat ve diğer haklar saklı kalmak kaydıyla 15.08.2012 tarihine kadar uzatılmasına karşın edimin yerine getirilmemesi üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/73 D. iş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, rapora göre davacının hakettiği dükkan sayısının 5,4 olduğunu, oysa davalının bu dükkan sayısının çok üzerinde dükkanın ferağını aldığını, taraflar arasında 24.01.2012 tarihinde beyan-fesih ve ibraname düzenlendiğini, fesihten itibaren inşaatın kendileri tarafından tamamlandığını, sözleşmenin davalı yüklenicinin haksız fesih beyanı gereği feshine, yüklenicinin ediminin arsa maliki davacılar tarafından tamamlattırılma (yerine ifa ve tazminat) seçimlik hakkının kullandığının tespitine ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, fesih sözleşmesinin davacı ve davalı alacaklılarının tarafları rahatsız etmelerini engellemek amacıyla formalite gereği yapılmış olup, herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, davalı yüklenicinin fesih beyanından sonra inşaatın yapımına devam ettiğini, edimlerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini dilemiş, Mahkemece, davalı yüklenicinin 28.03.2013 tarihli beyanı, fesih ihbarı ve ibraname başlıklı belgenin taraflar arasında muvazaalı olarak düzenlendiğinin ispat edilemediği, yapılan işlerin oranının 54,71 olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilip, davalının hissedar olduğu toplu işyeri yapma kooperatifi tarafından inşaat faaliyetine devam olunduğu, fesihten sonraki süreçte tamamlama faaliyetinin dava dışı tüzel kişilik olan Sülün-Kaptan isimli kooperatif tarafından gerçekleştiği, gerekçesiyle feshin tespitine ve davalı yüklenicinin ediminin arsa maliki davacılar tarafından tamamlattırılma seçimlik hakkının kullanıldığının tespitine karar verilmiştir.
Davada iki kalem istem bulunmaktadır. İlk istem fesih, ikinci istem ise nama ifadır. Mahkemece yüklenicinin edimini yerine getirmediği saptandığından bahisle feshin tespitine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde netice-i talep kısmında ise, sözleşmenin feshi talep edilmiş olup, esasında 28.03.2013 tarihli belge ile davalı sözleşmenin feshettiğini bildirmiş, her iki tarafın fesih iradeleri dava dilekçesinde fesih istemekle birleşmiştir. Bu durumda sözleşmenin feshedildiği konusunda tartışma bulunmamaktadır. Davacının ikinci istemi ise nama ifa olup, mülga 818 sayılı BK’nın 97. maddesinde ve yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 113. maddesinde düzenlenmektedir. Böyle bir istemde bulunulabilmesi için sözleşmenin ayakta olması, diğer bir deyimle feshedilmemesi gerekir. Sözleşmenin feshi konusunda dava dilekçesiyle iradeler birleştiğine göre, davacı arsa sahipleri ikinci talebi olan nama ifaya izin yada tespiti isteminde bulunamazlar. Sözleşmenin feshinden sonra işin başka bir yükleniciye ya da davalının kurucusu-ortağı yada üyesi olduğu bir kooperatife yaptırılması da dayanak olamaz. Bu nedenle bu istemin reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire kararının kısmen kaldırılarak hükmün davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17.5.2018 gün ve 2015/6716 Esas ve 2018/3210 Karar sayılı onama ilamının kısmen kaldırılarak hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 136,00 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin ve karar düzeltme harçlarının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
04.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.