OTO GALERİCİLERİN ARAÇ KİRALAMA SIRASINDA İMZALATIP DAHA SONRA HAKSIZ YERE TAKİBE KOYDUKLARI BONOYA İLİŞKİN KARAR
T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
2013/894 E.
2013/4726 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, kendisi ve dava dışı arkadaşının oto kiralama işi yapan davalıdan otomobil kiraladıklarını ve kira sözleşmesi olduğunu zannettiği bir belge imzaladıklarını, otomobil ile kaza yaptıklarını ve babası tarafından aracın çalışamadığı günlere karşılık davalıya 3900 TL ödendiğini, ancak davalının araç kiralanırken düzenlenen belgenin alt kısmındaki bono olarak düzenlenen kısmı yırtarak icra takibi yaptığını, davalı ile aralarında oto kiralama dışında bir ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek bonodan dolayı borçlu olmadığının tesbitini istemiştir.
Davalı, davacının bono karşılığı borçlu olduğunu, bononun borçtan soyut bulunduğunu, iddianın yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının iddiasını yazılı delille ispatlıyamadığı gerekçesiyle davanın reddine, %40 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davada, davalının oto kiralama sözleşmesinin alt kısmında bulunan kısmın davalıca bono haline getirilerek icra takibine konulduğunu, borcunun bulunmadığını iddia etmekte, davalı ise iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini savunmaktadır. Hemen belirtmek gerekirki, davalı oto kiralama ilişkisinin bulunduğunu inkar etmediği gibi, dosya içinde bulunan ve davacı tarafça ibraz edilen 3.12.2000 tarihli belgeye karşı bir itirazda da bulunmamıştır. İtiraza uğramayan tarihli belgede, davacının araba kiralamadan dolayı aracın yatış parası olarak 3900 TL ödendiği, başka borcun bulunmadığı belirtilmiş ve altı davalı tarafından imzalanmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde herhangi bir yazılı kira sözleşmesi ibraz edilmemesine rağmen taraflar arasında otomobil kiralama ilişkisinin bulunduğunun kabulü zorunludur. Taraflar arasındaki ilişkinin bu şekilde kabulünden sonrada davaya konu bononun incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Davaya konu bono aslının incelenmesinde, bononun üst tarafının forma kesim olmayıp, tırtıklı olması nedeniyle bononun başka bir belgenin eki iken o belgeden koparıldığında duraksama bulunmamalıdır. Bu husus ile az yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde de, davalının oto kiralama sözleşmesinin altında bulunan ve uygulamada teminat olarak düzenlenen bono kısmı sözleşmeden ayırarak icra takibine konu ettiği anlaşılmaktadır. Davalı, 3.10.2012 tarihli belge ilede zararının karşılandığını kabul ettiği içinde bonodan dolayı alacaklı olduğu kabul edilemez. Bu itibarla davacının bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği gibi, icra takibinin tedbiren durdurulmadığı, davalının bu nedenle zararının bulunmadığı ve bu haliyle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi koşullarının da olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 80.00 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 27.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.