ÖZEL HABER: İLGİNÇ ROMA HUKUKU KURALLARI VE YAPTIRIMLARI

ÖZEL HABER: İLGİNÇ ROMA HUKUKU KURALLARI VE YAPTIRIMLARI

Dünya üzerindeki her ülkenin öyle ya da böyle etkilendiği Roma Hukuku oldukça geniş kapsamlıdır. Romalılar uzun yıllar boyunca birçok konu hakkında kanun yazmışlardır; evlilikten mirasa, kölelikten kontratlara, dava süreçlerinden ergen çocukların haklarına kadar neredeyse her konu hakkında.

Çok gelişmiş bir hukuk sistemine sahip olan Romalılar, bizlerden farklı görüşlere ve kültüre sahip oldukları için bizimkilerden farklı hatta bugün bize oldukça ilginç gelen kurallara sahiptiler. Bu yazımızda Romalıların kullandığı ilginç kanunlardan ve yaptırımlardan bahsedeceğiz.

Kölelik; kişinin köle olması, annesi doğum yaptığında köle ya da özgür olmasına bağlıydı çünkü köleler evlenemediği için babanın kim olduğu bilinmeyebilirdi. Justinianus'a göre ise anne, çocuğa hamile kaldığı sırada özgür ise ya da hamilelik döneminde kısa bir süre bile olsa özgür olduysa çocuk özgür doğuyordu.

Manumissio; köle sahibinin kölesini özgürleştirdiği hareketidir. Birkaç şekilde gerçekleşebilir. Manumissio Censu kölenin isminin sahibi tarafından vatandaş listesine yazılmasıdır. Manumissio Vindicta bir devlet yetkilisinin şahitliğinde değnek ile köleyi azat etme. Manumissio Testamento köle sahibinin vasiyetnamesinde kölesini azat ettiğini belirtmesi.

Evlilik; Roma hukukunda evlilik iki şekilde gerçekleşiyordu; cum manu (el ile) ve sine manu (el olmadan). Cum manu evliliklerde kadın eşinin boyunduruğu altına girmektedir ve özgürlüğünü kısmen kaybetmektedir. Cum manu evlilikler üç şekilde olmaktadır; confarreatio (dini seramoni), coemptio (kadının satılması), usus ise kadın ve erkeğin bir sene boyunca aynı yatakta yatmalarıyla otomatik olarak evli sayıldıkları evlenme türüdür. Evlenmenin önüne geçmek istedikleri taktirde kadının üç gece başka yerde uyuması gerekiyordu. Sine manu evlilik ise ya kadının bağımsızlığını korumak için kullanılıyordu ya da kadın zaten başka biriyle evli ise kullanılıyordu. Ancak bu evlilik türünde kadın, kocasının resmi mirasçısı olamıyordu.

Olgunluk yaşı; olgunluk yaşı iki farklı grup hukukçu arasında değişkenlik göstermektedir. Proculiani grubu erkeklerde olgunluk yaşının 14, kızlarda ise 12 olduğunu söylerken, Sabiani grubu ise durumun davadan davaya göre değişkenlik gösterdiğini savunur.

Usucapione; “kullanım ile sahibi olunma” anlamına gelen usucapione sadece Roma vatandaşlarının kullanabildiği bir haktı. Eğer birinin taşınmaz bir malını bir senedir kullanıyorsanız o bir senenin sonunda o mal sizin oluyordu. Taşınmaz mallar için ise bu iki seneydi.

Mancipatio; bir satış türüdür. Olgunluk yaşına ulaşmış beş şahidin önünde yapılır. Satın alacak olan kişi libripens adı verilen bronz teraziyi tutarak; “Ben X kişisi, Y kanuna dayanarak bu eşya benimdir diyorum ve bu eşyayı bu bronz terazi ile alıyorum”  der. Bu işlem sadece taşınmaz mallar için kullanılmaktadır ve bu malı temsil etmesi adına onun bir parçasını veya onunla ilgili taşınabilecek bir parça getirilir. Alım satım dışında da şu durumlarda kullanılır; coemptio evlilikte, emancipatio, babasının boyunduruğu altında olan çocuğunu serbest bırakmakta.

Cautio damni infecti; toprak sahibinin yaptığı işlemler sonucunda komşusuna gelebilecek herhangi bir zararı ödeyeceğine dair taahhüttür.

Actio aquae pluviae arcendae; suyun normal akışını değiştiren ve sonucunda komşusunun toprağına zarar veren kişinin tazminat ödeme zorunluluğu.

Yedek mirasçı; vasiyetname sahibi, ilk yazdığı mirasçısının mirasını kabul etmemesi durumunda ya da öldüğü vakitte mirasçısı olarak yazdığı kişi olgunluk yaşına erişmediği durumunda varlıklarını yedek bir mirasçıya verebiliyordu. (Ben X kişisi, Y kişisini mirasçım ilan ediyorum, eğer Y kişisi 100 gün içerisinde mirasımı kabul etmez ise mirasımın sahibi Z kişisidir).

Fideicommissum; miras bırakan kişi mirasının bir kısmını belli bir kişiye bırakmak istediğinde ancak bu kişi mirasçı olamayacak durumda (roma vatandaşı değilse ya da kadınsa gibi) olduğunda kullanılır. Miras bırakan kişi önce malını mirasçı olabilecek birine emanet bırakır, mirasçı olamayan diğer kişiye vermesi için. Ancak ilk başlarda bu durumun hukuksal bir bağlayıcılığı yoktu, yani miras emanet edilen ilk kişi görevini yerine getirmeyebilirdi.

Roma Hukuku'nda suçlar dört ana başlığa ayrılır.

Furtum; başkasının taşınmaz malını çalmak. Eğer ki hırsız suç sırasında yakalanırsa çaldığı malın değerinin dört katı, sonrasında yakalandıysa iki katını ödemekle yükümlüydü. Ayrıca çalınmış eşyayı kullanan kişi/ler veya suçla ilgisi olduğu düşünülen kişiler de eşyanın üç katı değerini ödemekle yükümlüydü. Soruşturmayı sabote eden, yanlış bilgi veren veya yalan söyleyen kişiler ise dört katını ödemek zorundaydı.

Rapina; başkasının taşınmaz malını şiddet kullanarak çalmak.

Iniuria; kişi yaralanmalarını ifade eder ve üç gruba ayrılır; vücudun belli bir kısmının ağır yaralanması, kalıcı bir hasar bırakmayacak kemik kırılması ve en son ufak çaplı yaralama. Eğer yaralayan kişi ve yaralanan kişi arasında bir anlaşmaya varılmazsa öç alma yoluna gidilirdi.

Damnum iniuria datum; başkasının malına haksız zarar verme. Üç gruba ayrılmaktadır; başkasının kölesini veya sürüye ait bir hayvanını öldürmek, başkasının alacağı parayı haksız yere kabul etmek (X kişisi size borcu var sanıp size veriyor ama aslında Y kişisine borcu var ve siz haksız yere kabul ediyorsunuz verdiği parayı) son olarak da yakma, kırma ve parçalama içeren zarar vermeler. Hepsi için para cezası uygulanmaktaydı.(WANNART- SELİN TOPKAYA)