PAVYON GİBİ UYGUNSUZ YERLERE GİTMEK GÜVEN SARSICI DAVRANIŞ OLUP BOŞANMA SEBEBİDİR

PAVYON GİBİ UYGUNSUZ YERLERE GİTMEK GÜVEN SARSICI DAVRANIŞ OLUP BOŞANMA SEBEBİDİR

T.C.

Yagıtay

2. Hukuk Dairesi

2016/15985 E.

2018/4689 K.

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Mahkemece; "davalının alkol alışkanlığının olduğu, davalının maaşının alkol ve başkaca harcamalar sebebiyle aldığı gün tükendiği, maaşı aldığı gün pavyona, gazinoya gittiği, tarafların karşılıklı olarak birbirlerine küfür ve hakaret ettikleri, davacının çocuklarını eve kapatıp dışarı çıktığı, davacının yaşadığı evde başka erkeklere ait araç ile başka erkeklerin görüldüğü, davacı kadının başka erkekle bir çok kez uzun süreli telefon görüşmelerinin olduğu, davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu" gerekçesiyle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de; davalı erkeğe kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasına davacı kadın tarafından usulüne uygun şekilde dayanılmadığı gibi bu konuda dinlenen tanık Musa'nın beyanı da sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup, bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenmesi doğru değildir. Davacı kadının temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışları ile davalı erkeğe mahkemece yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarının değerlendirilmesinde ise boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının davalı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gereklidir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamıştır.

3- Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olan eş yararına yoksulluk nafakasına karar verilemez (TMK m.175). O halde; davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddine karar vermek gerekirken hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

4- Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/1). Davalı erkeğin, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında maddi ve manevi tazminat (TMK m 174/l-2) talebi bulunmadığı halde, aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması da doğru olmayıp, hükmün açıklanan bu sebeple de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.04.2018 (Pzt.)