PROTOKOL GEREĞİNCE HARİCEN ÖDEME YAPILMASI - İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - HUKUKİ YARAR
T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
22. HUKUK DAİRESİ
2022/1691 E.
2023/818 K.
1.6.2023 T.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Devam Eden İcra Dosyası Kapsamında Taraflar Arasında Ayrı Bir Protokol Düzenlendiği ve Bu Protokol Gereğince İcra Müdürlüğü Dosyasına Değil Haricen Davalı Hesabına Ödemeler Yapıldığı/Ödemelerin Protokolde Kararlaştırılan Miktarlarda ve Tarihlerde Yapılıp Yapılmadığı Hususunda Taraflar Arasında İhtilaf Bulunmakta Olup İİK Md.361 Değil Protokol Hükümlerinin Tartışılması Gerektiği )
HUKUKİ YARAR ( Hakimin Önüne Gelen Bir Davada Dava Şartlarının Mevcut Olup Olmadığını Re'sen Gözetmesi Gereği/Olumlu Dava Şartlarından Birinin de Davacının O Davayı Açmakta Hukuki Yararının Bulunması Olduğu - Açılmasında Davacısı Yönünden Hukuki Yarar Bulunmayan Bir Davanın Dava Şartının Yokluğundan Dolayı Reddedilmesi Gerektiği )
PROTOKOL GEREĞİNCE HARİCEN ÖDEME YAPILMASI ( İİK Md.361 Değil Protokol Hükümlerinin Tartışılması Gerektiği Anlaşıldığından Davacı Yanın İşbu Davayı Açmakta Hukuki Yararının Bulunduğu/Dava Dosyasının Kapsamı ile Mevcut Delil Durumu ve İleri Sürülen İstinaf Sebepleri Birlikte Değerlendirildiğinde Mahkemenin Hüküm Kurmasını Sağlayacak Olan Tüm Esaslı Delillerin Toplanmamış ve Mahkemece Değerlendirilmemiş Olması Nedeniyle Verilen Kararın Hatalı Olduğu )
2004/m.67,361
ÖZET : Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası sonucu devam eden icra dosyası kapsamında taraflar arasında ayrı bir protokol düzenlenmiş olup, bu protokol gereğince icra müdürlüğü dosyasına değil, haricen davalı hesabına ödemeler yapılmıştır. Ödemelerin protokolde kararlaştırılan miktarlarda ve tarihlerde yapılıp yapılmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmakta olup, bir başka ifade ile İİK Md.361 değil, protokol hükümlerinin tartışılması gerektiği anlaşıldığından davacı yanın işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne karar verilmiştir.
DAVA : Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi. Gereği düşünüldü:
KARAR : İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme kapsamında ödenmeyen 15 fatura bedeli alacağının tahsiline yönelik olarak Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2015/13606 E. sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine davalı takip alacaklısı tarafından açılan itirazın iptali davası sonucunda Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/558 E. sayılı dosyasında davanın dava dilekçesinde belirttiği asıl alacak ve ferileri üzerinden iptaline ve takibin devamına karar verildiğini, karar sonrasında davalı ile müvekkili arasında bahse konu dava dosyasında hüküm altına alınan borcun ödenmesine yönelik olarak 2017 yılında protokol imzalandığını, protokolde öngörülen vade tarihlerinde ve miktarlarında ödeme yapılarak protokole konu borcun tamamen ödenmesine ve borcun tasfiyesinin kararlaştırıldığını, buna rağmen davalı alacaklının değinilen icra takip dosyasında takibe devam ettiğini ve müvekkilinden haksız yere icraen tahsilat yaptığını belirterek borçlu olmadıkları halde ödedikleri 544.315,56 TL'nin ödeme tarihi olan 27/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdaden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/829 E. sayılı dosyasında açılan dava nedeniyle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davacının bahse konu şikayet dosyasında yaptığı başvuru derdest iken istirdat davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı takip borçlusunun protokolün 3.3 maddesinde öngörülen vade tarihlerinde bir kısım taksit ödemelerini yapmadığını, söz konusu gecikmeli ödemeler sebebiyle protokolün 3.5 maddesinin uygulandığını ve protokole konu diğer borç miktarlarının da muaccel hale geldiğini, bu nedenle icra takibine müvekkilinin devam ederek protokole konu bakiye alacak miktarını icraen davalıdan tahsil ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının halen istinaf aşamasında olan ve söz konusu muhtıra tebliğine yönelik icra müdürlüğü işleminin iptaline yönelik olarak Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/829 E. sayılı şikayet dosyasında yaptığı başvuru derdest iken iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
İtirazın iptali davası sonrasında müvekkili ile davalı arasındaki protokol kapsamında müvekkilinin üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı yanca icra takibine devam edildiğini, Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin ve Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin farklı yönde kararları bulunduğunu, çelişkili kararlar nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkilinden fazla tahsilat yapılması nedeniyle alacağının varlığının genel mahkemelerde tespit ettirmesinde hukuki yararının bulunduğunu bildirerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık hukuki yarar noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 Sayılı HMK'nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2015/13606 E. sayılı takip dosyasının UYAP üzerinde bulunan bir örneğinin incelenmesinden davalı takip alacaklısı tarafından davacı borçlu aleyhine düzenlenen yabancı para fatura alacaklarına istinaden başlatılan ilamsız takip olduğu, yasal süresinde itiraz üzerine duran icra takibine vaki itirazın Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/558 E. sayılı takip dosyasında verilen karar ile iptaline karar verildiği ve takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan taraflar arasında imzalanan protokol fotokopisinin incelenmesinden Ankara 5. İcra Müdürlüğü'nün 2015/13606 E., Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/558 E. 2017/529 K. Sayılı ilamından doğan alacak ve ferilerinin ödenmesi ile takip dosyalarının kapatılmasına ilişkin düzenlendiği, borcun belirtildiği, ödeme miktarları ve tarihlerinin kararlaştırıldığı anlaşılmış olup, davacı tarafından bir kısım ödemelerin farklı tarih ve miktarlarda davalının banka hesabına yapıldığı ödeme dekont suretlerinin incelenmesi ile tespit edilmiştir.
Öte yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.11.2007 tarih, 2007/13-848E, 2007/840 K sayılı kararında da belirtildiği gibi; açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi dava şartlarının bulunmasına bağlıdır. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli); diğer bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re'sen gözetmelidir.
Olumlu dava şartlarından biri de davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğundan dolayı reddedilmelidir.
Hukuki yararın varlığı koşulunun mevcut olup olmadığı, her bir davada o davaya konu olayın somut özellikleri çerçevesinde, hakim tarafından değerlendirilmelidir.
Bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün bulunduğu hallerde, o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yarar yoktur. Bazen bizzat Kanun, bir hakkın dava dışı bir yolla elde edileceğini açıkça düzenler ve hak sahibinin ayrıca bir ilam almasına gerek bulunmadığını özellikle vurgular. İşte, bir davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığının, açık ve özel bir kanun hükmüyle belirtildiği bu tür hallerde, davacının o davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının hakim tarafından resen değerlendirilmesine gerek yoktur. Zira, Kanun Koyucu, ayrıca hüküm alınmasının gerekmediğini belirtmek suretiyle, o hakkın dava konusu edilmesinde hukuki yararın mevcut olmadığını baştan ve bizzat belirlemiş olmaktadır.
Mahkeme kararına gerek bulunmayan Kanunda özel olarak belirtilen hallerden biri de İcra ve İflas Kanunu'nun “Fazla verilen paranın geri alınması” başlıklı 361. maddesidir. Bu hüküm, “İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.” şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir.
Belirtilmelidir ki; 361. madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen durumlarda uygulama yeri ve alanı bulunan, özel bir hükümdür. Buna göre, icra daireleri, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlüdürler.
Açıktır ki, burada, icra müdürüne kanun tarafından verilmiş, özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamındaki bir yetki söz konusudur. İcra Müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunu hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri verecektir.
Borçlunun o yoldaki talebine rağmen, icra müdürlüğü iadeyi sağlamadığı takdirde, bu işleme karşı borçlunun İcra ve İflas Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca şikayet yoluna başvurabileceği açıktır. Bu yolun, borçlu yönünden genel hükümlere göre dava açma yoluna oranla daha az güvence sağlayacağı da ileri sürülemez. Zira, icra müdürü işlemini şikayet yoluyla inceleyecek olan da bir Mahkeme (İcra Mahkemesi)dir ve onun kararına karşı kanun yolları da açıktır. Dahası, fazladan tahsil edilen paranın istirdadı konusunda ayrı bir ilam alınmış olsa bile, o ilamın infazı yine icra dairesince sağlanacağına göre, dava yoluyla elde edilecek başkaca ve pratik bir yarar da bulunmayacaktır.
Somut olayda itirazın iptali davası sonucu devam eden icra dosyası kapsamında taraflar arasında ayrı bir protokol düzenlenmiş olup, bu protokol gereğince icra müdürlüğü dosyasına değil, haricen davalı hesabına ödemeler yapılmıştır. Ödemelerin protokolde kararlaştırılan miktarlarda ve tarihlerde yapılıp yapılmadığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmakta olup, bir başka ifade ile somut olayda İİK 361. maddesinin değil, protokol hükümlerinin tartışılması gerektiği anlaşıldığından davacı yanın iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK'nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2021/295Esas, 2022/19Karar ve 19/01/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-)HMK.'nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-)İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-)Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK'nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 01.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.