RESMÎ GAZETE’NİN İÇERİĞİ İLE YAYIMLANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARIN BELİRLENDİĞİ (10) NUMARALI CBK’NIN İPTALİ İSTENEN KURALLARININ ANAYASA’YA AYKIRI OLMADIĞI
Anayasa Mahkemesi 18/3/2021 tarihinde E.2018/127 numaralı dosyada, (10) numaralı Resmî Gazete Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin; 2. maddesinin ikinci cümlesinde yer alan “…lüzum görüldüğü takdirde,…” ve 6. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan “…uygun bulunmayan veya…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.
A. Resmî Gazete’nin Basılı Ortamda Yayımlanmasını Düzenleyen Kural
Dava Konusu Kural
Dava konusu kural ile Resmî Gazete’nin basılı ortamda yayımlanması düzenlenmiştir. Buna göre Resmî Gazete’nin her durumda internet ortamında yayımı esas olup lüzum görüldüğü takdirde ayrıca basılı ortamda da yayımı mümkün olacaktır.
İptal Talebinin Gerekçesi
Dava dilekçesinde özetle; kuralla Resmî Gazete’ye erişimin internet ortamıyla sınırlı tutulduğu, bu durumun internette meydana gelebilecek teknik sorunların varlığı gibi hâllerde Resmî Gazete’ye erişilememe ihtimalini barındırdığı belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
1. Konu Bakımından Yetki Yönünden
Resmî Gazete yayımının idari nitelikte bir işlem olduğu gözetildiğinde lüzum görüldüğü takdirde Resmî Gazete’nin ihtiyaç duyulan sayıda basılı olarak yayımlanabileceğini öngören dava konusu kuralın yürütme yetkisine ilişkin bir konuyu düzenlediği açıktır.
Kural, Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesi yasaklanan Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle, siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme de içermemektedir. Öte yandan Anayasa’da Resmî Gazete’nin yayımına ilişkin usul ve esasların kanunla düzenleneceğine dair herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle Resmî Gazete’nin basılı ortamda yayımını lüzum görülmesi şartına bağlayan kuralın Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen bir konuyu düzenlediğinden bahsedilemez. Ayrıca Resmî Gazete’nin yayım usul ve esaslarına ilişkin yürürlükte olan herhangi bir kanuni düzenleme saptanmamıştır. Dolayısıyla kural, kanunda açıkça düzenlenen konulara ilişkin de değildir.
2. İçerik Yönünden
Hukuk devletinin temel unsurlarından biri belirlilik ilkesidir. Bu ilke yürütmenin asli düzenleyici işlemi niteliğinde olan CBK’lar bakımından da geçerlidir. Dolayısıyla CBK’ların da hem kişiler hem idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması gerekir.
Dava konusu kural ile Resmî Gazete’nin internet ortamındaki hâline hukuki geçerlilik tanınmış ve Resmî Gazete’nin basılı ortamda yayımı zorunlu tutulmamıştır. Bu itibarla Resmî Gazete’nin basılı ortamda yayımı aranmaksızın tüm sayıları bakımından erişim imkânı internet ortamında yayım ile mümkün kılınmıştır. Resmî Gazete’nin her durumda internet ortamında yayımının öngörüldüğü gözetildiğinde hukuki belirlilik ve güvenlik ilkeleri çerçevesinde önem taşıyan konulardan biri olan erişilebilirliğin sağlandığı açıktır.
Kuralla Resmî Gazete’nin basılı ortamda da yayımının yalnızca lüzum görüldüğü durum ile sınırlı tutulması suretiyle kamu kaynaklarından tasarruf edilmesi ve çevrenin korunması amaçlanmıştır. Bu yönüyle kuralın kamu yararı dışında başka bir amaç güttüğü söylenemez.
Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın konu bakımından yetki ve içeriği itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.
B. Resmî Gazete’de Yayımlanmak Üzere Gönderilenlerle İlgili Kural
Dava Konusu Kural
Dava konusu kuralla Cumhurbaşkanlığınca yapılan inceleme sonucunda Cumhurbaşkanı programı ile kalkınma plan ve programlarına uygun bulunmayan, bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından hazırlanan ve Resmî Gazete’de yayımlanmak üzere gönderilen yönetmelik, tebliğ ve diğer düzenleyici idari işlemlerin kurumuna iade edilmesi öngörülmüştür.
İptal Talebinin Gerekçesi
Resmî Gazete‘de yayımlanmak üzere gönderilen düzenleyici idari işlemlerden uygun bulunmayanların kurumuna iade edilmesinin üniversitelerin özerkliği ilkesiyle bağdaşmadığı, uygun bulunmama kavramının belirsiz olduğu, kuralın keyfî uygulamalara neden olacağı, düzenleyici idari işlemlerin hukuka uygunluk yönünden Cumhurbaşkanlığınca incelenmesinin yürütmenin yargı organının yerine geçerek özerk kurumlar üzerinde yargısal denetim yetkisi kullanmasına neden olacağı belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
1. Konu Bakımından Yetki Yönünden
Yürütme yetkisine ilişkin konu kapsamında kalan dava konusu kural Anayasa’nın CBK ile düzenlenmesi yasaklanan Bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle, siyasi haklar ve ödevler ile ilgili herhangi bir düzenleme de içermemektedir.
Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesi uyarınca CBK’lar bakımından aranan bir diğer husus, CBK kuralının Anayasa’da münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konulara ilişkin olmaması gereğidir.
Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrasında CBK’yla düzenleneceği özel olarak belirtilen konular arasında Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatına yer verilmemiş ise de Anayasa Mahkemesinin E.2019/71 sayılı kararında Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatının da anılan madde kapsamında CBK’yla düzenlenebileceğine hükmedilmiştir.
CBK’lar ile bakanlıkların kurulmasını, kaldırılmasını, görevleri ve yetkilerini, teşkilat yapısını düzenleyebilme yetkisini haiz Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanlığı merkez teşkilatı ile Cumhurbaşkanlığının yürütmeye ilişkin görev ve yetkilerini de CBK ile düzenleyebileceği kabul edilmelidir. Kuralla Cumhurbaşkanlığının Resmî Gazete’yi yayımlamasına ilişkin görev ve yetkisi düzenlenmekte olup, kural Anayasa’nın 106. maddesinin on birinci fıkrası kapsamında CBK ile düzenlenmesi özel olarak öngörülen konu kapsamında kalmaktadır.
Bu bağlamda Anayasa’nın CBK’lar tarafından düzenleneceğini özel olarak öngördüğü bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görev ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması kapsamında düzenleme yaptığı anlaşılan kuralın Anayasa’nın 104. maddesinin on yedinci fıkrasının üçüncü cümlesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Diğer yandan Resmî Gazete‘de yayımlanması için gönderilen yönetmelik, tebliğ ve diğer düzenleyici idari işlemler hakkında yapılacak incelemeye ilişkin herhangi bir kanuni düzenlemenin varlığı tespit edilememiştir. Bu itibarla kuralın kanunda açıkça düzenlenen bir konuya ilişkin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
2. İçerik Yönünden
Dava konusu kuralda incelemeye ve iadeye konu işlemlerin neler olduğu ve hangi kurumlar tarafından gönderilenlerin bu kapsamda yer aldığı açıkça belirtilmiştir. Yine kuralda ilgili düzenleyici işlemler üzerinde yapılacak incelemenin kapsamı, içeriği ve incelemeyi yapacak makam belirtilmiş; bu inceleme neticesinde Cumhurbaşkanı programı ile kalkınma plan ve programlarına uygun bulunmayan düzenleyici idari işlemlerin kurumuna iade edileceği hükme bağlanmak suretiyle kuralın sınırları çizilmiştir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın konu bakımından yetki ve içeriği itibarıyla Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.
>> Anayasa Mahkemesinin 18/3/2021 Tarihli ve E: 2018/127, K: 2021/18 Sayılı Kararı